1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Diyarbakır’da Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde yürüyüş düzenledi.
Eski E Tipi Cezaevi önünde başlayıp, Ofis semtinde son bulan yürüyüşe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğullar, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, DEM Parti milletvekilleri, DEM Partili belediye eş başkanları, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. CHP bayrakları ve Ekrem İmamoğlu’nun posterinin taşındığı yürüyüşte katılımcıları barış sloganı attı.
Yürüyüşün son bulduğu alanda kabalığa seslenen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Komisyonun, Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini söyleyen Hatimoğulları, şöyle konuştu:
“Bize diyorlar ki ‘Odak dediğiniz nedir?’ Onun altını bugün kalın çizgilerle çizerek odağın ne olduğunu burada bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Birinci odak Sayın Öcalan’la komisyonun bir ön önce görüşmesi. Çünkü bütün çatışma ve çözüm deneyimlerinde, bütün dünya deneyimlerinde bugün örgütü ve Kürt halkı tarafından baş müzakereci olarak kabul edilen ve ilan edilen Sayın Öcalan’la görüşmeden bu sürecin ilerlemesinin zorluklarını bizler kadar devlet de biliyor, iktidar da biliyor. O yüzden bizler diyoruz ki, 100 yıllık sorun olan Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için atılacak somut adımlardan, odaklanılacak temel noktalardan biri Sayın Öcalan’la bir görüşmenin komisyon tarafından gerçekleşmesidir.”
“Güven arttırıcı çalışmalara ihtiyaç vardır”
PKK’nın silah bırakma sürecinin, komisyonun odaklanması gereken bir konu olduğunu söyleyen Hatimoğulları, şunları söyledi:
“27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı tarihi önemde bir çağrıydı. Örgütü bu çağrıya icabet ederek kongresini gerçekleştirdi ve bizlerin de tanıklık ettiği tarihi bir tanıklığa fırsat bulduğumuz bir gün içinde silah yakma töreni gerçekleşti. O törenden sonra somut olarak beklenen adım, silahsızlanma sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için bütünlüklü, hukuki ve yasal düzenlemelerin gerçekleşmesi bu komisyonun odaklanması gereken en temel noktalardan bir diğeri de bu sürece gerekli olan özel yasayı çıkarmasıdır. Buna odaklanmalıdır. Bunun taslağını hazırlamalı. 1 Ekim’den itibaren de Meclis açıldıktan hemen sonra adalet komisyonunun önüne bu somutlukta çalışmaların gelmesini bekliyoruz.
Diğer odak noktalar biri ise İnfazda Eşitlik Yasası’nın bir an önce derli toplu bir şekilde yine bu komisyonun hazırlayacağı taslağın akabinde parlamentonun somut olarak yasalaşma gündemine gelmesidir. Bizler barışı demokrasisiz, demokrasiyi barışsız düşünemeyiz. Özellikle en temel demokratik hakkımız olan seçme ve seçilme hakkını gasp eden, kayyum atayan, belediye başkanlarını tutuklayan anlayışın bir an önce ve derhal terk edilmesi gerekiyor. Üzerinde çalışılması gereken diğer somut konu demokratik yerel yönetimler yasasıdır ve somut olarak atılacak en acil eylemlerden birisi de kayyum yasasının OHAL döneminde ihdas edilen yasanın geri çekilmesidir ve kayyum atanmış belediye başkanlarının, tutuklu bulunan belediye başkanlarının, eş başkanların görevlerine iade edilmesidir. Bu somutluğun yanı sıra atılması gereken çok önemli adımlar var ki onlar da değerli halkımızın barış inancını perçinleyecektir. Güvenini arttıracaktır. Güven arttırıcı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bunun için de atılması gereken yine somut adımlardan biri hasta mahpuslar ilgili acil bir çözümün üretilmesi. İnfazı yakılan hapishanedeki insanlar için infaz yapmanın ortadan kalkması ve serbest bırakılması. Atılması gereken önemli adımlar biri, AYM, AHİM kararları hayata geçirilmeli. Sevgili Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, bütün tutuklulukları derhal serbest bırakılmalıdır.
Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki ne barış ne demokrasi bizlere altın tepsiyle sunulmayacak. Sayın Öcalan’ın çağrısını bizler yorumlarken de değerlendirirken şunu asla aklımızdan çıkarmayalım. Ankara’da ya da İmralı’da devam eden görüşmeler var zaten ve bizler sonucu bekleyelim demeyeceğiz halk olarak, toplum olarak her kesimden barışın ve demokrasinin bu ülkede oluşması, inşa edilmesi ve kalıcı bir hale getirilmesi için şimdi ne kadar örgütlüysek bunu birkaç katına arttırarak mahalle mahalle, hane hane, ilçe ilçe, il il bütün örgütlenmelerimizi en güçlü şekilde hayata geçireceğiz.”