1. Haberler
  2. Türkiye Gündemi
  3. Tedbir alınmazsa 3 ila 5 yıla kalmaz kuraklıkla tanışmış oluruz. Raporlarda hangi tespitler var?

Tedbir alınmazsa 3 ila 5 yıla kalmaz kuraklıkla tanışmış oluruz. Raporlarda hangi tespitler var?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kısa Dalga – İYİ Parti Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy, tarımda sulama sorunu ve kuraklıkla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğuna dikkat çeken Ulusoy, su yönetiminde disiplin olması gerektiğini belirtti. Özellikle İç Anadolu bölgesinde sulamadan kaynaklı kuraklığın her geçen gün arttığına dikkat çeken Ulusoy, bu şekilde devam etmesi halinde Türkiye’nin 3 ila5 yıl içinde gerçek kuraklıkla tanışacağına vurgu yaptı.

Çiftçiler sulamaya mazottan daha çok para harcadı

Çiftçilerin mazottan çok sulamaya para harcadığını belirten Ulusoy, “Karapınar bölgesinden bir çiftçimizin faturası 224 bin 350 lira bir sulama maliyeti. Arazi geniş ama sonuç itibarıyla bunlar tek sulamada verilen faturalar olmaya başladı” dedi.

Ulusoy, Konya Ovası sulama projesinin önemine dikkat çekerek, “İktidar çılgın projelere uğraşmak yerine kalıcı, üretime fayda sağlayan projelere ulaşmalı, bunlara para yatırmalı” diye konuştu.

‘Türkiye maalesef su fakiri bir ülke, gittikçe de fakirleşiyor’

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy, konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı:

“Su yaşamın kaynağı. Sadece insan için önemli değil; bitkisel üretim için de hayvansal üretim için de en önemli kaynağımız su. Bu bakımdan petrolden de altından da değerli. Suyu bulduğumuz her yerde en ekonomik şekilde kullanmanın da o yüzden formüllerini geliştirmeliyiz. Türkiye maalesef su fakiri bir ülke, gittikçe de fakirleşiyor.

Bu noktada Meteoroloji’nin çalışmalarının yıllık ortalamalarını baz alarak bir çalışma yaptım. Özellikle İç Anadolu’da yüzde 40 azalma var geçmiş yıllara göre. Doğu Anadolu’da yüzde 27, Güneydoğu Anadolu’da yüzde 49 yani neredeyse yarı yarıya yağışlar düşmüş. Bu da haritalarda görülebilir Meteoroloji’nin yağış haritasına baktığınız zaman Karadeniz Bölgemiz, Akdeniz Bölgemiz su alıyor ama Ege’den başlayarak Doğu ve Güneydoğu suyu az alıyor. Bu 1991 ile 2021 arasındaki veri.

En son güncel verilere göre yine Karadeniz yağış alıyor ama Ege’den başlayarak İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz gittikçe kuraklaşıyor. Bu bizim bir çevre felaketine doğru götürüyor.

‘Obruklar çoğalıyor’

Özellikle İç Anadolu’nun şöyle bir sorunu var taban suları çektikçe bizim höyük dediğimiz obruk dediğimiz felaketler çoğalmaya başladı. Konya’nın Karapınar, Ereğli, Emirgazi ilçelerinde Karaman hattında obruklar çoğalıyor. İnsanlarımız o bölgede taban suyunu tarım sulamada kullanıyor. Bu da çok yüksek elektrik faturalarına denk gelmeye başladı. Mazottan daha çok çiftçimiz elektrik faturasına para vermeye başladı. Karapınar bölgesinden bir çiftçimizin faturası 224 bin 350 lira bir sulama maliyeti. Arazi geniş ama sonuç itibarıyla bunlar tek sulamada verilen faturalar olmaya başladı.

‘Suyu herkes kafasına göre kullanmaya başladı’

Burada iktidar su rejimini tekrar ele alması gerekiyor. Devlet Su İşleri suya karışıyor, belediyeler suyu kullanıyor, sulama kooperatifleri kafasına göre kullanıyor, sulama birlikleri kullanıyor. Bunu kimisi saatte satıyor, kimisi debi ile, kimisi alan ölçerek su satıyor. Bu kadar çok başlı olduğu için suyu da herkes kafasına göre kullanmaya başladı. Bu böyle olmaz, mutlaka buna bir disiplin getirilmesi gerekiyor.

Biz su bankacılığı yapmıyoruz. Biz su hasadı yapmıyoruz. Burada ilk yapacağımız göl, gölet gibi altyapıyı çoğaltmak. Irmakları beslemek, taban suyunu beslemek, belediyenin atık sularını kullanmak, gri suyu kullanmaya başlamak. Şehir artık suları gri su olarak tarımda, belediyenin kendi kullandığı çim sulama alanlarında değerlendirilmeli.

Peyzaj çalışmaları

Konya Belediyesi her gün çim suluyor. Konya zaten kurak bir bölge. Biz peyzaja karşı değiliz ama belediyeler bu tip işler yapacaksa önce çalı gibi çok su istemeyen, tüketmeyen bitki türleri ile bu iş yapmalılar. Siz Konya’ya çim ekiyorsunuz onu yazın neredeyse her gün suluyorsunuz. Belki 6 ay çim suluyorlar bir de onu biçmesiyle uğraşıyorlar. Bu bakımdan tarımda, hayvansal üretimde, insani tüketiminde kullanılacak suyu har vurup harman savuramayız.

‘İktidar çılgın projelere uğraşmak yerine kalıcı, üretime fayda sağlayan projelere ulaşmalı’

Türkiye’ye her geçen gün adım adım kuraklığa doğru gidiyor. Bunun tedbirinizi şimdiden alınmazsa 3 ila 5 yıla kalmaz kuraklıkla tanışmış oluruz. Burada Konya Ovası projesi de en önemli çalışmalardan biri olmalı. Konya Ovası sulama projesinde baraj alt yapısı bitti. Burada Bozkır Barajı vardı, Bağbaşı Barajı, Avşar Barajı bu baraj altyapıları sadece bu dönem değil önceki iktidarlar tarafından yapılan çalışmaları var. Tek yapılması gereken Hotamış sulama havzasına suyu getirmek. Burada Ahi İshale Kanalı var. İşte bu barajlarda toplanan sular Hotamış’a gelmesi için Ahi kanalının derhal yapılması lazım. Bu yapıldığı zaman Toroslar’ın ne kadar kar suyu, ne kadar yağmur suyu mevsim yağışları varsa hepsi o tam o şeye getireceğiz. En azından bu bölgenin sonunu çözmüş olacağız. Şu altyapıyı bile maalesef iktidar 22 senede bitiremedi. 22 yılda ülkeler kuruldu, şehirler kuruldu daha neler yapıldı ama şu basit bir kanal 22 senede bitirilemedi. İktidar çılgın projelere uğraşmak yerine kalıcı, üretime fayda sağlayan projelere ulaşmalı bunlara para yatırmalı.”

Raporlar ne söylüyor?

Türkiye, su kaynakları açısından kritik bir dönemeçte bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 yılında yayımladığı rapora göre, 2030 yılına kadar ülkenin su kaynaklarının %20 oranında azalması bekleniyor. Ayrıca, 2100 yılına kadar karla kaplı alanların %44 oranında azalacağı öngörülüyor.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’nin büyük bir bölümü ‘olağanüstü kuraklık’ tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle Ocak ve Şubat aylarında yağışlar, geçen yıla oranla %31 oranında azaldı. Bu durum, barajlardaki doluluk oranlarını da etkiledi.

İstanbul Planlama Ajansı’nın 2023 yılında yayımladığı “Kuraklık, Su Bağımlılığı ve İstanbul’un Kronik Su Stresi” adlı rapora göre, 2009 yılında 154 litre olan günlük kişi başı su tüketimi, 2022 yılında 190 litreye yükseldi. Ayrıca, betonlaşmanın hızla arttığı İstanbul’da, 2000’li yıllarda sıcaklık artışı 2°C’nin üzerinde gerçekleşti. 

Uzmanlar, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını ve su kıtlığı yaşadığını vurguluyor. Su havzalarının yanlış kullanımı ve gerekli önlemlerin alınmaması, sosyal ve ekonomik sorunlara yol açabilir. Özellikle tarım sektöründe kullanılan suyun %75’inden fazlasının vahşi sulama teknikleriyle tüketildiği belirtiliyor ve acilen damla sulama sistemlerine geçilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Tedbir alınmazsa 3 ila 5 yıla kalmaz kuraklıkla tanışmış oluruz. Raporlarda hangi tespitler var?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler
_
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler
Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin