1. Haberler
  2. Türkiye Gündemi
  3. Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları Türkiye’nin İklim Hedeflerine Ulaşmasını Destekleyebilir

Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları Türkiye’nin İklim Hedeflerine Ulaşmasını Destekleyebilir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeni bir raporun sonuçlarına göre, uzun vadeli elektrik satın alma sözleşmeleri yoluyla geliştirilen Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları, Türkiye’nin temiz enerji hedeflerine ulaşmasını sağlayabilir.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, enerji dönüşümünde öncü ülkelerden biri olma potansiyeline sahip Türkiye’nin, rüzgar ve güneş enerjisinde toplam 360 GW’lık kapasiteye ulaşabileceği öngörülüyor. Ancak bu potansiyelin hayata geçmesi için, kamusal desteklerin yanı sıra özel sektör yatırımlarını da teşvik edecek mekanizmalara ihtiyaç var. SHURA’nın analizine göre, uzun vadeli elektrik satın alma sözleşmeleri yoluyla geliştirilen Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA), bu dönüşümde kilit bir araç olabilir.

Rapor, özellikle yeni inşa edilecek yenilenebilir enerji santrallarının finansmanı açısından YETA’ların önemini vurguluyor. Yüksek ilk yatırım maliyetlerine rağmen düşük işletme giderleriyle öne çıkan bu tesislerin ekonomik sürdürülebilirliği, uzun vadeli ve öngörülebilir gelir modellerine dayanıyor. Bu bağlamda YETA’lar, hem yatırımcılar için finansmana erişimi kolaylaştırıyor hem de sanayi kuruluşları gibi büyük tüketicilere düşük emisyonlu enerji kullanımı sağlıyor.

YETA’lar iki ana model altında sınıflandırılıyor: Fiziksel ve finansal. Fiziksel modelde, üretilen elektrik doğrudan tüketiciye teslim edilirken; finansal modelde taraflar arasında belirlenen sabit fiyat üzerinden piyasa fiyatlarıyla karşılaştırmalı olarak mali denkleştirme yapılması esas alınıyor. Her iki modelin de farklı risk profilleri ve faydaları bulunuyor.

YETA’ların sağlayabileceği başlıca sistemsel faydalar arasında enerji arz güvenliğinin artırılması, kamu desteklerine olan ihtiyacın azaltılması, yatırım risklerinin paylaşılması ve karbon ayak izinin düşürülmesi yer alıyor. Raporda ayrıca, Avrupa ülkelerindeki uygulamalardan örnekler sunularak, Türkiye için potansiyel düzenleyici çerçeveler değerlendiriliyor.

Öte yandan, Türkiye’de YETA uygulamalarının yaygınlaşmasının önünde bazı yapısal ve yasal engeller bulunuyor. Mevcut lisanslama sistemleri, uzun vadeli özel sektör anlaşmalarına sınırlı esneklik sağlıyor. Rekabet hukuku çerçevesindeki kısıtlamalar nedeniyle, sözleşme süreleri beş yıl ile sınırlandırılmış durumda. Ayrıca, elektrik piyasasındaki fiyat öngörülemezliği, yatırımcılar açısından risk yaratıyor.

Raporda, bu engellerin aşılması için önerilen politika reformları arasında şeffaf ve öngörülebilir fiyatlandırma mekanizmaları, alternatif lisanslama modelleri, karbon fiyatlandırmasının uygulanması ve tüketici teşviklerinin artırılması gibi önlemler yer alıyor. Özellikle Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile uyumlu bir yapı oluşturulması, Türkiye’nin dış pazarlarda rekabet gücünü artırabilecek bir fırsat olarak görülüyor.

SHURA’nın çalışması, Türkiye’de özel sektörün yeşil enerjiye geçişte daha aktif rol alması için gereken teknik, ekonomik ve yasal koşullara ışık tutarken, aynı zamanda enerji dönüşümünün sosyal ve çevresel etkilerine de dikkat çekiyor. Daha temiz, ekonomik ve sürdürülebilir bir enerji geleceği için YETA’ların desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor.

Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları Türkiye’nin İklim Hedeflerine Ulaşmasını Destekleyebilir
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin