Bugün 6 Mayıs. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ın idam edilişinin yıl dönümü. Onlar sabaha karşı baş eğmeden, bağımsızlık şiarını haykırarak yürüdüler darağacına. Gülerek, dimdik. Tarih onları yazdı, halk onları yaşatıyor. Üç fidan ölümsüzleşti.
Peki ya onları idama gönderenler? El kaldıranların adını kim hatırlıyor? Hemen hemen hiç kimse. Ama biri hariç: Dönemin başbakanı Nihat Erim. Onun ismi hâlâ bir yerlerde karşımıza çıkıyor.
İşte o yerlerden biri Balıkesir’in Edremit ilçesi, Güre Mahallesi. Bugün bu ülkede “Denizlerin yolundayız” diyenler, anmalar düzenleyenler, kameralar karşısında sözde devrimci pozlar verenler, o ilçeyi yönetiyor. Ama aynı ilçede bir caddenin adı hâlâ Nihat Erim.
Bu nasıl bir çelişkidir? Hem Deniz Gezmiş’in yolundayız deyip hem de onu idama götürenlerin adını cadde tabelalarına yazmak… Bu, sadece bir unutkanlık değil, bilinçli bir ikiyüzlülük değilse nedir?
İşte bir 6 Mayıs daha böyle geçiyor. Anmalarla, güzel sözlerle, ama hâlâ gerçek bir yüzleşmeden yoksun.