Rudolf Diesel motoru temelde, içten yanmalı motorların ilk örneği olan Otto motoruna benzer. Bu ilk örneğin benzinle, Diesel motorunun ise ağır petrol yağlarıyla çalışması dışında, aralarındaki temel fark i ateşleme sistemindedir. Otto motorunda, silindirdeki benzin- hava karışımını ateşlemek için elektrik kıvılcımından yararlanılmasına karşın, Diesel motorunda ateşleme düzeni sıkıştırılmış havanın ısınması temeline dayanır. Silindirdeki hav, başlangıç hacminin yaklaşık on dörtte birine inecek kadar sıkıştırıldığında, havanın sıcaklığı kömür tozunu ya da ağır petrol yağlarını tutuşturabilecek düzeye ulaşır. O anda silindire gönderilen yakıtın yanmasıyla çıkan gazlar genleşir, genleşme basıncıyla piston geriye itilir ve ısı enerjisinin mekanik işe dönüşümü sağlanır.
İki
ya da dört zamanlı Diesel motorlarında, silindire yakıt göndermek için değişik
iki yöntem kullanılabilir. Havalı püskürtme yönteminde, yakıt silindire
basınçlı havayla birlikte püskürtülür. Havasız ya da katı püskürtme denilen
ikinci yöntemde ise, ince bir püskürtme memesi (enjektör) yardımıyla silindire
yüksek basınçlı yakıt pompalanır. Bu iki yöntem de, kullanım alanının olanak ve
gereksinimlerine göre dört ayrı seçenek sunan dört değişik Diesel motorunun
üretimine olanak vermiştir. Örneğin, düşük devirli motorlar ya dört zamanlı ve
hava püskürtmeli ya da iki zamanlı ve katı püskürtmeli, yüksek devirli motorlar
ise genellikle dört zamanlı ve katı püskürtmeli tipte üretilir.
Rudolf Diesel motoru, benzinli motora oranla daha büyük, ağır ve düşük devirli olmasına karşın, yakıtının ucuzluğu ve bakım kolaylığı nedeniyle geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Birçok alanda buharlı motoru yerini almış, gemi ve trenlerde, fabrikalarda, pompalama tesislerinde ve elektrik üreteçlerinde en çok kullanılan motor türü olmuştur. Tüketilen birim ısı başına ış verimi açısından öbür motor türlerinin tümünden üstün olan Diesel motorlarının, ağır karayolu taşıtlarının yanı sıra binek taşıtlarında da kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.