Konuk Yazarlar
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Temel Demirer – YAĞMA + İSRAF + BORÇ + İŞSİZLİK + VD=ÇÖKÜŞ KÂBUSU[*]

Temel Demirer – YAĞMA + İSRAF + BORÇ + İŞSİZLİK + VD=ÇÖKÜŞ KÂBUSU[*]

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Sen bakma havanın durgunluğuna

derya dediğin uyur uyur uyanır.”[1]

 

Fakir Baykurt’un, “Şimdi çoklar azaldı, azlar da tükendi,” diye tarif ettiği bir ufuktayız

Hani Hasan Hüseyin Korkmazgil’in, “Çirkindiler/ Korkaktılar/ Yarınsızdılar/ Geldiler itilerek/ girdiler irkilerek/ kararttılar gecemizi/ Isırdılar karanlıkta/ kanattılar türkümüzü/ kırdılar çiçekli dallarımızı/ tükürdüler içine ekmeğimizin/ ağrıttılar ağrımızı,” dizeleriyle betimlediği yerdeyiz.

“Nasıl” mı?

Türkiye sefalette dünya lideri oldu. Enflasyon ve işsizliğin toplamından oluşan ‘Sefalet Endeksi’nde Türkiye 93.3 puanla en yakın takipçisi 89.9 puandaki Arjantin’e fark atarak birinci oldu. 156 ülkenin yer aldığı endeks sıralamasında üçüncülüğü 41.4 puan ile Güney Afrika alırken onu 23.8 puanla Macaristan, 22.2 puanla Polonya, 17.5 puanla Rusya takip etti.

Dünya Sefalet Endeksi’nde Türkiye 2021 Aralık ayında 156 ülke içinde 21. sırada, Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer almıştı![2]

Kolay mı? 8 milyon asgari ücretli açlık sınırının altında yaşıyorken;[3] Birleşik Kamu-İş’in araştırmasına emekçilerin yüzde 60’ının yoksulluk sınırının altında![4]

Tam da buradayız ve “Rica ederiz, ‘olağan’ demeyin hemen her gün olup bitenlere! Kargaşanın hüküm sürdüğü, kanın aktığı, düzensizliğin at oynattığı, keyfiliğin yasalaştığı yerde demeyin sakın: Bunlar olağandır!”[5] diye haykıran Bertolt Brecht’i anımsama zamandır şimdi!

 

DURUM(UMUZ)!

 

Voltaire’in, “Bu dünyada iyi insanların yazgısı eziyet çekmek”; Jean Jacques Rousseau’nun, “Halkla hükümet arasında uzaklık ne kadar artarsa, vergiler de o ölçüde ağırlaşır,”[6] notunu düştükleri tablonun coğrafyamızdaki bugünlerine ilişkin olarak Martín Heidegger’in, “Şu düşündürücü çağımızda, daha da düşündürücü olan, bizim hâlâ düşünmüyor oluşumuzdur,” sözlerini anımsamamak mümkün değil.

Örneğin ‘Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ (TOBB) 2022’nin Mart’ında kapanan şirket sayısının yüzde 75.9 arttığına[7] dikkat çektiği tabloda TÜSİAD Başkanı Orhan Turan bile, “2022 gelir eşitsizliklerinin arttığı bir yıl olarak kayda geçebilir. Enflasyon ve işsizlik, sabit ve dar gelirlilerin gelir ve refah düzeylerini korumalarını zorlaştırdı,”[8] derken ‘Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’ Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya da ekliyor:

“Belki 1 yıl belki daha fazla sürecek krizle karşı karşıyayız”![9]

Bu kadar da değil; Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu, “Ekonomik ortam bu hâliyle bir sene daha aynı şekilde devam ederse geniş halk kesimlerinin yaşamlarını nasıl sürdüreceği belirsizdir. Önümüzdeki dönem çok da ümit vaat etmemekte, sorunlar daha da artacak”;[10] Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman da, “Yurttaş reel ücret artışını tam olarak hissedemeyecek hatta 2023’ün Mart’ı itibarıyla yeniden gelirlerinin eridiğini ve eski duruma döndüğünü gözleyecek. Toplumun yüzde 70’ini etkileyen geçim derdi devam edecek,”[11] uyarılarını yüksek sesle telaffuz ediyorlar!

Evet, çöküş derinleşerek yaygınlaşırken;[12] yaşanan kriz de, yavaş oluşur, toplumun bilincine çıktığında gerçekleşir…

Süreci bir diğer özelliği de ülkede hızlanan yoksullaşmanın, yönetenlerin halkın güvensizlik duygularını gidermedeki beceriksizliklerinin yarattığı, toplumsal olaylara gebe öfkedir.

Yönetenlerin, krizin bilinçlere çıkarak gerçekleşmesini, bir toplumsal olaya dönüşerek iktidarlarını, bu iktidarın beslediği “saadet zincirini” sorgulamasını engellemek için beklentileri yönetme, “işler aslında yolunda” izlenimi yaratma çabaları, krizin patlamadan önce daha da derinleşmesine yol açar; acilen dış kaynak bulma telaşıyla ülkenin egemenliğini zayıflatacak, hatta yeni jeopolitik riskler getirecek bağımlılıkları, maceraları kabullenmelerini kolaylaştırır. Bu da kriz bilinçlere çıkarak “gerçekleştiğinde” halkın yönetici seçkinleri çok daha büyük bir öfke ve nefretle hedef almasını getirecektir.

Kısacası ülke kritik eşiğe geldiğinde, ülkeyi bu noktaya getirmiş anlayışın temsilcisi ve uygulayıcısı yönetici seçkinlerin, bu eşikten geri dönebilecek adımları zamanında atması hemen hemen olanaksızdır.

Türkiye’nin siyasal İslâm rejimi altında, 2008 finansal krizinden sonra oluşan ortamın içinde, yavaş yavaş bu “kritik eşiğe” gelmesinin arkasında biri yapısal ikisi ise iktidarın özelliklerine bağlı üç etken var.

Yapısal olan ülkenin sermaye birikim sürecinin dış kaynak bağımlılığı ile ilgili. Bu kronik bağımlılık, ülkeyi, jeopolitik ve ekonomik dış şoklar karşısında biteviye kırılgan bir konumda tutuyor. İkinci etken siyasal İslâm’ın egemen sınıfının varoluş koşullarıyla ilgili. Bu sınıfın kendini ve iktidarını yeniden üretebilmesi rant ekonomisine bağımlıdır. Bu asalak sınıf ülkede üretilen artık-değere ancak, ekonomi dışı ilişkilerle, siyasi, kültürel araçlarla ulaşabiliyor; rant ekonomisi sanayi ve ticari kâr hatta finansal getiri üzerinde aşırı bir yük oluşturuyor. Üçüncüsü de yönetici seçkinlerinin, onları destekleyen sınıfların, sürekli “dış güçler”, “üst akıl”, “algı yönetimi” paranoyasına yol açan ve “aslına herkes bizi kıskanıyor ve yükselmemizi engellemeye çalışıyor” gibi fantezileriyle gerçeklerden sürekli kaçmasını kolaylaştıran kültürel yapısıdır.

Türkiye de sanırım artık “iflasın”, “yavaş yavaş” aşamasının sonuna gelmiştir.[13]

Kolay mı? 2022 verileriyle dış ticaret açığı bir yılda 62 milyar dolara çıktı…

Dolar borçlanma faizi: Yüzde 9.75’i geçti…

Bir yılda enflasyon: Yüzde 181’i geçti…

Vergiler: Yüzde 200 arttı…

Bir yılda dış borcun milli gelire oranı: Yüzde 60’a çıktı…

Banka kârları: Yüzde 400 artı…

Devletin yıllık vergi tahsilat artış oranı: Yüzde 106’yı aştı…

Saray’ın harcaması: Günde 10 milyonu geçti…[14]

Dahası da var!

1923-2002 kesitinde Türkiye, 247 milyar dolar dış ticaret açığı vermişti. AKP iktidarında, 2003-2022 arasında verdiği dış açık, AKP öncesi 79 yılın 5 katından fazla: Yani 1 trilyon 250 milyar dolar. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre; 2022’de yıllık enflasyon yüzde 64.27, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise yüzde 137.55![15]

Türkiye’de dış borç yükünün giderek kamuya yıkıldığı görülüyor. 5 yılda toplam dış borçlarda kamunun ağırlığı yüzde 26.5’ten yüzde 46.5’e yükselmiş durumda. Bu gelecek kuşakların sırtında büyük yük anlamı taşıyor![16]

Kamu varlıklarını özelleştiren iktidar, ekonomideki “yeni” politikasıyla Hazine’nin borç yükünü katlıyor. Hazine’nin iç ve dış borçları 2021 Ekim’inde 88 milyar TL daha arttı. AKP’nin iktidarda olduğu dönemde ise Hazine’nin borçları 2 trilyon TL artarken, özelleştirmelerle kamunun varlıkları 781 milyar TL azaldı![17]

Ayrıca Türkiye ithalata battı, dış ticaret açığı yüzde 138.4 artışla 110 milyar dolar oldu![18]

Bütçeden faize akan kaynak 2022 Ekim’inde 61 milyar lirayı aşarak rekor kırdı. Aynı dönemde bütçenin yatırım harcaması ise 25.5 milyar lirada kaldı. Faize 10 ayda 268 milyar lira gitti![19]

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasına göre 5.5 milyon yurttaş 2 bin TL için icralık…[20] Takipteki borç miktarı 30 milyar lirayı aştı. Ekonomik kriz nedeniyle vatandaş borçlarını ödeyemez hâle geldi, icra dosyası sayısı 24 milyonu buldu, yediemin depolarında boş yer kalmadı…[21] 2021 sonunda 22 milyon 500 bin olan icra dosyası sayısı, 2022 sonu itibarıyla 25 milyona yaklaştı. 1 Ocak 2022’den beri icra dosyası sayısı 2.5 milyondan fazla arttı. Günlük icra dosyası sayısı ortalama 7 bin civarında…[22] İcra dairelerinde icra ve iflas dosyası sayısı 24 milyona dayandı![23]

Her 100 aileden 70’i kredi ile yaşıyor![24]

Yeni vergi ve zamlar halkın sırtına yükleniyor. Cep telefonuyla ilgili ilk tesiste özel iletişim vergisi 117 liradan 260 liraya çıktı. Pasaport harçları kapsamında 3 yıldan fazla süreliler için rakam 1478 liradan 3 bin 295 liraya yükseldi. Ehliyet harçları ise “A sınıfı” için 370 liradan 826 lira, “B sınıfı” için 1116 liradan 2 bin 490 liraya ulaştı![25]

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşlar en temel ihtiyaçlarını bile borç alarak ve kredi çekerek ödemek zorunda kalırken, miras konusuyla ilgili açılan dava sayısı katlanarak arttı. Döviz kuru ve faizdeki artış dolayısıyla kişisel iflaslarda özellikle 2019’dan itibaren ciddi artışlar yaşandı. İcra dairelerindeki dosya sayısı son bir yılda 1 milyon 617 bin adet artarak 15 Nisan 2022 itibariyle 23 milyon 464 bine çıktı. İcra iflaslar arttıkça reddi miras davaları çoğaldı. Adalet Bakanlığı’nın ‘Adli İstatistikler 2020’ raporuna göre, 2017-2020 kesitinde mirasla ilgili açılan dava sayısının toplamı ise 30 bin 861 oldu![26]

Tüm bunlarla birlikte İstanbul, Ankara, Antalya, K. Maraş ve Mardin gibi şehirlerde sinema sanatçısı Şener Şen’in ünlü “Çıplak Vatandaş” filmindeki gibi kıyafetsiz yurttaşlar ortaya çıkmaya başladı. Yaşanan durumu psikolojik olarak ele alan Psikolog Dr. Bora Küçükyazıcı, “İnsanların yaşamsal ihtiyaçlarını temel düzeyde karşılayamaması toplumsal cinnete yol açtı,” derken;[27] Psikolog Burak İsmanur da, “Derinleşen yoksulluğun yurttaşları mutsuz hissettirdiğini” belirtti![28]

Ve nihayet coğrafyamızın en temel sorununun yoksulluk olduğunu vurgulayan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden iktisatçı Prof. Yalçın Karatepe, “Yıllardır uygulanan politikalar nedeniyle yoksulluk yapısal bir hâl aldı. Çaresiz bir biçimde kabullenildi,”[29] saptamasını yapıyor…

 

ÇÖKÜŞ, YAĞMA, KLİYANTALİZM

 

“Kralları, insanlar kral yapar”ken;[30] “Zenginlerin zevkleri fakirlerin gözyaşları ile satın alınır,” diyen Thomas Fuller kesinlikle haksız değil.

“Örnek” mi?

Sağlığın bir hak olmaktan çık(arıl)ıp, hastaların “müşteri” ilan edildiği coğrafyamızda AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2019’a geçen sürede özel hastane sayısında yüzde 112 artış olurken Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde artış yüzde 15, hastane yatak sayılarında özel hastanelerde yüzde 178, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde yüzde 33 artış olurken;[31] gençlerin yüzde 70’inin yaşamak istemediğini Türkiye’de “AKP iktidarı döneminde 20 bin genç intihar etti”![32]

Çöküş ortamında devletin kasasındaki para hızla erirken, iktidar da elde avuçta ne varsa satıyor; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, 40 kentteki kamuya ait tam 499 arsayı satışa çıkarması gibi…[33]

Bu böyleyken halkın serveti, zenginlere peşkeş çekiliyor…

Mesela ‘Beşli çete’ üyesi Cengiz İnşaat, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden 11 yılda 9 milyar TL’lik ihale aldı. İsmi, çevreyi tahrip eden projeler ile anılan şirketin KGM’den aldığı ihalelerin yalnızca birinde açık ihale yöntemi kullanılırken;[34] Cengiz İnşaat ayrıca, 11 yılda 19.7 milyar TL’lik toplam 34 kamu ihalesi aldı![35]

Yandaş ‘Yeni Şafak’ gazetesinin bağlı olduğu Albayrak Holding kamudan 11 yılda yaklaşık 7 milyar TL değerinde 437 ihale aldı. Holding patronlarından biri olan Nuri Albayrak ise AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın arkadaşı. Milyarlarca lira değerindeki ihalelerle de yetinmeyen Albayrak Holding, AKP iktidarı döneminde kamunun elindeki kâğıt fabrikasını ve şeker fabrikalarını özelleştirme kapsamında satın alarak servetini katladı![36]

2021 yılında 2 milyar 104 milyon TL gelir elde eden ancak devasa gelirine karşın Sayıştay’ın denetim kapsamı dışında bırakılan Diyanet Vakfı’nın ticari işletmesi Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Yayın Matbaacılık, MEB’in 1.5 milyon TL’lik ihalesini üstlendi. Milli Eğitim Bakanlığı, Ders Aletleri Yapım Merkezi’nin eşleştirme kartlarını 1 milyon 599 bin TL’ye TDV Yayın Matbaacılık’a bastıracak. On yılda sermayesi yüzde bin 802 artan şirket 4.6 milyon TL’lik 6 adet de kamu ihalesi aldı![37]

Dahası var; mesela israf talanı gibi!

 

İSRAF TALANI

 

Charles Darwin’in, “Seni cennet vaadiyle kandırıp fakirliğe mahkûm edenlerin hayatlarına bak bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin,” sözleri en çok gününüz Türkiye’si için geçerli!

Mesela saray!

  1. i) Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014’ten beri 18 milyar lira harcayarak, kendisinden önceki Cumhurbaşkanları Gül ve Sezer’e açık ara fark attı. Sarayın faturası ise halka yüklendi![38]
  2. ii) Saray yönetimi faize günlük 871 milyon TL, müteahhitlere ise günlük 352 milyon TL’ye denk düşen harcamalara imza attı. Sadece iki harcama kalemi için günlük 1 milyar 200 milyon TL ödeme yapıldı![39]

iii) Erdoğan 2023’te 100 bin lira maaş almayı sürdürecek. Cumhurbaşkanlığı’nın bütçesi yüzde 60’a yakın artarken Saray günde tam 18 milyon TL harcayacak![40]

  1. iv) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı “Aklınla Verimli Yaşa” ismiyle hazırladığı tasarruf tedbirlerinde “Duş süresini 4 dakikaya düşürün” şeklinde tavsiyeler bulunurken, Cumhurbaşkanlığının günlük harcaması ise 10 milyon TL. Bir asgari ücretlinin bu rakama ulaşması için ömrü boyunca çalışması da yetmiyor. Zira sarayın günlük harcaması 1818 asgari ücret (1818 ay, 150 yıl) ediyor![41]
  2. v) Erdoğan, halkın krizle boğuştuğu 2022 Mart’ında, örtülü ödenekten 788 milyon TL harcadı. Bu tüm zamanların rekoru olarak kayıtlara geçti![42]

Evet saray müthiş bir israftır; ama dahası da var!

  1. vi) Meclis’e sunulan 2023 teklifinde 16 milyar 98 milyonluk bütçesinin yüzde 123 artışla 35 milyar 910 milyon liraya çıkarılması öngörülen Diyanet’te başkan Ali Erbaş, 45 günde 6 ülkeye gitti ve Erbaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la çıktığı gezilerin bir kısmında sadece “Hayırlı olsun duası” okumakla yetindi![43]

vii) Yurttaşa aza kanaat öğüdünde bulunan Diyanet’in 2022 Ocak-Mayıs döneminde yaptığı matbaa harcaması toplamı 15 milyon TL’yi aştı. Dev bütçeli kurum, 2022 Nisan’ında 8.5 milyon TL’lik kitap basım anlaşması imzaladı![44]

viii) Diyanet’in 2022 yılında 62 milyon TL olan Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü ödeneğinin, 2023 yılında 439.8 milyon TL’ye fırlayacağı ortaya çıktı![45]

  1. ix) İktidar şimdi de Diyanet Akademisi için harekete geçti. Din personeline eğitim verilmesi planlanan yüksek ihtisas merkezlerinin inşası ile bakım ve onarımı için ise son 3 yılda toplam 93.1 milyon TL harcandı![46]
  2. x) Cumhurbaşkanlığı’nın ‘Yazlık Sarayı’na giden ve binlerce ağaç kesilerek inşa edilen Okluk yolunda heyelanı önlemek için yeni bir inşaata başlandı. 50 milyon TL’lik ihale TEYDA isimli şirkete ‘pazarlık’ yöntemiyle gitti![47]
  3. xi) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi Fatmanur Altun’un yönetim kadrosunun huzur haklarına yüzde 190 zam yapan THY’nin borcu bir yılda yüzde 90 arttı. Banka kredi borcu ise yüzde 117 yükseldi![48]

xii) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi olarak okçuluğa merak salmasıyla Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın taşra birimleriyle AKP’li belediyeler de okçuluk merkezlerine yöneldi. 2.5 yılda çok sayıda gençlik ve spor il müdürlüğü ve AKP’li belediye, okçuluk merkezi ve salonu için milyonlarca liralık ihale düzenledi.

2020’den bu yana milyonlarca liralık okçuluk malzemesi alımı, bakımı, okçuluk poligonu, okçuluk salonu gibi tesis ihaleleri yapıldı. Bu kapsamda örneğin, AKP’li Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin “Kayseri EtnoSpor ve Okçuluk Merkezi” için Mart 2020’de çıktığı ihale, 9 milyon 700 bin liraya sonuçlandı.

Altındağ Belediyesi’nin, Ağustos 2020’de, “5 adet bireysel antrenman salonu, 1 adet okçuluk spor tesisi ve 1 adet sporcu fabrikası” için yaptığı ihalede ise sözleşme 23 milyon 149 bin 557 liraya imzalandı.

AKP’li Şahinbey Belediyesi’nin Kasım 2021’de düzenlediği “binicilik ve okçuluk tesisleri” ihalesi ise 57 milyon 777 bin liraya sonuçlandı. Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü de Şubat 2022’de, “Recep Tayyip Erdoğan Spor Kompleksi bakım, onarım ve okçuluk yeri yapım” işi ihalesi düzenledi. İhale bedeli 4 milyon 140 bin lira oldu![49]

xiii) 25 Mart 2022’de açılan Tokat Havalimanı’nın maliyetinin 550 milyon TL’ye ulaştığı belirtilirken havalimanı için düzenlenen üç DHMİ ihalesi kapsamında 272.1 milyon TL’lik sözleşme imzalandı. Yıllık 2 milyon yolcu kapasitesine sahip yeni havalimanı akıllara, “Tokat’a 3 saat uzaklıktaki Merzifon Havalimanı ne olacak?” sorusunu getirdi![50]

xiv) “Her ile havalimanı açıyoruz” diye övünen AKP’nin projelerinden olan Balıkesir Havalimanı’na iki yıl geçmesine rağmen bir uçak dahi inmedi. Kullanılmayan havalimanı için elektrikten sonra şimdi de etrafı saran otların temizlenmesi için ihaleye çıkıldı. AKP, 2016’da yılında Balıkesir’e bir havalimanı yapma kararı aldı. Yolcu sayısı 1 milyon hedeflenen ve proje tutarı 30 milyon lira olarak belirlenen havalimanı 2019 yılında 76 milyon lira harcanarak yapıldı. 100’e yakın kişinin görev yaptığı havalimanı, Nisan 2020’de hizmete açıldı. Ancak açıldığı günden bugüne kadar bir tek uçak inmedi. Elektriklerin yandığı, klimaların çalıştığı ve onlarca kişinin işbaşı yaptığı havalimanı bir yolcu dahi göremedi. Çalışmayan Balıkesir Merkez Havaalanı için Ulaştırma Bakanlığı 1 milyon 150 bin kW elektrik ihalesine çıktı![51]

  1. xv) Garantili mega projelerden olan Osmangazi ve 1915 Çanakkale Köprüleri 9 günlük bayram tatilinde yoğun olarak kullanıldı. Ancak bu dönemde bile Hazine şirketlere ilave ödeme yapmak zorunda kaldı. 9 günlük tatilde 2 köprünün faturası 240 milyon TL![52]

xvi) Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı projesi akıl kârı değildir. Çünkü devlet, ödeyeceği 160 milyon dolar garanti parasının üzerine 75 milyon dolar daha koyarak garı kendisi yapabilir, 235 milyon dolar yatırım yapmış olur. Ortaklara 14 yıl boyunca devletin verdiği garantinin tutarı 159 milyon dolar. Ama bu yolcu sayısında garanti rakamına ulaşılamadığında geçerli. Yani tek bir yolcu olmazsa dahi ortakların bu geliri garanti![53]

xvii) Belediyelerin ve bağlı idarelerin 30 Kasım 2021 itibarıyla kamuya olan borç tutarı 10 milyar 471 bin TL oldu. 17 yıldır AKP’nin yönettiği Kocaeli Belediyesi, 4 milyar 635 milyon TL’lik borç ile yine en borçlu belediye![54]

Ya Diyanet’e[55] ne demeli?

xvii) “Diyanet 12.9 milyar TL ödenek ile başladığı 2021 yılını 13.2 milyar TL harcama ile tamamladı. Dev bütçesi ve bütçe harcamasına karşın ‘Ödeneğimiz artırılmalı’ önerisinde bulunup, yurttaşlardan da 70 milyon TL’ye yakın bağış topladı”![56]

xix) 2020’de 1 milyar TL bağış toplayan Türkiye Diyanet Vakfı’nın 2021’de yaptığı harcamalar belli oldu. İnşaat faaliyetleri için 82.8 milyon TL harcayan vakıf, Diyanet’in yurtdışı temsilciliklerine ise 938 bin dolar aktarmış![57]

  1. xx) Yurttaşın vergileri ile oluşturulan dev bütçesi ile tartışma yaratan Diyanet, vakıf ve derneklere dört buçuk yılda toplam 356 milyon 550 bin 201 TL aktardı![58]

xxi) 2022 yılının ilk çeyreğinde 4.9 milyon TL’lik kitap basım harcaması yapan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kasasından, yalnızca “Neden Müslüman Oldum?” ve “Sosyal Medya Ahlâkı” kitaplarının basımı için 667 bin TL çıktı![59]

xxii) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2021’deki faaliyetlerini içeren raporunda, hizmet binalarının yapımı için gönderilen ödeneklerin detayları paylaşıldı. İdare, “Büyük onarım ve ikmal inşaatları” adı altında 73,5 milyon TL’lik ödenek kullanırken Kur’an kurslarının onarım ve inşaatları için 3.9 milyon TL, müftülük binalarının onarımı için 6 milyon TL harcadı![60]

xxiii) Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Sayıştay Başkanlığı’na sunulan mali tablolar, vergi gelirinin büyüklüğünü ortaya koydu. İdarenin 2019-2021 dönemindeki vergi geliri, 2 milyar 411 milyon 856 bin TL olarak hesaplandı![61]

Ya da millet bahçesi savurganlığı!

xxiv) Sinop’un AKP idaresindeki Boyabat ilçesine 92,2 milyon TL’lik millet bahçesi inşa edilecek. TOKİ’nin 2022 yılında millet bahçeleri için harcadığı para 6 milyar TL’yi aşacak![62]

xxv) AKP’li belediyelerin millet bahçesi sevdasında çıta yine yükseğe konuldu. Hatay’ın Payas ilçesine 13.3 milyon TL’lik, 3 bin 548 nüfusu bulunan Niğde Çiftlik’e ise 1.4 milyon TL’lik millet bahçesi yaptırılacak![63]

xxvi) Millet bahçeleri için yapılan dev harcamalara bir yenisi ekleniyor. Tartışmalı şekilde yıkılan Sivas Numune Hastanesi’nin yerine yapılacak millet bahçesinin maliyeti belli oldu. Projeye 133 milyon TL harcanacak![64]

Bir de “İtibardan tasarruf edilmez,” diyen bürokratik lüks çılgınlığı var!

xxvii) TBMM, envanterinde bulunan araçlar için genişletilmiş kasko ihalesi düzenliyor. 175 araçtan oluşan filonun değeri 100 milyon TL. Mevcut araçlarla yetinmeyen Meclis, 27 araç kiralamak için yeni bir ihaleye çıkacak![65]

xxviii) AKP’li Uşak Belediyesi başkanı kendisine dokunmatik ekranlı, duvar panelli, hava durumunu ölçen kameralı, kızılötesi kontrollü, hareket dedektörlü, motorlu kapı kilitli makam odası yaptırdı. Fen İşleri Müdürlüğü, başkanlık binası olarak kullanılmak üzere iki blok arasına yapılacak olan ek hizmet binası yapım işini 2021’de 10 milyon 952 bin TL’ye ihale etmişti. Bunun yanında kaba ve ince inşaatı biten ek hizmet binasının iç dizaynı için ise KDV hariç 18 milyon lira harcanacağı belirtildi![66]

xxix) AKP’li Osmangazi Belediye Başkanı Dündar ile 6 AKP milletvekilinin de aralarında yer aldığı 23 kişi geziye gitti. Yapılan gezinin yaklaşık 200 bin TL’lik yol, otel ve lüks araç kiralama parası ise belediyeye ödettirildi![67]

xxx) AKP’li G. Antep Büyükşehir Belediyesi, fahiş bir harcamaya daha imza attı. İdare, ev ziyaretlerinde dağıtmak amacıyla alacağı 5 bin kg çikolata ve 15 bin adet ahşap çikolata kutusu için 924 bin TL ödedi![68]

Ve talan!

xxxi) AB Başkanlığı’nın ilgili kuruluşu ‘Türkiye Ulusal Ajansı’nca dağıtılan AB hibelerinden yararlanan iktidara yakın vakıf ve derneklere yenileri eklendi. TÜGVA ve TÜRGEV’in ardından, AKP’li çok sayıda ismin yönetiminde yer aldığı ‘Yeni Dünya Vakfı’ ile Nur Cemaati’ne yakın Hayrat İnsani Yardım Derneği’ne de toplam 120 bin avro hibe verildiği ortaya çıktı![69]

xxxii) AKP iktidarlarında, “Yandaşa rant aktarma aracı” olarak kullanıldığı gerekçesiyle eleştirilen havalimanları, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) bütçesinde adeta bir karadelik oluşturdu. 2015 itibarıyla havalimanları için şirketlere yapılan garanti ödemesi, DHMİ bütçesinden 2021’de aktarılan 172.6 milyon dolar ile 691.6 milyon dolara ulaştı![70]

Sonra da militarizm!

xxxiii) 2023 yılı bütçesinden silahlanma ve güvenlik harcamaları için 460 milyar TL ayrılmıştır. 2022 yılına göre yüzde yüz artışla 460 milyara TL’ye çıkan 2023 silahlanma ve güvenlik bütçesi tutarı, cumhuriyet tarihinin en yüksek ‘silahlanma ve güvenlik bütçesi’ olmuştur. Silah ve çatışma için ayrılan bu tutar 2023 yılı bütçe giderinin yaklaşık yüzde 10’ununa tekabül etmektedir. Yani 2023 yılı bütçesindeki her 8 liralık verginin 1 lirası silahlanma ve güvenlik harcamalarına gidecektir. Türkiye bu harcama rakamlarıyla dünyanın en çok askeri harcama yapan ülkeleri arasında 16’ncı sırada yer almaktadır![71]

xxxiv) Halkın ekonomik talepleri için sınırlı kaynakları bahane eden Saray, örtülü ödenekten 1.3 milyar TL harcadı. Mühimmat alımı ve savunma giderleri için 1.9 milyar TL, faiz giderleri içinse tam 103 milyar TL harcandı![72]

Bu ve benzerlerinin tümünü borç içinde debelenen emekçi halk ödüyor!

 

BORÇ(LAR) BATAKLIĞI

 

Coğrafyamızda da borçsuz var olamayan emekçilerin hâli, “İnsanlık artık esir değil, borçludur.” “Hayat banka borçları ödendikten sonra geriye kalan çok az bir miktar anlamına geliyor,”[73] sözleriyle özetlenirken; “Söylesene ne diye çıldırmıyorsun? Nasıl yaşayabiliyorsun delirmeden!”[74] diyen Herman Melville’in çığlığını anımsamamak mümkün mü?

Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye için asıl kritik olanın dış borç olduğuna dikkat çekerken; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı Mayıs 2022 verilerine göre Hazine’nin iç ve dış borç (anapara) toplamı 3.1 trilyon liraya yükselmiş durumda.

Borcun vadesine kadar ödenecek olan faiz yükü ise bir ayda 304 milyar lira daha artarak 2.7 trilyon liraya çıktı. Bu borcun anaparasının 1.5 trilyon lirası iç borç. Burada toplam faiz yükü ise 2.1 trilyon lira. Yüzde 28.6’sı döviz, önemli bir kısmı da enflasyona endeksli faizle alınan iç borçların faiz yükünde son bir ayda, hem kurda yaşanan artış hem enflasyondaki yükseliş hem de artan faiz oranları yüzünden 309 milyar lira artış yaşandı. İlk kez 2022 yılı Mart’ında iç borç stokunun faiz yükü borç anapara tutarını geçti.

Borç stokunun 1.6 trilyon liralık kısmını ise dış borçlar oluşturuyor. Dış borçların faiz yükü de 2022 Nisan’ı sonu döviz kuruyla 662 milyar lirayı buluyor. Döviz cinsinden iç ve dış borçlar, dış borç stokunun yüzde 65.6’sını oluşturuyor. Döviz ve değişken faizli borçlar ise stokta yüzde 76.1 oranında pay sahibi. Kurda ve faiz oranlarında yaşanan artışlar Hazine’nin yükünü de katlıyor.

Boratav, iç borçlardan hiçbir ekonominin batmayacağına işaret ederek şu noktalara dikkat çekti: “Buradaki kritik mesele dış borçlardır. Dış borçlardan batılır. Zaten iflas lafı da oradan çıkıyor. Olası bir batma senaryosu, dış borçlarla ilgilidir,” derken;[75] birkaç şeyi de aktarmadan geçmeyelim:

xxxv) Türkiye, borç ve faiz sarmalına girdi. Hazine’nin borç stoku, 2022’nin ilk 10 ayda 1.1 trilyon lira artarak Ekim 2022’de 3.8 trilyon liraya çıktı![76]

xxxvi) Hazine ve Maliye Bakanlığı 2022 Nisan ayı borçlanma programına devam ederken 19 Nisan 2022’de 2 ve 4 yıl vadeli tahvillerde ihale öncesi satışlarla birlikte 7.4 milyar TL’lik borçlanma gerçekleştirdi![77]

xxxvii) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 2022 yılı mart sonu itibarıyla açıkladığı “KOBİ Kredileri” raporuna göre Türkiye’de Mayıs 2022 itibariyle 4 milyon 219 bin küçük ve orta ölçekli işletmenin kredi borcu var. İşletme başına ortalama borç ise yüzde 34 artışla 300 bin 379 lira oldu![78]) Türkiye’de Haziran 2022 sonu itibarıyla bir yılda nakdi kredi borcu olan KOBİ niteliğindeki müşteri sayısı 3 milyon 994 binden 4 milyon 351 bine yükseldi. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin kredi borçları 1 trilyon 511 milyar TL’ye ulaştı![79]

xxxviii) 2022 Ocak sonu itibarıyla kısa vadeli dış borç stoku 173.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti![80]

xxxix) Türkiye’nin borçlarının toplamı bir yılda 3 trilyon lira artarak 10 trilyon 443 milyar liraya ulaştı![81]

Bu kadar da değil, artısı da şu(nlar): Kapitalist talanın gencinden yaşlısına toplumu borçlu hâle getirme stratejisi en vahşi hâliyle coğrafyamızda uygulanıp; alım gücü düştükçe borcu borçla çevirme labirentine dalan insan(lar)ın intiharlara da yol açan tükenişiyle birlikte toplumsal çürüme yaygınlaşırken hızla aktaralım:

  1. xl) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre 18 Kasım 2022 haftası itibarıyla bireysel kredi ve bireysel kredi kartı borçları önceki haftaya göre 3 milyar lira artarak 1 trilyon 384 milyar liraya ulaştı. Bu rakam 2021 yılının aynı haftasında 941.5 milyar liraydı![82]

xli) Yurttaşların bankalara ve finansman şirketlerine olan borcu 1 trilyon liranın üzerine çıkarken, tüketici kredilerinde 5.1 milyar lira, kredi kartı borçlarında ise 8.5 milyar lira artış yaşandı. 1 Ocak – 8 Nisan 2022 kesitinde icra ve iflas dairelerine toplam 2 milyon 850 bin yeni dosya geldi. Yeni gelen dosya sayısı yüzde 28.8 oranında arttı. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı bir yılda 1 milyon 702 bin adet artarak 23 milyon 500 bine çıktı![83]

xlii) Geliri ve tasarrufları enflasyon karşısında eriyen vatandaş, geçinemediği için hızla borçlanıyor. Vatandaşın bankalara ve finansman şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı borcu, takibe düşmüş olanlar da dahil edildiğinde 22 Nisan 2022 itibarıyla 1 trilyon 96 milyar liraya yükseldi![84]

xliii) 2022 Şubat’ı itibariyle bireysel kredi kullananların sayısı 35 Milyon 734 bine çıktı. Bireysel kredi kullananların toplam borcu bir yılda 881 milyar liradan 1 trilyon 65milyar TL’ye ulaştı![85]

xliv) Mayıs 2022 sonu itibarıyla bireysel kredi kullananların sayısı 36 milyon 172 bin kişiye çıktı. Borç bir ayda 71 milyar TL artışla 1.2 trilyon lirayı aştı![86]

xlv) Yurttaşın bankalara ve finansman şirketlerine toplam borçları 1.2 trilyon lira. Bu borcun 972 milyar lirası bireysel (konut, otomobil, ihtiyaç) kredilerinden, 313 milyar lirası da kredi kartı borçlarından oluşuyor. Sadece bir haftada tüketici kredilerinde 6.5 milyar lira, kredi kartı borçlarında ise 7.4 milyar lira artış yaşandı. Yurttaşın vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından icraya verilen takipteki borçları 29.4 milyar lira. 6 ayda 856 bin kişi bankalara borcunu ödeyemediği için takibe alındı![87]

xlvi) Takipteki krediler 162.2 milyar TL’ye çıktı![88]

xlvii) Merkez Bankası’nın verilerine göre, 2022 Eylül’ünde takipteki ve yakın izlemedeki kredilerin toplamının tüm krediler içerisindeki payı yüzde 11.3 oldu. Buna göre, 771.9 milyar TL’nin sorunlu kredi olarak sınıflandırıldığı görüldü![89]

xlviii) Bireysel kredi veya kredi kartı borcu devam eden kişi sayısı 4 milyon 165 bin 902’ye yükseldi. 2022’nin 9 ayında kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen sayısı ise yüzde 42.4 artışla 1.2 milyona çıktı![90]

xlix) Türkiye’de Şubat 2022 itibarıyla toplamda 4 milyon 138 bin yurttaş borcunu ödeyemediği için yasal takibe alındı. ‘Türkiye Bankalar Birliği’ (TBB) verilerine göre bireysel kredi kartı veya kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2022 yılı Ocak-Şubat aylarında 367 bin kişi oldu. 2021 Ocak-Şubat döneminde ise kredi veya kredi kartı borcundan takibe düşen ise 132 bin kişiydi![91]

  1. l) ‘Tüketici Birliği Federasyonu’ Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “36 milyon kredi kartının limiti dönem bitmeden dolmaktadır. Semt pazarlarında dahi kredi kartı kullanımının arttığı tespit edildi,”derken; kredi kartı kullanımı artıyor, ödeme azalıyor! Kısmi ödeme yapanların sayısı 20 milyona ulaştı. Yüksek enflasyon karşısında alım gücü hızla eriyen vatandaş, kredi kartına yüklenirken kart borçları artıyor. Tüketici Birliği Federasyonu araştırmasına göre, kredi kartı borçlularının yüzde 33’ü borcunun tamamını ödeyemiyor. Borcunu öteleyen tüketiciler 20 milyonu buluyor![92]
  2. li) 81 ilde 1 yılda kartlarda ortalama yüzde 85, ek hesaplarda ortalama yüzde 64 borç artışları görüldü. Batıklardaki ortalama artış hızı ise yüzde 69 oldu![93]

lii) TBB’nin verileri, bireysel kredi borcu olan kişi sayısının yeni bir sınırı daha aştığını ortaya koydu. 2022 Nisan sonu itibarıyla bireysel kredi borcu olanların sayısı 36 milyon 52 bin kişiye ulaştı. Toplam kredi borcu ise 1 yılda 902.5 milyar liradan 1 trilyon 137 milyar liraya çıktı![94]

liii) Mayıs 2022 sonu itibarıyla bireysel kredi kullananların sayısı 36 milyon 172 bin kişiye çıktı. Borç bir ayda 71 milyar TL artışla 1.2 trilyon lirayı aştı![95]

 

İŞSİZLİK KÂBUSU

 

En önemli toplumsal sorunların başında gelen işsizlik bütün ağırlığı ile emekçilerin üstüne çökmüş durumda. Ekim 2022 verilerine göre dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 534 bin kişi, geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyon 608 bin kişiye ulaştı. Dar tanımlı işsizlik oranları ise iki haneli rakamlarda istikrarlı bir şekilde seyrini devam ettiriyor. Ayrıca 15-24 yaşta gençler arasında ne eğitimde ne istihdam olan kişilerin oranının yüzde 27.1’e çıkması da gelecek açısından bir başka önemli sorun![96]

liv) Her 5 gençten biri işsiz![97]

  1. lv) DİSK-AR’ın raporuna göre çalışma çağındaki 64.7 milyon kişinin sadece 21.8 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı işlerde çalışıyor. Genç kadınlarda işsizlik oranı yüzde 48’i aştı![98]

lvi) DİSK’in araştırmasına göre, kadın işsiz artış oranı yüzde 29.5’ buldu![99]

lvii) TÜİK’e göre, işten çıkarma yasağının da sona erdiği Temmuz 2021’de dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 12, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 23.6’ya yükseldi![100]

lviii) TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2022 Mayıs’ında 3 milyon 785 bin kişi oldu![101]

 

KRİZ GÖSTERGESİ=ÇOCUK(LARIN) HÂLİ

 

Kriz önemli göstergelerinden birisi çocuk(ların) hâliyken; coğrafyamızda “Çocukların çocuk olmaya vakti bile yok,” Franz Kafka’nın deyişiyle…[102]

Kolay mı?

Türkiye çocuk yoksulluğu açısından ‘Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) üye 41 ülke arasında yüzde 22.4 ile en yüksek yoksulluk oranına sahip ikinci ülke.

‘Türkiye’de Çocuk Olmak’ raporuna göre 5-17 yaş grubunda olup çalışan çocuk sayısı 720 bin. 10 yılda yoksulluk nedeniyle çocuk yaştayken çalışmak zorunda bırakılan 300’ü 15 yaşının altında, en az 616 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirdi.

Ekonomik nedenlerle ailesinin bakamadığı çocuk sayısı 2002’de 12 bin 75 iken bu sayı Ağustos 2022 itibarıyla 146 bine yükseldi. Her üç çocuktan birinin yoksul olduğu Türkiye’de her gün en az 195 çocuk cinsel istismara, saldırılara maruz kalıyor.[103]

Türkiye’de 5-17 yaşındaki her üç çocuktan biri, yani yaklaşık 7.4 milyon çocuğun yoksul.[104]

Medyaya yansıyan 2022 yılına ilişkin rakamlarda yaklaşık 6 milyon çocuğun açlık yaşadığı birçok kez haber oldu. Kız çocuklarının yüzde 85’i, erkek çocuklarının yüzde 69’u yetersiz besleniyor.[105]

Artan yoksulluk çocukların gelişimini de etkiliyor. Öğretmenler yetersiz beslenen çocukların arttığını ve öğrenmeyi de etkilediğini söyledi. Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selçuk ise “Kronik hâle gelen yoksulluk çocukların gelişimini etkiliyor. Yoksulluk gelişimle bağlantılıdır,” derken; ‘Türk Aile Hekimleri Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmaya göre, lise öğrencilerinin zayıf olma oranı yüzde 13.2. Bu oran ilkokulda yüzde 14.9’a, ortaokulda ise yüzde 19.8’e yükseliyor.[106]

Ekonomik kriz, artan yoksulluk, gıda krizi, sağlıklı ve dengeli beslenememeyi devreye sokarken; gıda mühendisi Dr. Bülent Şık, özellikle 6 yaş altı çocuklarda bu durumun ciddi sağlık sorununa yol açacağını, ilerleyen dönemde de çok sayıda hastalığın nedeni olacağının altını çiziyor;[107] ‘Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) verilerine göre de, Türkiye’de 5 yaşından küçük çocukların yüzde 9.5’inde bodurluk görülüyor ve en yoksul yüzde 20’lik kesimdeki çocuklarda bu oran yüzde 18.3.[108]

 

“SONUÇ YERİNE”

 

Adana esnaflarından Mehmet Şirin Akın’in, kefen bezinin alış fiyatının 10 liradan 27’ye yükseldiğini belirtip, zamlar nedeniyle satış yapamadıklarını söylediği;[109] Merkez Bankası’nın güncel verilerine göre 2022 sonu itibarıyla tedavüldeki 200 TL’lik banknot sayısı bir yılda yüzde 104 artarak 967 milyon adede yükseldiği[110] coğrafyamızda, 2023 itibariyle 21 yıl önce asgari ücretin yüzde 40 üstünde ve 2023’te asgari ücretin yüzde 35 altında ve emekli aylığı 2002’deki oranını korusaydı 11.900 TL olması gerekirken[111] “İyi de ne olmalı, yapılmalı” mı?

Öncelikle acı gibi umudun da evrensel olduğunu unutmadan; “Yaşadığımız günlerin toprağına acının, yalnızlığın tohumları ekiliyor her gün ama yine de hiç unutmadan yapabileceğimiz bir şey var; bir insan elinin sıcaklığındaki dayanışmayı gerçekleştirmek. Her şeyi değiştirebilir bu…”[112] diyeceğiz!

Bir de sefaletin sonuç olduğu ve sebebinin de sınıflı sömürücü kapitalizm olduğu bilinciyle Adam Smith’in, “Büyük mülkün olduğu her yerde büyük eşitsizlik var. Zenginlerin refahı, çoğu zaman fakirlerin öfkesini, mülklerini istila etmeye teşvik ediyor”; Jean Baudrillard’ın, “Eşitlik talep edilene kadar eşitsizlik yoktur”; Thomas More’un, “İnsanları mutluluğa ulaştırmanın tek yolu, eşitlik ilkesini uygulamaktır.” “Toplum her insana eşit bir güvenlik sağlamalıdır… Kralın en kutsal görevi kendinden önce halkın mutluluğunu düşünmektir. Zorba kralın tahtta oturmaya hakkı yoktur. Halkın acıları iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil zindan bekçiliği demektir,”[113] uyarıları eşliğinde Nihat Behram’ın, “değişecek kaderin/ bunu bekliyor şu ıslak çukurlarda üşüyen çocuk/ bunu bekliyor zincirin oyduğu bilek/ bunu bekliyor açlık, kuraklık, ılık ılık akan/ kan kuşan kendini artık biraz da gövdeni yüreğinle kırbaçla/ ey halk! haykır acını! bu kara dumanı dağıt…” dizelerini telaffuz edeceğiz…

Ayrıca Byung-Chul Han’ın, “Baskıyla elde edilen süreklilik kırılgandır”;[114] Victor Hugo’nun, “En karanlık gece bile sona erer ve güneş tekrar doğar,” saptamasını hiç mi hiç unutmayacağız!

Sonra da bizi, biz(ler)e anlatan Paulo Coelho’nun satırlarını:

“Hiç yenilmemiş insanlar vardır. Onlar hiç savaşmamış olanlardır”…

“Cesur olun risk alın. Tecrübenin yerini hiçbir şey alamaz”…

“Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir”…

 

6 Ocak 2023 10:31:33, İstanbul.

 

N O T L A R

[*] Görüş, Şubat 2023…

[1] Nâzım Hikmet.

[2] “Türkiye Sefalette Dünya Lideri Oldu”, Cumhuriyet, 1 Kasım 2022, s.11.

[3] Mustafa Çakır, “Milyonların Derdi Açlık, İşsizlik ve Borç”, Cumhuriyet, 7 Ekim 2022, s.10.

[4] “Kriz Emekçiyi Yordu”, Cumhuriyet, 1 Ekim 2022, s.11.

[5] Bertolt Brecht, Halkın Ekmeği, çev:A. Kadir-A. Bezirci, Yazko Edebiyat Yay., 1980, s.26.

[6] Jean Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, çev: Vedat Günyol, Adam Yay., 1974.

[7] “TOBB: Şirketini Kapatan Çok”, Cumhuriyet, 23 Nisan 2022, s.15.

[8] Şehriban Kıraç, “2022 Eşitsizliklerin Arttığı Bir Yıl Olarak Kayda Geçebilir”, Cumhuriyet, 30 Aralık 2022, s.6.

[9] Şehriban Kıraç, “Belki 1 Yıl Belki Daha Fazla Sürecek Krizle Karşı Karşıyayız”, Cumhuriyet, 28 Aralık 2022, s.10.

[10] Şehriban Kıraç, “Şenol Babuşçu: 2022 Yoksulluk Ve İflas Yılı Olacak”, Cumhuriyet, 18 Mayıs 2022, s.10.

[11] Şehriban Kıraç, “Prof. Dr. Mehmet Şişman: 2022’yi Mumla Arayacağız”, Cumhuriyet, 4 Ocak 2023, s.10.

[12] Ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle Hakkâri’deki esnaflar zor günler yaşıyor. Özellikle genç nüfus geçim sıkıntısı ve işsizlik nedeniyle şehri terk ediyor. Hakkâri’nin nüfusunun 2018’de 286 bin 470 kişiyken, 2021’de 278 bin 218’a düştüğünü ifade eden Hakkâri Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Muharrem Tekin, “8 bin 252 kişi işsizlik ve kısıtlı imkânlar nedeniyle kentten ayrılmak zorunda kaldı. Esnaf, kriz nedeniyle bankalardan aldığı borçlarla boğuşurken, borçlarını ödeyemeyenler kepenk kapatmak zorunda kalıyor. 2022’nin son 8 ayı içerisinde odada kaydı bulunan 182 esnaf, iflasını bildirerek ticaretten el çekti” diye konuştu. (Yusuf Ziya Cansever, “Esnaf Kepenk Kapatıyor, Gençler Kenti Terk Ediyor”, Cumhuriyet, 13 Ekim 2022, s.8.)

[13] Ergin Yıldızoğlu, “Önce Yavaş Yavaş Sonra Birdenbire”, Cumhuriyet, 4 Ağustos 2022, s.9.

[14] Necati Doğru, “Faşist Sansür Yasasına Takılacak Bir Yazı!”, Sözcü, 9 Ekim 2022, s.3.

[15] Barış Doster, “Ekonomik Bunalım Neyin Sonucu”, Cumhuriyet, 4 Ocak 2023, s.12.

[16] Hayri Kozanoğlu, “Yılın Başında Dış Borçlar”, 3 Ocak 2023… https://www.birgun.net/haber/yilin-basinda-dis-borclar-416082

[17] Mustafa Çakır, “Türkiye’nin Borç Yükü Arttı”, Cumhuriyet, 30 Kasım 2021, s.4.

[18] “Türkiye İthalata Battı”, Cumhuriyet, 3 Ocak 2023, s.11.

[19] Erdoğan Süzer, “Faize 10 Ayda 268 Milyar Lira Gitti”, Sözcü, 16 Kasım 2022, s.8.

[20] Mustafa Çakır, “Yoksulluğun İtirafı”, Cumhuriyet, 7 Eylül 2022, s.11.

[21] “Postacı Mektup Değil İcra Kâğıdı Getiriyor”, Sözcü, 25 Ekim 2022, s.8.

[22] “İcra Dosyası Sayısı 25 Milyona Yaklaştı”, 25 Aralık 2022… https://ilerihaber.org/icerik/icra-dosyasi-sayisi-25-milyona-yaklasti-148909

[23] Şehriban Kıraç, “Artan Maliyetler İşletmeleri Vurdu”, Cumhuriyet, 27 Haziran 2022, s.11.

[24] Cem Yıldırım, “Her 100 Aileden 70’i Kredi ile Yaşıyor”, Sözcü, 10 Ekim 2022, s.7.

[25] “Yeni Yıla ‘Zam’la Girdik”, Cumhuriyet, 1 Ocak 2023, s.11.

[26] Tolga Uğur, “Ekonomik Kriz Aile Bağını Kopardı”, Birgün, 19 Nisan 2022, s.4.

[27] “Psikolog Dr. Bora Küçükyazıcı: Ülkede Toplumsal Cinnet Yaşanıyor”, Cumhuriyet, 14 Haziran 2022, s.6.

[28] “Psikolog Burak İsmanur: Derinleşen Yoksulluğun Yurttaşları Mutsuz Hissettiriyor”, Cumhuriyet, 14 Haziran 2022, s.6.

[29] Şehriban Kıraç, “Yalçın Karatepe: Yoksulluğa Alıştırdılar”, Cumhuriyet, 14 Aralık 2022, s.10.

[30] Georges Balandier, Sahnelenen İktidar, çev: Öznur Karakaş, İş Bankası Yay., 2021.

[31] Fikret Şahin, “Sağlık Kamusal Bir Hizmettir Ticarileştirilemez!”, Cumhuriyet, 23 Temmuz 2021, s.2.

[32] “HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ: 20 Bin Genç İntihar Etti”, Birgün, 2 Kasım 2022, s.11.

[33] İsmail Arı, “Kasa Boşalınca Arsa Satışı Hızlandı”, Birgün, 10 Eylül 2022, s.16.

[34] Mustafa Bildircin, “11 Yılda 9 Milyar Lira Götürmüşler”, Birgün, 28 Eylül 2021, s.13.

[35] Mustafa Bildircin, “Cengiz’e 11 Yılda Milyarlar Aktı”, Birgün, 19 Eylül 2022, s.4.

[36] İsmail Arı, “AKP’yle Büyüyüp Servet Sahibi Oldular”, Birgün, 27 Eylül 2021, s.11.

[37] Mustafa Bildircin, “Diyanet Vakfı’na Milyonlar Yağıyor”, Birgün, 22 Eylül 2022, s.6.

[38] Başak Kaya, “Erdoğan’ın Vatandaşa Faturası 18 Milyar Lira”, Sözcü, 2 Ekim 2022, s.10.

[39] Hüseyin Şimşek, “Müteahhitlere Günlük 352 Milyon”, Birgün, 16 Aralık 2022, s.7.

[40] “Saray’a Günde 18 Milyon Lira”, Birgün, 21 Ekim 2022, s.5.

[41] Dilara Kanık-Hasret Gültekin Kozan, “Sarayın Günlük Harcaması, Asgari Ücretlinin 150 Yılı”, Evrensel, 5 Ekim 2022, s.4.

[42] Hüseyin Şimşek, “Örtülüde Bütün Zamanların Rekoru”, Birgün, 16 Nisan 2022, s.4.

[43] Sefa Uyar, “Ali Erbaş, 45 Günde 6 Ülke Gezdi”, Cumhuriyet, 24 Ekim 2022, s.9.

[44] Mustafa Bildircin, “Yurttaşa ‘Şükür’ Kitaba Milyonlar”, Birgün, 9 Mayıs 2022, s.8.

[45] Mustafa Bildircin, “Diyanet’e Rekor Dini Yayın Ödeneği”, Birgün, 24 Ekim 2022, s.9.

[46] Mustafa Bildircin, “Harcamada İhtisaslaştılar”, Birgün, 23 Eylül 2021, s.8.

[47] Nurcan Gökdemir, “Yazlık Saray İçin Milyonluk Tadilat”, Birgün, 2 Eylül 2022, s.4.

[48] Bora Erdin, “THY’nin Borçları Katlanıyor”, Cumhuriyet, 21 Nisan 2022, s.8.

[49] Sefa Uyar, “Bilal Erdoğan’ın Okçuluk Merakı Milyonlarca Liraya Mal Oldu”, Cumhuriyet, 1 Ağustos 2022, s.4.

[50] Mustafa Bildircin, “Tokat Havalimanı Paraları Yuttu”, Birgün, 26 Mart 2022, s.4.

[51] Mehmet İnmez, “Balıkesir Merkez Havalimanı Para Yutmaya Devam Ediyor”, Cumhuriyet, 8 Nisan 2022, s.12.

[52] Saygı Öztürk, “9 Günlük Tatilde 2 Köprünün Faturası 240 Milyon TL”, Sözcü, 21 Temmuz 2022, s.7.

[53] İbrahim Ekinci, “Yolcu Gelsin Gelmesin 160 Milyon Dolar Daha”, Birgün, 19 Ağustos 2021, s.14.

[54] Mustafa Bildircin, “Borç Şampiyonu AKP’li Belediye”, Birgün, 5 Nisan 2022, s.4.

[55] Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Türkiye Diyanet Vakfı’nın (TDV) 2021 yılı mali tabloları, hemen her yıl olduğu gibi yine gecikmeli açıklandı. Vakfın 2021 yılında elde ettiği toplam gelir dudak uçuklattı. TDV’nin gelirleri 2020’de göre 2021’e yüzde 65 arttı. TDV’nin 2021 geliri 2 milyar 104 milyon 780 bin TL olarak gerçekleşti. Vakfın 2021 gideri ise 1 milyar 609 milyon 148 bin TL olarak hesaplandı.

Vakfın gelirlerinde yıllar itibarıyla yaşanan artış da dikkat çekti. Vakfın geliri 2015’de 632 milyon TL’ydi. 2015’e göre artış tam 1 milyar 468 milyon TL oldu.

Milyarlarca liralık gelirine karşın hemen her fırsatta SMS üzerinden bağış kampanyası başlatan TDV, 2021’de elde ettiği 2 milyar 104 milyon 780 bin TL’nin 1 milyar 609 milyon 148 bin TL’sini harcadı. Vakfın gelir fazlası, 495 milyon 632 bin TL olarak kaydedildi! (Mustafa Bildircin, “Diyanet Vakfı’nın Gelirleri Katlandı”, Birgün, 9 Haziran 2022, s.7.)

[56] “Çürüme Her Yerde”, Birgün, 3 Mart 2022, s.6.

[57] Mustafa Bildircin, “Diyanet Vakfı Dolarları Saçtı”, Birgün, 8 Mayıs 2022, s.9.

[58] Mustafa Bildircin, “Diyanet’ten Vakıflara ve Derneklere 356.5 Milyon TL”, Birgün, 16 Aralık 2022, s.5.

[59] Mustafa Bildircin, “Krize Rağmen Beş Milyon Harcanmış”, Birgün, 13 Nisan 2022, s.13.

[60] Mustafa Bildircin, “Diyanet 70 Milyon TL Topladı”, Birgün, 3 Mart 2022, s.6.

[61] Mustafa Bildircin, “Diyanet’e 2.4 Milyar Vergi Geliri”, Birgün, 19 Aralık 2022, s.6.

[62] Mustafa Bildircin, “1 Yılda 6 Milyar TL Bahçeye Gömüldü”, Birgün, 15 Aralık 2022, s.3.

[63] Mustafa Bildircin, “Bahçe Sevdasına Milyonlarca Lira”, Birgün, 10 Ekim 2022, s.5.

[64] Mustafa Bildircin, “Milyonluk Bahçe”, Birgün, 10 Kasım 2022, s.10.

[65] Hüseyin Şimşek, “Meclis’e 175 Araç Yeterli Gelmedi”, Birgün, 9 Aralık 2022, s.6.

[66] Gökhan Kam, “AKP’li Uşak Belediye Başkanına 18 Milyonluk Oda”, Cumhuriyet, 27 Aralık 2022, s.8.

[67] İsmail Arı, “Gezip Tozmuşlar, Paraları Saçmışlar”, Birgün, 10 Nisan 2022, s.3.

[68] Mustafa Bildircin, “Kamu Kaynakları Çikolataya Aktı”, Birgün, 9 Ağustos 2022, s.8.

[69] Mustafa Bildircin, “AKP’nin Vakıfları Avroya Doymadı”, Birgün, 13 Mayıs 2022, s.3.

[70] Mustafa Bildircin, “Zarar Garantili Havalimanları”, Birgün, 6 Haziran 2022, s.3.

[71] Hüseyin Kalkan, “Cumhuriyet Tarihinin En Militarist Bütçesi”, Yeni Yaşam, 16 Aralık 2022, s.9.

[72] “Faiz Giderlerine 103 Milyar Lira”, Birgün, 17 Mayıs 2022, s.13.

[73] Frédéric Gros, İtaat Etmemek, çev: Zeynep Büşra Bölükbaşı, Yapı Kredi Yay., 2021.

[74] Herman Melville, Moby Dick/ Beyaz Balina, çev: Mina Urgan-Sabahattin Eyuboğlu, Yapı Kredi Yay., 2006, s.477.

[75] Mustafa Çakır, “Boratav: Türkiye’yi Dış Borç Batırır”, Cumhuriyet, 26 Mayıs 2022, s.9.

[76] Mustafa Çakır, “Borç Stoku 15.5 Kat Arttı: 3.8 Trilyon Lira”, Cumhuriyet, 29 Kasım 2022, s.11.

[77] Mehtap Özcan Ertürk, “Hazinenin Borç Sarmalı Büyüyor”, Sözcü, 20 Nisan 2022, s.6.

[78] “KOBİ’ler Borca Battı”, Cumhuriyet, 15 Mayıs 2022, s.11.

[79] “KOBİ’lerin Kredi Borçları 1 Trilyon 511 Milyar TL’ye Ulaştı”, Cumhuriyet, 14 Ağustos 2022, s.9.

[80] “2022’de 170 Milyar Dış Borç Ödenecek”, Yeni Yaşam, 23 Mart 2022, s.4.

[81] Mehtap Ö. Ertürk, “Türkiye’nin Borç Yükü 10.4 Trilyona Çıktı”, Sözcü, 24 Nisan 2022, s.6.

[82] Şevval Aydoğan, “Sürekli Borçlanıyoruz”, Cumhuriyet, 27 Kasım 2022, s.9.

[83] “Yurttaşların Bankalara Borcu, 1 Trilyon 77 Milyar Lira”, 12 Nisan 2022… https://www.dokuz8haber.net/yurttaslarin-bankalara-borcu-1-trilyon-77-milyar-lira

[84] Başak Kaya, “Vatandaş Borç Batağında”, Sözcü, 9 Mayıs 2022, s.7.

[85] “Ortalama Borç 30 Bin TL”, Cumhuriyet, 21 Nisan 2022, s.9.

[86] “Ortalama Kredi Borcu Mayısta 33 Bin 408 Liraya Çıktı”, Cumhuriyet, 16 Temmuz 2022, s.11.

[87] Mustafa Çakır, “İktidarın ‘Dar Gelirli Paketi’nde Gerçekler Çok Başka”, Cumhuriyet, 27 Ağustos 2022… https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/iktidarin-dar-gelirli-paketinde-gercekler-cok-baska-1974167

[88] Şehriban Kıraç, “Batıkta Büyük Tehlike”, Cumhuriyet, 15 Ağustos 2022, s.11.

[89] “Sorunlu Kredi Stoku 772 Milyar TL”, Sözcü, 26 Kasım 2022, s.8.

[90] “Kredi Borcu Devam Edenlerin Sayısı Katlandı”, Cumhuriyet, 6 Kasım 2022, s.9.

[91] “Türkiye’de 4.1 Milyon Kişi Bankaların Takibinde”, 20 Nisan 2022… https://www.dokuz8haber.net/turkiyede-41-milyon-kisi-bankalarin-takibinde

[92] “Kredi Kartı Kullanımı Artıyor, Ödeme Azalıyor!”, Cumhuriyet, 8 Ağustos 2022, s.11.

[93] Mehtap Ö. Ertürk, “Zam Gelecek Korkusuyla Kartlara Yüklendik”, Sözcü, 23 Mayıs 2022, s.7

[94] “Çoluk Çocuk Borçluyuz”, Cumhuriyet, 12 Haziran 2022, s.9.

[95] “Ortalama Kredi Borcu Mayısta 33 Bin 408 Liraya Çıktı”, Cumhuriyet, 16 Temmuz 2022, s.11.

[96] “Krizden Krize Türkiye”, Cumhuriyet, 1 Ocak 2023, s.10.

[97] “Her 5 Gençten Biri İşsiz”, Cumhuriyet, 11 Ağustos 2022, s.9.

[98] “Genç Kadınların Yüzde 48’i İşsiz”, Sözcü, 18 Kasım 2022, s.8.

[99] Şükran Soner, “Asgari Ücret, Tüm Ücretler Artırılmalı…”, Cumhuriyet, 11 Haziran 2022, s.11.

[100] “İşsizlik de Şahlandı”, Cumhuriyet, 11 Eylül 2021, s.9.

[101] “TÜİK İşsizlik Rakamlarını Açıkladı”, Cumhuriyet, 14 Temmuz 2022, s.9.

[102] Türkiye’de çocuk emeği her geçen gün daha fazla sömürülüyor. 2 milyona yakın çocuk aile ekonomisine destek olmak amacıyla çalışırken, TÜİK 2020 yılı istatistiklerine göre 5 yılda en az 328 çocuk işçi, iş cinayetlerinde can verdi. Hayatını kaybedenlerin 106’sı 14 yaş ve altı çocuk işçilerden oluşuyor. (“Ucuz İşgücünün Adresi Çocuklar”, Birgün, 23 Nisan 2021, s.8.)

İSİG Meclisi’nin verilerine göre her yıl yaklaşık 60 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. (Dilan Esen, “Salgın Çocukluklarını Ellerinden Aldı”, Birgün, 20 Kasım 2020, s.2.)

İSİG Meclisi’nin hazırladığı ‘Çocuk İş Cinayetleri Raporu’na göre, 8 yılda en az 513 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. (“8 yılda En Az 513 Çocuk Çalışırken Hayatını Kaybetti”, Evrensel, 12 Haziran 2021, s.6.)

[103] Mustafa Çakır, “Çocuklar Zorla Çalışmaya Başlıyor”, Cumhuriyet, 28 Aralık 2022, s.9.

[104] Şehriban Kıraç, “Özlale: Önlem Paketlerinin Ekonomiye Olumlu Etkisi Yok”, Cumhuriyet, 5 Ekim 2022, s.10.

[105] Menekşe Kızıldere, “Ekolojik Yıkım ve Yoksulluk İlişkisi”, Yeni Yaşam, 27 Aralık 2022, s.4.

[106] Mustafa Kömüş, “Yoksulluk En Çok Çocukları Vuruyor”, Birgün, 9 Nisan 2022, s.6.

[107] Sibel Bahçetepe, “Ülkenin Geleceği Açlık Kıskacında”, Birgün, 9 Aralık 2022, s.2.

[108] Hüseyin Şimşek, “Yoksulluğa Değil Kavrama Takıldı”, Birgün, 18 Aralık 2022, s.6.

[109] Hamdullah Yağız Kesen, “Kefen Bezine Yüzde 170 Zam”, 6 Ocak 2023… http://mezopotamyaajansi35.com/tum-haberler/content/view/193948

[110] Serhat Aligil, “Uçtu Uçtu ‘200 TL’ Uçtu”, Cumhuriyet, 6 Ocak 2023, s.11.

[111] 5 Ocak 2023, azizçelik, @EmeginHalleri

[112] Onat Kutlar, Yeter ki Kararmasın, De Yay., 1985, s.19.

[113] Thomas More, Utopia, çev: Mina Urgan-Sabahattin Eyüpoğlu-Vedat Günyol, Çan Yay., 1964.

[114] Byung-Chul Han, İktidar Nedir?, çev: Mustafa Özdemir, İnsan Yay., 2020.

 

Temel Demirer – YAĞMA + İSRAF + BORÇ + İŞSİZLİK + VD=ÇÖKÜŞ KÂBUSU[*]
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin