Türkiye’de asgari ücret tartışmaları, hem çalışan kesim hem de toplumun geneli için giderek daha kritik bir hale geliyor. 2024 yılı Kasım ayı verileri, hayat pahalılığı ve gelir adaletsizliğini gözler önüne seriyor. Bu yılki asgari ücret pazarlıkları, yalnızca rakamlara indirgenemeyecek kadar derin ekonomik ve sosyal sorunlara işaret ediyor. Ancak dikkat çeken bir gerçek var: Türk-İş’in kendi açıkladığı yoksulluk sınırını dikkate almadan ortaya koyduğu öneri ve sendikanın tutumu, ciddi bir çelişki barındırıyor.
—
Asgari Ücret ve Yoksulluk Sınırı Arasındaki Uçurum
Türk-İş Kasım 2024 verilerine göre:
Açlık sınırı: 20.562 TL
Yoksulluk sınırı: 66.976 TL
Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti: 26.712 TL
Ancak sendikanın asgari ücret için önerdiği rakam 29.583 TL. Bu, dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak bir seviyeyi ifade ediyor. İki kişinin çalıştığı bir hanede toplam gelir 59.166 TL olurken, bu rakam bile yoksulluk sınırının altında kalıyor.
—
Kasım 2024 Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırma Verileri
Aşağıdaki tablo, BİSAM, TÜRK-İŞ ve Birleşik Kamu-İş verilerinin ortaya koyduğu çarpıcı gerçekleri özetliyor:
Bu veriler, mevcut ekonomik koşullarda çalışan kesimin insanca bir yaşam sürdürebilmekten ne kadar uzak olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
—
Günlük Gıda Harcama Dağılımı (Kasım 2024)
BİSAM verilerine göre, dört kişilik bir ailenin günlük gıda harcamaları şu şekilde:
Sebze ve meyve: 203.95 TL
Süt ve süt ürünleri: 183.50 TL
Et, tavuk ve balık: 134.70 TL
Ekmek: 57.11 TL
Katı ve sıvı yağlar: 35.30 TL
Yumurta: 13.54 TL
Tatlı ve reçel grubu: 16.68 TL
Bu, yalnızca sağlıklı bir beslenme için yapılması gereken günlük minimum harcamaları ifade ediyor. Eğitim, sağlık, barınma ve ulaşım gibi giderler eklendiğinde bütçe ciddi anlamda aşılmakta.
—
Asgari Ücret Görüşmelerinde Çelişkiler
Türk-İş, yoksulluk sınırını 66.976 TL olarak belirlerken, 29.583 TL asgari ücret teklifine razı olabileceğini belirtiyor. Bu durum, sendikanın işçileri yeterince savunup savunmadığı konusunda soru işaretleri yaratıyor:
1. Yoksulluk sınırı altında kalan bir asgari ücretin savunulması nasıl açıklanabilir?
2. Bir ailede iki kişi çalışsa dahi yoksulluk sınırını yakalayamayan bir gelir nasıl kabul edilebilir?
—
Ekonomik Gerçekler ve Hükümetin Tutumu
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın “çalışanların refahını artıracağız ve işverenlerin rekabet gücünü koruyacağız” açıklaması ise sahadaki gerçeklerle uyuşmuyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının düşük gösterilmesi, çalışanların gelir kaybını artırırken, hayat pahalılığı her geçen gün daha da büyüyor.
—
Çözüm Önerileri
Bu ekonomik ve sosyal krizden çıkış için şu adımlar atılmalı:
1. Asgari Ücretin Yoksulluk Sınırına Yaklaştırılması: Yalnızca hayatta kalmayı değil, insanca yaşamayı hedefleyen bir ücret politikası benimsenmeli.
2. Vergi Reformu: Asgari ücretten alınan vergiler kaldırılmalı veya minimuma indirilmelidir.
3. Temel Sosyal Hizmetlerin Ücretsiz Hale Getirilmesi: Eğitim, sağlık ve ulaşım gibi hizmetlere erişim kolaylaştırılmalıdır.
4. Sendikal Gücün Arttırılması: İşçi temsilcileri, daha güçlü bir savunma mekanizması geliştirmelidir.
—
Son Söz
Asgari ücret yalnızca bir ekonomik veri değil, toplumun refahını ve adalet anlayışını temsil eden bir göstergedir. Ancak bugün geldiğimiz noktada, çalışanların insanca yaşam talebi yerine yalnızca açlık sınırında hayatta kalma mücadelesi verdiği açıkça görülmektedir.
Peki, sendikalar gerçekten işçilerin yanında mı? Bu sorunun yanıtını vermek için 2024 asgari ücret görüşmeleri önemli bir sınav olacaktır.