SOL Parti İzmir İl Örgütü, “Yenidoğan Çetesi” skandalına yönelik sokağa çıktı. Alsancak’ta gerçekleştirilen yürüyüşün ardından düzenlenen basın açıklamasında, “Yenidoğan Çetesi’yle bağlantılı birkaç doktorun tutuklanması, birkaç hastanenin mühürlenmesi yeterli değildir. Paraya, kâra dayalı bir sağlık sistemi bu sorunların nedenidir” denildi.
SGK’den kazanç sağlamak amacıyla yenidoğan bebeklere yanlış tedavi uygulayıp ölümlerine neden olan “Yenidoğan Çetesi” ve sağlıkta özelleştirmeye yönelik tepkiler sürüyor.
Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen SOL Parti İzmir İl Örgütü, ÖSYM binasına doğru harekete geçti. “Yenidoğan Çetesi” skandalının protesto edildiği eylemde, “Yenidoğan Çetesi özelleştirmenin eseri”, “Özel hastaneler kamulaştırılsın”, “Herkese parasız sağlık” yazılı döviz ve pankartlar açıldı.
SOL Parti İzmir İl Örgütü adına basın açıklamasını okuyan Serpil Tahmaz, “Yenidoğan çetesi, bebekleri kaçırıp öldürmüyor. İstanbul’daki özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini usulsüz şekilde işletiyor. Rüşvet ve evrakta sahtecilik yöntemleriyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan haksız kazanç sağlıyor. Bu yüzden bebekleri yanlış tedaviye sokarak katlediyor” dedi.
Özelleştirme sonrası tüm özel hastanelerde vatandaşların başına gelen irili ufaklı sorunların vahşileşmiş ve canileşmiş bir haliyle karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Tahmaz, “Bu vahşet, sağlığın alınır satılır bir meta, hastaların müşteri, sağlık kuruluşlarının ise ticarethane durumuna getirilmesinin sonucudur. AKP-MHP iktidarının çetelerle kurduğu ilişkinin, rant mekanizmasının ve gayrimeşru kazancın bir sonucudur” ifadelerini kullandı.
TÜM ÖZEL HASTANELER KAMULAŞTIRILMALI
Devlet hastanelerinde bir MR için, bir kontrol için aylar yıllar sonrasına gün verenlerin halkı özel hastanelere yönlendirdiğini belirten Tahmaz, şunları söyledi:
“Bir sağlık bakanının özel hastanesinin olması, Saray’dan ülkemizi idare edenlerin akrabalarının özel hastane ortağı olması bu rezaletin göstergesidir. Yenidoğan çetesiyle bağlantılı birkaç doktorun tutuklanması, birkaç hastanenin mühürlenmesi yeterli değildir. Paraya, kâra dayalı bir sağlık sistemi bu sorunların nedenidir. Babalar gibi sattım diyerek ülkemizin tüm değerlerini peşkeş çeken hükümet ve bakanlar bu sorumluluktan kaçamazlar. Tüm özel hastaneler kamulaştırılmalı, ücretsiz ve nitelikli bir sağlık hizmeti tüm yurttaşlara eşit bir biçimde verilmelidir. Sorumlu bakan ve yöneticiler hemen istifa etmelidir. Bizler Sol Parti olarak bu sürecin takipçisi olacağımız gibi, kamusal sağlık mücadelesini de sağlık emekçileriyle de birlikte ülkenin her yerinde yükseltmeye devam edeceğiz.”