Öz Büro İş Sendikası, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri sürecinde kamu işçisinin taleplerinin karşılanmaması üzerine grev kararı aldı. Önerilen zam oranının yetersizliğine ilişkin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi yerleşkesinde sendika tarafından yapılan basın açıklamasında tekliflerin emekçilerin geçim sıkıntısını gidermeye yetmediği belirtildi.
Açıklamayı Öz Büro İş Sendikası Genel Başkanı Baki Gülbaba yaptı. Gülbaba, “Sabrımızın, direncimizin, umudumuzun, haklılığımızın bugüne kadar anlaşılmamış olması nedeniyle, bugün kamu da ilk grevi İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde başlatıyoruz. Bu grev, hak grevidir. Bu grev, masum bir grevidir. Bu grev, geçinemeyen insanların isyanının adıdır. Bu grev, emeğin direncidir” diye konuştu.
İzmir’deki yangınlara da değinen Gülbaba, “Şu anda nefes aldığımız ormanlarımız yanıyor. Ödemiş’te, Seferihisar’da, Çeşme’de ve birçok noktada yangınlar var. Ciğerlerimiz yanıyor, yüreğimiz yanıyor. Devletimiz ve milletimiz şu anda seferber. Herkes alevlerle mücadele ediyor. Ömürleri, yaşamları pahasına yangınla mücadele eden askerlerimize, itfaiyecilerimize, orman emekçilerimize, UMKE ekiplerine, AFAD’a, orman köylülerimize ve bu yangını söndürmek için canı pahasına bir mücadele ortaya koyan bütün halkımıza dualarımızı, desteklerimizi gönderiyoruz. Bizde de yangın var. Evlerimiz yanıyor, mutfaklarımız yanıyor, borularımız yanıyor. Şimdi biz bu greve, bu yangını söndürmek için çıkıyoruz. Bu grev, yıllardır ve aylardır geçim sıkıntısı yaşayan insanların grevi” ifadelerini kullandı.
“İnsanca yaşamak bizim hakkımız”
Greve çıkma nedenlerini açıklayan Gülbaba, “Biz bu greve, ödeyemediğimiz faturaları ödemek için, kredi kartı borçlarımızı ödemek için, ev kirasını ödemek için çıktık. Ve buradan üniversite yönetimine seslenmek istiyorum. Bizi bu greve mahkûm edenler gülemezler. Bizi bu greve mahkûm edenler, mecbur edenler rahat uyuyamazlar. Ama aylardır masadayız ve toplu iş sözleşmesini imzalamayı başaramadık. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi emekçileri, geçinebilecekleri bir ücret istediler. İnsanca yaşayabilecekleri bir ücret, insanca çalışma koşulları istediler. Bunun karşılığı grev olmamalıydı. Ama herkes bilsin ki bugün burada başlattığımız bu grev, haklarımız alıncaya kadar her ne pahasına olursa olsun devam edecek. Çünkü kararlıyız. Çünkü haklıyız. Ve kazanacak olan da biziz. İnsanca yaşamak bizim hakkımız. Biz sendika olarak, kamuda şu anda devam etmekte olan toplu sözleşmelerle ilgili, bugüne kadar sağlıklı bir müzakere yapılamamış olmasından dolayı çok büyük üzüntü duyuyoruz. Toplu iş sözleşmeleri, iki yılda bir elde ettiğimiz ve çok iyi değerlendirmemiz gereken zaman süreçleridir ve bizim için çok kıymetli metinlerdir. Ama bu Ocak ayından bugüne kadar gelen bu süreçte sağlıklı bir müzakere süreci yaşayamadık. Üniversitelerde de yaşayamadık bunu. Kamuda genel anlamda da yaşayamadık bunu” şeklinde konuştu.
“Ocak ayında bitmeliydi”
Toplu iş sözleşmesinin ocak ayında bitmesi gerektiğine dikkat çeken Gülbaba, “Bu, en başından beri söylediğimiz gibi bizim kabul edeceğimiz bir şey değil. Aslında bu, rasyonel bir şey de değil. Doğru bir şey de değil. Adaletli bir şey de değil. Bu işin bu noktaya gelmesi, yüz binlerce emekçiyi çok ciddi şekilde zaten ekonomik kriz yaşıyorlardı çok ciddi sıkıntılara, travmalara; sosyal anlamda, ekonomik anlamda bir travmaya sürükledi. Buna kimsenin hakkı yok. Hiç kimsenin, bizi enflasyonist ortamda, hayat pahalılığının alıp başını gittiği bu dönemde, vergi dilimlerinin bu kadar katlanılmaz boyutlara ulaştığı bir süreçte, yüzde 16’larla, yüzde 17’lerle toplu iş sözleşmesi imzalamamızı beklemeye hakkı yok. Biz, ülkemizin içinde yaşadığı genel süreçlerin de farkındayız. Dünyanın içinde bulunduğu kaosların, krizlerin, savaşların halklara getirdiklerinin de farkındayız. Biz ne istediğimizi de ne dediğimizi de ne almamız gerektiğini de çok iyi biliyoruz. Bugüne kadar sağlıklı bir müzakere sürecinin yaşanmamış olması, aslında bu işin bütün öncülerinin, paydaşlarının, sorumlularının ortak ayıbıdır ve utancıdır. Açık söylüyorum. Bu toplu sözleşme, aslında ocak ayında bitmeliydi. Bugünün ekonomik konjonktüründe, aylarca süren belirsizliklerin hiç de doğru olmadığını hepimiz biliyoruz” dedi.
Greve katılan emekçileri kutlayan Gülbaba, “Ancak, eğer birileri bizi test ediyorsa, eğer birileri bizi sınıyorsa, eğer birileri emeğimizi küçümsüyorsa, eğer ‘işte verdik, daha ne istiyorsunuz’ gibi içi boş cümlelerle bizim üzerimizde baskı kuracaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. İşte İzmir Katip Çelebi’deyiz, üniversitedeyiz ve dün yapılan grev oylamasında İzmir Katip Çelebi emekçileri hepsini kutluyorum greve ‘evet’ demek suretiyle emek adına bir süreci başlatmış oldular. Bu nedenle, Katip Çelebi’nin kahraman emekçilerini, yiğit emekçilerini tekrar tekrar kutluyorum. Grevimiz hayırlı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.
“Haklıyız”
Gülbaba, konuşmasının sonunda sendika üyelerine teşekkür ederek şunları söyledi:
“Eğer birileri bizi test ediyorsa, sınıyorsa, emeğimizi küçümsüyorsa yanılıyor. Bugün burada başlattığımız bu grev, haklarımız alıncaya kadar her ne pahasına olursa olsun devam edecek. Çünkü kararlıyız, çünkü haklıyız, çünkü kazanacak olan biziz.”