TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, TBMM gündemine gelen torba yasa teklifinin ekosistem üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açacağı uyarısında bulundu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmeye başlanan torba yasa teklifi, çevre ve tarım alanlarında büyük endişelere yol açtı. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, teklifin zeytinlikler, ormanlar, meralar ve sulak alanlar başta olmak üzere doğal yaşam alanlarını doğrudan tehdit ettiği uyarısı yapıldı.
Kömür teşviki, madencilik kolaylığı, çevre denetimi zayıflatılıyor
Yapılan açıklamada, torba yasa teklifinin ilk bakışta yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik eder gibi görünse de; yerli kömür santrallerine yatırım teşvik edilmesi, madencilik izin süreçlerinin kolaylaştırılması ve çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreçlerinin zayıflatılması gibi çevreye doğrudan zarar verecek maddeler içerdiğine dikkat çekildi. Açıklamada, “Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelen torba yasa teklifi, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik ediyor görünse de; yerli kömür santrallerinin teşviki, madencilik izin süreçlerinin kolaylaştırılması ve çevresel etki değerlendirme süreçlerinin zayıflatılması gibi hükümler içermektedir.
Türkiye’nin iklim hedefleri, ekosistem koruması ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleriyle ciddi çelişkiler barındıran teklif ulusal mevzuatımızda yer alan tarım ve orman alanlarımızın, meralarımızın, zeytinliklerimizin, doğal ve kültürel varlıklarımızın korunmasına yönelik düzenlemeleri de yok saymaktadır. Teklif gerekçeleri kapsamında;Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı ve yeşil dönüşüm hedeflerine referans verilmektedir.%65 yenilenebilir hedefi, dışa bağımlılığı azaltma, net sıfır hedefleri önemli hedeflerdir. Ancak bu hedeflere ulaşmak için yerli yakıtlı termik santrallerin stratejik ve vazgeçilmez olduğu söylemi,Türkiye’nin Paris Anlaşması taahhütleriyle çelişmektedir. Net sıfır karbon hedefi koyarken, linyit gibi yüksek karbonlu kaynaklara yatırım teşvik edilemez” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Madencilik ve enerji faaliyetlerine “üstün kamu yararı” şemsiyesi altında geniş yetki verilmektedir. Ormanlar, sulak alanlar, tarım alanları ve zeytinliklerde maden ve enerji projeleri için izin süreçleri kolaylaştırılmakta, reddedilen başvurular “üstün kamu yararı” gerekçesiyle Kurul tarafından aşılabilir hale getirilmektedir. Bu durum, ÇED süreçlerinin bypass edilmesi, halkın katılımının sınırlandırılması ve doğal alanların tehlikeye atılması anlamına gelmektedir.
Kurumların üç ay içinde görüş vermemesi halinde “olumlu sayılacağı” hükmü; izin veren kurumların daha sonra olumsuz görüş veremeyeceği gibi ifadeler ile ÇED süreci ve diğer kurum görüşlerini faaliyet lehine düzenlenmeye çalışılmakta ve çevresel denetim sınırlandırılmaktadır.
Teklifte geçen “Devlet ormanlarında bedelsiz izin”, “zeytinliklerde kayıp yaşanmadan madencilik” , “zeytinlerin taşınması” gibi ifadeler bilimsel ve teknik gerçeklikle bağdaşmamaktadır. Ormanlar, sulak alanlar ve tarım alanları bir ekosistem bütünüdür. Bu tür müdahaleler yalnızca arazi yapısını değil, iklim, biyoçeşitlilik ve gıda güvenliği gibi hayati sistemlere de zarar verir. Teklif; zeytinlikler,meralar, tarım, orman alanları ve sulak alanlar için doğrudan tehdittir”
Son Mühür