1. Haberler
  2. Ege Haberleri
  3. Rojin Kabaiş için İzmir’de yürüyüş

Rojin Kabaiş için İzmir’de yürüyüş

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İzmir Kadın Platformu Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün birinci yılında bir araya geldi. Basın açıklaması gerçekleştiren platform, “Kadınların şüpheli ölümlerinde “intihar” ön kabulüyle hareket eden yargısal pratiklerin son bulmasını istiyoruz” dedi.

İzmir Kadın Platformu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünün birinci yılında Alsancak Gar’da bir araya gelerek Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüdü. Platform üyeleri, “Rojin için adalet” ve “Kadın yaşam özgürlük” sloganları attı. Basın açıklamasında, soruşturma sürecinde delillerin karartıldığı ve adaletin kasıtlı biçimde geciktirildiği ileri sürüldü.

İzmir Kadın Platformu adına açıklamayı Esra Yılmaz okudu. Yılmaz, Rojin Kabaiş’in 27 Eylül 2024’te kaldığı KYK yurdundan ayrıldıktan sonra kaybolduğunu, 15 Ekim’de Mollakasım sahilinde cansız bedenine ulaşıldığını hatırlattı. Yılmaz, “Aradan bir yıl geçmesine rağmen, yürütülen soruşturmanın etkin biçimde ilerlemediği, dosya üzerindeki kısıtlılık kararının hâlâ sürdüğü ve Rojin’in telefon incelemesinin dahi tamamlanmadığı kamuoyu tarafından bilinmektedir. Rojin’in ailesi, ilk günden bu yana “Rojin intihar etmedi, öldürüldü” diyerek kararlılıkla gerçeğin peşine düşmüş; adalet arayışını asla bırakmamıştır. Kadın örgütleriyle birlikte bu davayı kamuoyunun gündeminde tutmuş, medyaya taşıyarak dosyanın karartılmasına izin vermemiştir. Ailenin bu ısrarlı mücadelesi olmasa, Rojin’in ölümü çoktan unutturulmak istenecekti. Bu tablo, yalnızca bir ihmalin değil, kadınların yaşam hakkı karşısında süregelen sistematik adaletsizliğin ve kurumsal cezasızlığın göstergesidir” dedi.

“Yalnızca bir kurumsal ihmali değil”

Rojin’in ailesi, Van Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, gerçeğin ortaya çıkarılması için sayısız başvuru yaptığını hatırlatan Yılmaz, “Tüm bu çabalara rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK), Rojin’in bedeninde tespit edilen DNA örneklerinin kime ait olduğunu ve vücudun hangi bölgelerinde bulunduğunu açıklamadı. Bu sessizlik, yalnızca bir kurumsal ihmali değil; adaletin, hakikatin ve kadınların yaşam hakkının sistematik biçimde görmezden gelindiğini göstermektedir. Ancak 10 Ekim 2025 tarihli ATK Biyolojik İhtisas Dairesi raporu, aile ve kadın örgütlerinin ısrarlı mücadelesi sonucunda dosyanın seyrini tamamen değiştirmiştir: Rapora göre, Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA örneği bulunmuştur. Birinci DNA göğüs bölgesinde, ikinci DNA ise vajinal bölgede tespit edilmiştir.” İfadelerini kullandı.

“Bu çelişkiler, yalnızca teknik bir hata değildir”

Rojin’in ölümünün başından itibaren “intihar” olarak yansıtılmasının ne denli manipülatif, gerçeği karartmaya yönelik ve adaleti engelleyen bir çaba olduğunu belirten Yılmaz, şöyle dedi:

“6 Kasım 2024 tarihli ATK raporunda iki farklı DNA örneği bulunmasına rağmen, raporda “vajinal bölgede DNA bulunmadığı” ifadesi yer almış; bu kritik bulgu kamuoyundan gizlenmiştir. Bir yıl sonra gelen yeni raporla, DNA örneklerinin hem göğüs hem vajinal bölgede bulunduğu nihayet açıklanmıştır. Bu çelişkiler, yalnızca teknik bir hata değildir. Bu durum, adaletin kasıtlı biçimde geciktirildiğini, delillerin bilinçli olarak karartıldığını ve kadın cinayetlerinde failleri koruyan kurumsal cezasızlık mekanizmasının nasıl işlediğini gözler önüne sermektedir. Tüm bu süreç, sadece bir delil tartışması değil; bu ülkede kadınların yaşam hakkının nasıl değersizleştirildiğinin, adalet mekanizmasının nasıl cinsiyetçi, ihmalkâr ve politik olarak yönlendirilmiş biçimde işlediğinin kanıtıdır.”

“Bu ülkede kadınlar “ölmüyor”, öldürülüyor”

Yılmaz, “Rojin Kabaiş’in ölümü, bu ülkede kadınların ölümüne dair tekrar eden bir devlet refleksini gözler önüne sermektedir: Gerçeği karart, failleri koru, suçu görünmez kıl, “intihar” diyerek sorumluluğu ortadan kaldır. Ancak biz kadınlar biliyoruz: Bu ülkede kadınlar “ölmüyor”, öldürülüyor. Ve devletin her ihmali, her sessizliği, her gizlenen raporu; bu cinayetlerin ortak faili haline gelmektedir. Cezasızlık, erkek şiddetini meşrulaştırır. Cezasızlık, adaletin yerini korkuya bırakır. Cezasızlık, kadınların yaşam hakkını sistematik biçimde ortadan kaldıran bir devlet politikasıdır. Kadın Bedenine Yönelik Şiddet, Politik Bir Şiddettir! Rojin Kabaiş’in ölümü yalnızca bir kadın cinayeti değil, aynı zamanda devletin kadın bedenine ve iradesine yönelttiği politik bir şiddetin yansımasıdır. Kadın bedeni, bu ülkede hâlâ denetlenmesi, susturulması ve cezalandırılması gereken bir alan olarak görülmektedir. Bu anlayış, hem militarizmin hem patriyarkanın kesiştiği yerde kadınları hedef almaktadır. Rojin’in bedenine dokunan eller yalnızca failin değil; adaleti geciktiren, delilleri gizleyen, hakikati karartan herkesin elidir. Bu nedenle bu dava, yalnızca bir hukuk dosyası değil; kadınların yaşam hakkı, adalet ve hakikat mücadelesinin bir parçasıdır.” diye konuştu.

“Bağımsız, şeffaf ve etkin bir soruşturma yürütülmesini istiyoruz”

Rojin Kabaiş’in ölümüne karışan faillerin derhal tespit edilmesini ve haklarında kamu davası açılmasını talep eden Esra Yılmaz, “Adli Tıp Kurumu’nun çelişkili ve geciktirici raporlarından sorumlu olan kişiler hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “delil karartma” suçlarından yargılama sürecinin derhal başlatılmasını talep ediyoruz. Soruşturma sürecinde delil karartan, gerçeği gizleyen ve kamuoyuna yanıltıcı bilgi veren tüm kamu görevlileri hakkında bağımsız, şeffaf ve etkin bir soruşturma yürütülmesini istiyoruz. Rojin Kabaiş dosyasındaki kısıtlılık kararının derhal kaldırılmasını ve ailenin, avukatların ve kadın örgütlerinin dosyaya tam erişim hakkının sağlanmasını talep ediyoruz. Rojin Kabaiş dosyası örneğinde olduğu gibi, kadınların şüpheli ölümlerinde “intihar” ön kabulüyle hareket eden yargısal pratiklerin son bulmasını istiyoruz.” dedi.

Rojin Kabaiş için İzmir’de yürüyüş
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin