1. Haberler
  2. Çevre Ekoloji
  3. Türkiye’nin Tahıl Ambarı Yok Oluşun Eşiğinde!

Türkiye’nin Tahıl Ambarı Yok Oluşun Eşiğinde!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Konya Kapalı Havzası, barındırdığı sulak alanlar, endemik türler ve hassas iklim yapısıyla Türkiye’nin en zengin ekosistemlerinden biri. Bir zamanlar “Tahıl Ambarı” olarak bilinen havza, şimdi mısır gibi sulu tarım ürünleri sonucunda hızlı bir yok oluşun eşiğinde. Havzadaki su tüketimini azaltmak gerekirken bunun aksine Göksu Nehri’nden ikinci tünel yapımına başlanmış durumda. Bu yeni hat havzadaki yanlış su yönetimine çare olmayacak, aksine su tüketimi sonucunda tuzlanma gibi sorunları da artıracak.

Konya Havzası, Türkiye’nin en az yağış alan havzası olmasına rağmen en fazla su tüketilen bölgelerinden biri. Havzadaki tarım alanlarının %80’inde sulu tarım yapılırken yalnızca %20’sinde kuru tarım yapılıyor. Bu durum, yer altı sularına olan bağımlılığı artırıyor. Yer altı suyu rezervleri, yoğun yer altı pompalamaları ve vahşi sulama yöntemleri nedeniyle hızla tükeniyor. Bu durum obruk oluşumlarını artırıyor, birçok sulak alan ve gölü kurutuyor.

Havzada su tüketimini kontrol altına almak ve mali değeri yüksek kuru tarım ürünlerini desteklemek yerine havzaya dışarıdan su taşınmasını sağlayan ve kamuoyunda “Mavi Tünel” olarak bilinen ikinci iletim hattı yapılıyor. Yapılan tüneller uzun vadede bir çözüm oluşturmuyor.

Verimli Tarım Topraklarıyla Birlikte Biyoçeşitlilik de Kayboluyor

Konya Kapalı Havzası içerisinde 25 adet Önemli Doğa Alanı bulunduruyor. Bunlardan biri olan Tuz Gölü ise flamingoların İç Anadolu’da ürediği son göl. Ancak iklim değişikliğinin yanı sıra kaçak su kuyuları ve tarımsal sulamada kullanılan su miktarının artması gibi sorunlardan kaynaklı olarak her yıl değişen oranlarda flamingo yavru ölümleri yaşanıyor. Gölün çevresindeki Tersakan, Kulu gibi sığ göller de yılın neredeyse tamamında kuraklık yaşıyor.

Bu ekosistemlerin hakkı olan su öncelikle tarımsal alanlarda kullanılıyor. Kontrol altına alınamayan su tüketimi, sulak alanların kurumasına ve biyoçeşitlilik kaybına neden oluyor.

Konya Kapalı Havzası’nın doğal dengesini korumak ve gelecekte daha büyük krizlerin önüne geçmek adına acil adımlar atılması gerekiyor. Doğa Derneği, havzada kurak iklime ve çölleşmeye uygun tarım tekniklerinin ve yerel bilgi sistemlerinin desteklenmesi gerektiğini savunuyor.

Kuraklık ve Çölleşme Kapıda!

Birleşmiş Milletler’in (BM) Temmuz 2025 raporuna göre, Türkiye’nin %88’i çölleşme riski taşıyor ve 2030 itibarıyla “su fakiri” ülke kategorisine girme tehlikesi bulunuyor. Raporda 21. yüzyılın sonuna dek Türkiye’de yağışların %30 azalması ve sıcaklıkların 4 ila 5 derece artması bekleniyor.

Buna karşın Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre 2022 yılı için sektörel su kullanımları sulamada 44 milyar m3 (77%) içme, kullanma ve sanayide 13 milyar m3 (23%), toplam su kullanımları 57 milyar m3.

Su Sonsuz Bir Kaynak Olarak Değerlendirilmemeli”

Türkiye, gelecek yıllarda yaşayacağı kuraklık, çölleşme ve su stresine hâlâ hazır olmadığını dikkat çeken Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, “İklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için atacağımız ilk adım biyolojik çeşitlilik ve sulak alan kaybını durdurmak olmalı. Suyun sonsuz bir kaynak olarak değerlendirilmesi düşüncesinden bir an önce vazgeçmek ve suyun döngüsünü yeniden tahsis edecek bir anlayış inşa etmek gerekiyor. Kuraklık ve çölleşmeyle uyumlu politikalar geliştirmenin ilk adımı tarımdan geçiyor. Su yönetiminde doğa temelli çözümler, kurak tarım uygulamaları ve sürdürülebilir su politikaları teşvik edilerek hem ekolojik hem de ekonomik bütünlük sağlanabilir. Bunun için de karar vericilerin sivil toplum ve üniversitelerle işbirliği yapması gerekiyor” dedi.

Kaynak: İklim Haber

Türkiye’nin Tahıl Ambarı Yok Oluşun Eşiğinde!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin