Roma’da bir araya gelen ülkeler, doğadaki yıkımını durdurmak ve hatta tersine çevirmek için 2030 yılına kadar yılda 200 milyar dolar finansman sağlama planını kabul etti.
BM’nin biyolojik çeşitlilikle ilgili COP16 görüşmeleri geçtiğimiz Ekim ayında Kolombiya’da başladı ancak o dönemde kimin katkıda bulunacağı, paranın nasıl toplanacağı ve bunu kimin denetleyeceği gibi temel unsurlar üzerinde bir anlaşmaya varılamamıştı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, dünyanın en büyük ekonomisinin kalkınma finansmanına katılımını azalttığı bir dönemde yapılan anlaşma olumlu karşılandı.
BRICS ülkeleri olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan müzakerecilerin önderlik ettiği nihai anlaşma, delegelerin doğayı korumak için çeşitli kaynaklardan yılda en az 200 milyar dolar bulma yönünde bir plan içeriyor.
COP16 Başkanı ve Kolombiya Çevre Bakanı Susana Muhamad, siyasi ortamın giderek parçalandığı ve diplomatik sürtüşmelerin arttığı bir yılda anlaşmayı doğa ve çok taraflılık açısından bir zafer olarak müjdeledi.
“Bu anlaşma ile ortak faydanın, çevrenin ve yaşamın korunmasının ve ulusal çıkarlardan daha büyük bir şey için bir araya gelme kapasitesinin hâlâ mümkün olduğuna dair bir umut ışığı gönderdik” dedi.
Delegeler ayrıca, bazı gelişmekte olan ülkelerin talep ettiği gibi yeni bir biyolojik çeşitlilik fonunun oluşturulmasının gerekip gerekmediğini veya Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından yönetilen mevcut bir fonun yeterli olup olmayacağını araştırmayı da kabul etti. GEF, son 30 yılda binlerce doğa projesine 23 milyar dolardan fazla fon sağladı.
Brezilya Dışişleri Bakanlığı Çevre Dairesi Müdürü Maria Angelica Ikeda, genel kurul toplantısı tamamlanırken Reuters’e verdiği demeçte, “Uzlaşma ruhuna sahip olan herkes taviz verdi ve genel olarak gelişmekte olan ülkeler için sonuç çok olumlu oldu” dedi.
WWF’nin 2024 Yaşayan Gezegen Raporu’ndan alınan veriler, eyleme geçme ihtiyacının son yıllarda arttığını, yaban hayatı popülasyonlarının ortalama boyutunun ise 1970’ten bu yana %73 azaldığını gösteriyor.
ABD, biyolojik çeşitlilik sözleşmesine hiçbir zaman imza atmadı ancak, doğa ve biyolojik çeşitlilik çabalarına en büyük fon sağlayan ülkelerden biriydi. ABD’nin yardımlarını dondurması, Güney Afrika’da kaçak avcılıkla mücadele çabalarının askıya alınmasından büyük koruma STK’larındaki finansman kesintilerine kadar geniş etkilere sahip oldu.
Yardımın kesilmesinin ağır yükü müzakere odalarında da hissedildi ve Brezilya’dan Mısır ve Panama’ya kadar bazı ülkeler arasında, zengin ulusların hibe sağlama yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan hayal kırıklığı arttı.
En son OECD verileri, 2022’de toplam 15,4 milyar dolarlık uluslararası biyolojik çeşitlilik finansmanının dağıtıldığını ve bunun %83’ünün kamu kaynaklarından geldiğini tahmin ediyor.
Roma’daki anlaşma, 2022’de kabul edilen ve ülkelerin bir dizi çevresel hedef taahhüt ettiği dönüm noktası niteliğindeki Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi (GBF) anlaşmasının uygulanması için gereken adımların belirlenmesine yardımcı oluyor.
Ülkeler ayrıca GBF’deki ilerlemenin izlenmesine yönelik bir dizi teknik kural üzerinde de anlaşmaya vardı ve ülkelerin COP17 doğa görüşmeleri için biyolojik çeşitlilik planları hakkında ulusal bir rapor yayımlama taahhüdünü güvence altına aldı.