Emek Partisi Balıkesir İl Örgütü, Arıtaş Kriyojenik fabrikasında yürütülen grev sürecine ilişkin bir basın açıklaması yaparak işçilerin mücadelesini selamladı. Yapılan açıklamada, DİSK’e bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde %125 zam talebine karşılık, işveren sendikası MESS’in %40 zam teklif ettiğine ve üç yıllık sözleşme dayatmasında bulunduğuna dikkat çekildi. İşçilerin bu taleplerin kabul edilmemesi üzerine greve gitme kararı aldığı vurgulandı.
“Grev Yasağına Rağmen Mücadele Kazandı”
Açıklamada, 4 Aralık’ta Tuzla’daki Hitachi fabrikasında başlayan grev ateşinin 14 Aralık’ta Cumhurbaşkanı kararıyla “milli güvenliği tehdit” gerekçesiyle yasaklandığı, ancak işçilerin bu yasağı tanımayarak mücadelelerini sürdürdüğü ifade edildi. İşçilerin kararlılığı karşısında MESS’in geri adım atmak zorunda kaldığı ve %65 zam ile diğer hakların iyileştirilmesinin kabul edildiği belirtildi.
Bandırma Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Hollanda sermayeli Arıtaş Kriyojenik fabrikası işçilerinin de 19 Aralık’ta greve başladığı hatırlatılan açıklamada, grev sürecinde işverenin masaya oturmak zorunda kaldığı ve işçilerin 23 günlük kararlı mücadelesi sonucunda haklarını kazandığı açıklandı.
“Metal İşçileri Yol Gösteriyor”
Emek Partisi açıklamasında, metal işçilerinin gösterdiği bu kararlılığın, ekonomik krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkmaya çalışan mevcut hükümet politikalarına karşı önemli bir örnek olduğu vurgulandı. “Enflasyonla mücadele ediyoruz diyen tek adam rejimi, ekonomik krizin bütün yükünü işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin omuzlarına yıkmaktadır” ifadelerine yer verilen açıklamada, Orta Vadeli Plan ve 2025 bütçesinin, “emekçiden al, sermayeye ver” programı olduğu eleştirisi yapıldı.
“Genel Grev, Genel Direniş Çağrısı”
Emek Partisi, açıklamasında tüm emekçileri dayanışmayı büyütmeye ve taleplerini ortaklaştırmaya çağırdı. İnsanca bir yaşam, yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret, gelir ve vergide adalet için birleşik bir mücadele gerektiği vurgulandı. Açıklama, şu çağrı ile son buldu:
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya da hiçbirimiz! Genel grev, genel direniş!”