İnsan zihni doğruluğunu kabul ettiği bilgiler içindeki çelişki durumunu fark ettiğinde şüphe duyar ve yaşanan bu durum paradoks olarak tanımlanır. Genel olarak paradoks, alışılmış dışında, aykırı, tuhaf inanılmaz ya da hayret edilecek düşünceler şeklinde ifade edilmektedir. Herkes tarafından kabul görmüş bilgi ve fikirlere aykırı, zıt olan kavramını karşılamaktadır. Paradoks içindeki aykırılık her zaman o fikrin yanlışlığını göstermez. O fikrin alışılmışın dışında olması ve mantığa uymaması durumunu ifade eder.
Türkçe kelime anlamı olarak paradoks; çelişki, karşıtlık, tezatlık, çatışkı, yanıltmaç şeklindedir. Yani herhangi bir ifadenin insan sezgileriyle bağdaşmamasını vurgular. Mantık ve matematik sorularında sonucu yanlış olsa da anlatış tarzı doğru görünen ifadeler için de paradoks kelimesinin kullanıldığı görülmüştür. Sonuç doğru olduğunda da absürt ya da çelişkili ifadeler de paradoks ifadesi ile açıklanmaya çalışılmaktadır.
Paradoks Ne Demek?
Paradoksun ilk başlangıç zamanı Eski Yunan felsefi akımlarına dayanmaktadır. Bu dönemde birçok düşünür paradokslarla ilgilenmiştir. Ve kendi isimleriyle anılan paradokslar ile günümüzde bile anılmaktadırlar. Bu kavram yunanca “para”, ileri kelimesi ile “doxa”, düşünce kelimesinin birleşiminden oluşturulmuştur. Ve yeni kelimenin anlamı ise “yanıltıcı olan şey” olarak açıklanmaktadır.
Bu kavramın kullanım tarihi ilk olarak 17. Yüzyılda Avrupa’da olmuştur. Bilim adamları, filozoflar ve rahipler sayesinde kullanımı yaygınlık kazanmıştır. Paradokslar yüzyıllardır insanları şaşırtmış, büyülemiş ve aynı zamanda eğlendirmiştir. Edebiyatta, matematikte, modern fizikte, astronomide, uzay zaman ilişkisi gibi birçok alanda paradokslar kullanılmaktadır.
Paradokslar, özellikle felsefi alanda çok kullanılmıştır ve günlük hayata yansımıştır. Ne tür olursa olsunlar, paradokslar hem ilginç hem faydalı bulunmuştur. Örneğin matematik alanında 20. yüzyıllarda kullanılmaya başlandığı tahmin edilen paradokslar sayesinde, birçok buluşun ve bilimsel araştırma tekniklerinin önü açılmıştır.
Paradoks Çeşitleri Neler?
Tarih içinde bilinen ilk paradoks örneği “Giritli paradoksu” adı ile bilinmektedir. Eski yunan filozofu Epimenides’e ait bir paradoks olduğu bilinmektedir. Epimenides; “Tüm Giritliler yalancıdır.” demiştir. Burada yaşanan mantık hatası Epimenides’in de Giritli oluşudur. Daha sonra bunun bir paradoks olmadığı kanıtlansa da günümüz “yalan paradoksları” için büyük katkı sağladığı inkar edilemez bir gerçektir. Paradokslar çeşitlerine göre sıralanabilir. Geçmişten bugüne oluşan paradoks çeşitlerini şöyle sıralayabiliriz. Sonsuzluk paradoksları, Russel paradoksları (küme teorileri) Epimenides Paradoksları (yalancı paradokslar)
- Sonsuzluk paradoksları: Hilbert’in otel paradoksu üzerinden bunu açıklayabiliriz. Sonlu oldası olan bir otel düşünün. Bu otelin tüm odaları dolu. Otele gelen yeni müşteri için boş oda olmadığı söylenecektir. Peki, otel sonsuz odalı olsaydı ve yine tüm odalar dolu olsaydı, yeni gelen müşteriye yine “oda yok” mu denecektir? İşte bu karışıklığa sunulmaya çalışılan örnekler günümüze dek gelen sonsuzluk paradokslarının oluşmasını sağlamıştır.
- Russell paradoksları (küme teorileri): Ünlü İngiliz düşünür Bertrand Russell küme paradokslarının yaratıcısıdır. Küme teorisine dayanan paradokslar onun adıyla anılmaktadır.
- Zeno paradoksları: Zeno, mantıkçı filozoflardandır. Matematik tarihindeki ilk şüpheci kabul edilir. 40’a yakın paradoksu olduğu bilinmektedir. Ok paradoksu, dichtomy paradoksu ve en çok da tavşan- kaplumbağa paradoksu ile anılmaktadır.
- Epimenides paradoksu (yalancı paradokslar): “Bütün Giritliler yalancıdır.” cümlesini paradoks olarak ortaya atmış ancak daha sonra bunun paradoks olmadığı kabul edilmiştir. Buna rağmen birçok paradoks yaratılmasına öncü olduğundan bu tarz paradokslar Epimenides paradoksları olarak isimlendirilmektedir.
Paradoks Örnekleri
- Socrates paradoksu: “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.” Sözü Socrates’in ünlü paradoksudur.
- Equlides paradoksu: “Yaptığım açıklama yanlıştır.” Cümlesi bir paradokstur.
- Avukat paradoksu: Yunanlı avukat Protogras öğrencisi ile özel ders ücreti üzerine bir anlaşma yapar. Anlaşma şöyledir: Öğrencisi aldığı ilk davayı kazanırsa bu ücreti Protogras’a verecektir, kazanamazsa ücret ödemeyecektir. Dersin bitiminden sonra öğrenciden ses seda çıkmaz. Sabrını yitiren avukat, öğrencisine dava açar ve ders ücretini talep eder. Öğrenci bu ilk davasında kendini savunur. Davayı kazanırsa, ilk davası olduğu için hocasına parayı verecektir. Kaybederse yine hocasına ödeme yapmak zorunda kalacaktır.
- Berber paradoksu: Bu paradoks Russell paradoksundan türetilmiştir. Bir berber, köyündeki erkekler içinden sadece kendi kendini tıraş edemeyenleri tıraş edecektir. Eğer kendi kendini tıraş ederse, kendi kendini tıraş edebilen erkeklerden grubunda olacak ve tıraş etme kuralını bozmuş olacaktır. Eğer kendi kendini tıraş etmezse kendi kendini tıraş edemeyen erkekler grubuna girecek ve koyduğu kurala göre kendini tıraş etmesi gerekecektir.
- Asker paradoksu: Askerlerden biri esir aldığı bir askere şöyle der:” Bana bir şey söyle. Eğer söylediğin yalansa seni kurşuna dizeceğim, eğer söylediğin doğruysa seni asacağım.” Bunun üzerine esir olan asker düşünmüş sonunda cevap vermiş ve serbest kalmış. Cevap: “Beni kurşuna dizeceksin.” şeklindeymiş. Bu bir paradoks olduğundan asker serbest bırakılmış. Eğer onu kurşunlarlarsa doğru söylemiş olacağı için asılmış olması gerekecekti. Eğer onu asarlarsa yalan söylemiş olacağından kurşunlanması gerekecekti.
Bilgi Paradoksu ve Stephen Hawking
14 Mart 2018 yılında kaybettiğimiz bilim adamı Stephen Hawking ölmeden birkaç gün önce tamamladığı son makale yakın geçmişte yayınlanmıştı. Paradoksların günümüzde de bilime ışık tuttuğunu kanıtlar nitelikte olan bu çalışma herkesi heyecanlandırmayı başardı. Hawking, son makalesinde “Kara deliğe düşen cisimlerin fiziksel bilgisine ne olur?” sorusuna yanıt aradığı “bilgi paradoksu üzerinde yoğunlaşmıştır.
Hawking Cambridge ve Harward Üniversiteleri’nde bazı bilim insanlarıyla beraber çalışmaktaydı. Bunlardan biri de Prof. Malcolm Perrry’di. Perry, 40 yıldan uzun bir süre boyunca Hawking’in “Kara delikte bilgi yitimi (Entropi) ve Yumuşak saçlar” adlı makalesi üzerinde çalıştığını açıkladı. Bu bilgi paradoksunun temeli Enstein’e dayanmaktadır. Dünyaca ünlü fizikçi Einstein 1915 yılında genel Görelelik kuramını oluşturmuştur. Bu teori kütle çekimini, maddelerin uzay-zaman bükülmesi etkisiyle açıklıyor. Ve bu sayede gezegenlerin Güneş etrafında dönebildikleri tezini savunuyor.
Einstein, teorisinde kara deliklerle ilgili önemli görüşler de bulunuyor. Teoride kara deliğin bütün özelliklerini belirleyen üç unsurdan söz ediyor. Bunlar: kütle, elektriksel yük ve açısal momentum olarak ifade ediliyor. Hawking, bu teoriden 60 yıl sonra ortaya attığı tezinde kara deliklerin bir de kendi ısısı olması gerektiğini tez olarak ortaya atar. Ve bu teorisine göre uzayda sürekli ısı kaybetmesi gereken kara deliklerin belli bir noktadan sonra buharlaşması gerekmektedir.
İşte beklediğiniz paradoks tam da bu noktada kendini göstermektedir. Kuantum konusunda yetkin bilim insanları bilginin asla kaybolmadığını savunmaktadır. Kara delikler ise görünüşe göre her şeyi yutmaktalar. Bu durumda, “Kara delikte yok olan maddelerin fiziksel bilgileri nereye gidiyor?” sorusu gündeme geliyor. Makalesini son kısmında bilgilerin nereye gittiği üzerinde tartışan Hawking, kara deliğin çevresini saran bir olay ufku olduğunu ve buradaki fotonların kaybolan maddelerin bilgisini tuttuğunu söylüyor.
Makalede bu foton kuşaklarından yumuşak saçlar olarak bahsedilmektedir. Kara deliğe bir cisim atıldığında, kara deliğin ısısı yükselir. Isı yükseldikçe entropi artar. Bu entropi, olay Ufkunda yer alan fotonlar tarafından kaydedilir. Prof Perry, bu makalenin yumuşak saçların entropiyi açıkladığını söylüyor. Ama bilgi paradoksunun sonunun gelmediğini ve daha ileri çalışmalara ihtiyaç duyulduğunun da altını çiziyor. Bilim insanların ortaya attığı tezleriyle oluşan paradoksların evrenin bilinmeyenlerine ışık tutması paradoksların, basit beyin çelişkilerinin çok ötesinde olduğunun kanıtıdır.
Kaynak: IIENSTITU