Atilla Yoğurtçu
  1. Haberler
  2. Genel
  3. 2024: Enflasyon Kabusu, Emekçinin Cüzdanını Eriyip Bitirdi

2024: Enflasyon Kabusu, Emekçinin Cüzdanını Eriyip Bitirdi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2024 yılı, Türkiye’de enflasyonun etkilerini yalnızca ekonomik rakamlarla değil, sokakta, markette ve emekçinin cüzdanında hissettirdiği bir yıl oldu. TÜİK, ENAG ve İTO gibi farklı kuruluşlar tarafından açıklanan enflasyon oranları arasındaki büyük farklar, sadece istatistiksel bir karmaşa yaratmadı; aynı zamanda milyonlarca çalışanın ve emeklinin yaşam standardını da doğrudan etkiledi.

Enflasyondaki Derin Uçurum: TÜİK ve Gerçeklik Arasında

Yıl boyunca açıklanan enflasyon oranları, Türkiye’nin ekonomik gerçeğini yansıtma konusunda ciddi soru işaretleri yarattı. TÜİK, yılın başından sonuna kadar nispeten düşük oranlar açıklarken, ENAG ve İTO’nun açıkladığı oranlar bunun neredeyse iki katı seviyesinde seyretti.

Bu farklar, özellikle emekçi kesim için hayati önem taşıyan ücret artışlarının belirlenmesinde büyük bir belirsizliğe yol açtı. TÜİK’in açıkladığı düşük oranlara göre belirlenen maaş zamları, ENAG ve İTO’nun ortaya koyduğu gerçeklerle çelişti. Halkın hissettiği ekonomik yük ile devletin açıkladığı rakamlar arasındaki bu uçurum, enflasyon verilerinin güvenilirliğini sorgulattı.

Yetersiz Zamlar, Artan Yaşam Maliyeti

Hükümet, 2024 yılında asgari ücret, memur ve emekli maaşlarına zam yaparak enflasyonla mücadelede halkı desteklemeye çalıştığını iddia etti. Ancak rakamlar, bu desteklerin yaşam maliyeti artışına karşı yetersiz kaldığını açıkça ortaya koydu.

Asgari Ücret Zammı: %30

Memur ve Emekli Zammı: %11,55

Ekmeğe Gelen Zam: %25

Gıda, enerji ve kira gibi temel ihtiyaçlar her ay katlanarak artarken, açıklanan zamlar emekçinin alım gücünü korumaktan uzak kaldı. Özellikle ekmek, süt, peynir gibi temel gıda ürünlerinde yaşanan sürekli fiyat artışları, halkın günlük yaşamını ciddi şekilde zorlaştırdı.

Halk Açlıkla Boğuşurken Patronlar Kârlarını Katladı

2024 yılı, bir yandan hükümetin “Yeni Yüzyıl Türkiye” projeleri ve “büyük fetih masalları” ile medyada boy gösterdiği, diğer yandan halkın açlık ve yoksullukla mücadele ettiği bir yıl oldu. Büyük sermaye sahipleri, kriz ortamından yararlanarak kârlarını artırmayı sürdürürken, milyonlarca emekçi için geçim sıkıntısı hayatın merkezine yerleşti. Hükümetin açıkladığı “refah payı” düzenlemeleri, zengin ile yoksul arasındaki makası kapatmak yerine daha da açtı.

Çözüm: Emekçilerin Örgütlü Mücadelesi

Tüm bu tablo, çözümün ancak emekçilerin örgütlenmesiyle mümkün olabileceğini gösteriyor. Sendikal hakların genişletilmesi, çalışanların iş yerlerinde haklarını savunması ve daha adil bir gelir dağılımı için ortak bir mücadele yürütülmesi kaçınılmaz bir zorunluluk haline geldi.

Sonuç: Adil Bir Ekonomik Model Şart

2024 yılı, Türkiye’nin ekonomik eşitsizliklerini bir kez daha derinleştiren bir yıl olarak tarihe geçti. Enflasyonun gerçek yüzü ve halk üzerindeki etkileri, bu durumun acilen çözüm gerektirdiğini ortaya koyuyor. Emekçinin yaşam koşullarını iyileştirmek, adil bir ekonomik model inşa etmek ve halkın refahını artırmak için somut adımlar atılmadığı sürece, kriz kaçınılmaz bir şekilde derinleşmeye devam edecek.

Halkın huzura kavuşması, ancak ekonomik politikaların insana değer veren bir perspektifle şekillendirilmesiyle mümkün olabilir. Bu ise yalnızca emekçilerin birlik ve dayanışma içinde mücadelesiyle hayata geçirilebilir.

2024: Enflasyon Kabusu, Emekçinin Cüzdanını Eriyip Bitirdi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin