Türkiye’nin yüksek jeotermal enerji potansiyeline sahip illeri arasında yer alan Aydın, Denizli ve Manisa’da, jeotermal enerji santralları (JES) yıllardır yöre halkının tepkisine neden oluyor. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu tarafından yapılan basın açıklamasında, jeotermal kaynakların yanlış yönetilmesi sonucunda çevresel tahribat ve toplumsal sorunların derinleştiği belirtildi.
Açıklamada, JES’lerin yerleşim yerlerine çok yakın inşa edilmesi, atık akışkanların mevzuata aykırı olarak yüzey sularına veya sığ formasyonlara verilmesi, yeraltı sularının kirlenmesi, atmosfere salınan gazların kötü kokuya yol açması ve tarımsal ürünlerde verim kaybı yaşanmasının başlıca şikâyet konuları olduğu ifade edildi. Ayrıca kanser vakalarındaki artışa yönelik halkın endişelerine de dikkat çekildi.
TMMOB, sorunların teknik olarak önlenebilir olduğunu ancak mevzuat eksiklikleri, denetim yetersizliği ve şirketlerin kâr odaklı yaklaşımı nedeniyle risklerin büyüdüğünü kaydetti.
Açıklamada, JES işletmelerinin YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) süresinin dolmasının ardından zarar ettikleri gerekçesiyle yeni teşvikler talep ettiğine işaret edildi. Şirketlerin 8 cent (USD) taban fiyat istediği belirtilirken, geçmişte 10,5–13 cent (USD) aralığında satış yapmalarına rağmen bugün piyasa fiyatları 6–7 cent seviyelerine düşünce destek arayışına girdikleri vurgulandı.
TMMOB’a göre, bu durum firmaların kâr odaklı yaklaşımını ve rezervuar yönetimini göz ardı ederek aşırı üretim yapmalarının sonuçlarını ortaya koyuyor.
TMMOB, sorunun temelinde ruhsatlandırma sisteminin de bulunduğunu belirtti. Koordinat bazlı ruhsatlandırmanın aynı rezervuar üzerinde birçok firmaya izin verilmesine yol açtığı, bunun da kaynakların aşırı kullanımını tetiklediği kaydedildi.
Özellikle atık akışkanların rezervuara değil sığ formasyonlara verilmesiyle hem yeraltı suları kirlenmiş hem de rezervuar beslenmesi engellenmiş durumda. Başlangıçta yüksek basınçla üretim yapılabilen sahaların bugün ancak kuyu içi pompalarla işletilebilir hale geldiği ifade edildi.
TMMOB Önerileri Sıraladı
Maden Mühendisleri Odası, jeotermal kaynakların sürdürülebilir kullanımı için şu önerileri sıraladı:
Mevzuat geliştirilmesi: Jeotermal mevzuatı özellikle kuyu kontrolü ve rezervuarın korunmasına odaklanacak şekilde yeniden düzenlenmeli.
Etkin denetim: Kamusal denetim mekanizması güçlendirilmeli, keyfi uygulamaların önüne geçilmeli.
Çevresel izleme: JES sahalarında hava, toprak ve su numuneleri düzenli olarak alınmalı; kirlilik sürekli takip edilmeli.
Rezervuar yönetimi: İşletmeler için gözleme dayalı rezervuar yönetim sistemi zorunlu hale getirilmeli, veriler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) ile paylaşılmalı.
Bilimsel reenjeksiyon: Atık akışkanların rezervuara bilimsel kriterlere uygun olarak geri basılması sağlanmalı; kuyular periyodik olarak denetlenmeli.
Kaynak verilerinin şeffaflığı: JES kurulurken veya kapasite artırımı yapılırken kaynak verileri ETKB’ye sunulmalı.
Topluma fayda: Jeotermal kaynaklar elektrik üretiminin yanı sıra ısıtma, seracılık ve su ürünleri yetiştiriciliği gibi doğrudan topluma fayda sağlayacak alanlarda kullanılmalı.
Açıklamada, mevcut yanlış politikalar nedeniyle jeotermal sahaların yirmi yıl bile dolmadan zarar gördüğü ifade edilerek şu uyarıya yer verildi: “Artık ülkenin bir JES çöplüğüne dönüşmemesi için acil önlemler alınması kaçınılmazdır.”
Kaynak: İklim Haber