1. Haberler
  2. Türkiye Gündemi
  3. Türkiye’nin güvenliği mi, Avrupa’nın güvenliğinde Türkiye’nin yeri mi?

Türkiye’nin güvenliği mi, Avrupa’nın güvenliğinde Türkiye’nin yeri mi?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

20 Ocak tarihinde yemin ederek görevine başlayan Başkan Trump yönetimindeki ABD hükümetinin ilk 100 günü dün bitti. Genellikle 100 günün muhasebesini yapmak yeni yönetimlerin geleneksel alışkanlığıdır. Trump da öyle yaptı ve geçtiğimiz 100 gün içinde ABD ekonomisinde görülen olumsuz gelişmelerin sorumluluğunun önceki Biden yönetimine ait olduğunu, kendi uyguladığı gümrük duvarlarının ve himayeci davranışların ise “ABD’yi tüm dünyanın yıllarca dolandırıyor olması” iddiasına verilen bir cevap olarak savundu.

ABD’de bu tartışmalar sürerken dünyayı bir güvenlik endişesinin sardığı görülüyor. Bu güvenlik endişesinin başlıca sebebi de Trump’ın izlemekte olduğu yeni ABD ekonomi ve dış politika gündemi. 100 gün geride kaldı, ama Trump’ın “24 saat içinde bitecek” dediği çatışmaların hiç birinde olumlu bir gelişme görülmedi. Ne Gazze’de durum normale döndü, ne Rusya-Ukrayna savaşı sona erdi. Üstelik, ABD ile Çin arasında başlayan ticaret savaşları yeni bir “soğuk savaş” olarak mı anılacak yoksa daha ciddi bir çatışmaya doğru mu evrilecek sorusu dünya uluslararası sisteminin gündeminde en üst sıradaki yerini aldı. Pakistan ve Hindistan arasındaki gerginlik de küresel düzeyde istikrarsızlığa doğru evrilen yeni sistemin son unsurunu oluşturdu.

Mayıs ayına girdik. Haziran ayında Hollanda’da toplanacak olan NATO zirvesine iki aydan az zaman var. Atlantik okyanusunun iki yakasındaki müttefiklerin birbirleriyle oldukça önemli görüş farklılıklarının ortaya çıktığı bu dönemde, Avrupa kendi güvenliği açısından yeni arayışlar içinde. Bir yandan, ABD’nin Ukrayna’ya karşı izlediği politika ile tam anlamıyla mutabık değiller, bir yandan İsrail’in Gazze’de ve giderek Levant bölgesine yayılan politikaları konusunda farklı görüşlere sahipler, bir yandan da böylesine görüş farklılıklarının belirdiği bir ortamda NATO bünyesinde ne gibi sıkıntılarla karşılaşacaklarını düşünüyorlar.

Bu koşullar altında hem ABD’nin hem Avrupa’nın gözlerini Türkiye’ye çevirdiklerini görmezden gelemeyiz. Yanlış anlaşılmasın, gözler “Acaba bu açmazlardan çıkılmasında Türkiye nasıl bir rol oynar?” sorusunun cevabını arıyor. ABD, yakında İsrail ile birlikte Ortadoğu’da yeni bir strateji belirlemeye hazırlanırken, örneğin Türkiye’nin Suriye’de neler yapacağını, ya da “yapabileceğini”, İran ile yükselen bir gerginlikte Türkiye’nin nasıl bir tutum izleyeceğini hesaplamaya çalışıyor. Avrupa ise bir yandan yaşanabilecek gelişmelerin Ukrayna topraklarında bir askeri destek konuşlandırılmasını gerektirmesi halinde, bu konuşlanmada Türkiye’nin bir rol üstlenip üstlenemeyeceğini hesaplarken, bir yandan da ABD’nin “Avrupa kendi güvenliği için artık elini taşın altına soksun” söyleminin endişesini taşıyor. Bu son konuda da Türkiye’ye göz kırparak, “yeni Avrupa güvenlik mimarisi” nasıl olacaksa, bunun içine Türkiye’yi nasıl eklemleyeceklerinin yolunu araştırıyor.

Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleri bellidir

Türkiye’nin ulusal güvenliğine ilişkin politikalar, Avrupa’nın kendi güvenliğine Türkiye’yi eklemleme arayışlarına cevap vermek mecburiyetinde değildir. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin izleyeceği politikalarda hangi unsurlara öncelik verebileceğini hem ABD’nin hem Avrupa’nın iyi tespit edebilmesi gerekir. Örneğin, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara katılmama kararı alınmasından da anlaşılacağı üzere, yakın bir komşuluk ve işbirliği anlayışına dayanmaktadır. Türkiye’nin ulusal güvenliği bakımından stratejik öncelikleri olan Suriye, Ortadoğu, Doğu Akdeniz, Kafkasya gibi bölgelerde izlediği politikalar, NATO’nun Rusya odaklı ve “ortak savunma” ilkesine dayalı politikalarıyla her zaman tam anlamıyla uyuşan bir bütünlük oluşturmamıştır.

Karadeniz güvenliği açısından bakıldığında, Türkiye’nin Türk Boğazları ile ilgili egemenlik haklarından ve Montrö Sözleşmesi ile kurulan düzenin uygulanmasındaki sorumluluğundan asla taviz vermeyeceği iyi bilinmelidir. Rusya-Ukrayna savaşında ise Türkiye son üç yıldır gayet tutarlı ve istikrarlı şekilde önemli bir kolaylaştırıcı rol izlemiş ve bunda başarılı olduğu bizzat Batı tarafından itiraf edilmiştir. Türkiye’nin barışı koruma faaliyetlerine yaptığı askeri katkıların çoğunlukla ölçülü ve muharip görevlere talip olmayan bir anlayışla sürdürüldüğü hatırlandığında, Ukrayna konusunda da farklı bir tutum izlenmeyeceğinin anlaşılması gerekir.

Suriye konusunda ise Türkiye ile Batı arasında önemli bir görüş farklılığı mevcuttur. ABD ve birçok Avrupa devleti Suriye’nin Kürt unsurlarını sözde IŞİD’e karşı verilen mücadelede bir müttefik olarak görürken, Türkiye PYD/YPG konusundaki duyarlılıklarından vazgeçmeyecek ve Suriye’den kaynaklanacak bir terör tehdidine karşı her zaman kendi ulusal güvenliğini önceleyecektir. Bu konuda Şam’da sorumluluk üstlenen yeni yönetim Türkiye’nin duyarlılıklarının bilincindedir.

Avrupa Birliği de herhalde kıssadan hisse çıkarabilme yeteneğine sahiptir. Türkiye’nin Kıbrıs ile ilgili politikası, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne verilen destek fonlarıyla değiştirilmeye zorlanamaz. Keza AB ile üyelik müzakerelerinin unutturulmaya çalışılması veya yarım yamalak vize kolaylıkları gibi adımlarla ağzımıza bir parmak bal çalma çabaları da Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin eşit egemenlik haklarına verdiği önemi değiştiremez. Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleri bellidir ve Kıbrıs meselesi de bu öncelikler bütünü içindedir. Avrupa’nın Türkiye’nin yapıcı katkı ve ortaklığını elde edebilmesinin yolu ise oyalama ve avutma taktikleri yerine, Türkiye’yi Avrupa vizyonunun ve küresel Avrupa stratejisinin bir unsuru haline getirmesinden geçer.

Türkiye’nin güvenliği mi, Avrupa’nın güvenliğinde Türkiye’nin yeri mi?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler
_
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler
Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin