Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Milas’ta düzenlediği sempozyumda, madencilik ve termik santrallerin halk sağlığı üzerindeki etkileri ele alındı. Uzmanlar, Yatağan’da ölüm oranlarının yüzde 23 daha yüksek olduğunu açıkladı.
EGEPRESS / Muğla – Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Milas’ta düzenlenen “Vahşi Madencilik, Termik Santraller ve Sağlık Etkileri Sempozyumu”nda, bölgedeki çevresel tehditlerin halk sağlığına etkileri tartışıldı. Sempozyuma CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, akademisyenler, hekimler ve sivil toplum temsilcileri katıldı.
“MUĞLA’NIN YÜZDE 68’İ MADENLERE TAHSİS EDİLDİ”
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Muğla’nın yüzde 68’inin madenlere tahsis edildiğini belirterek, “Bu, ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Hava, su ve toprak kirliliği giderek artıyor. Doğa metalaştırılıp paraya çevriliyor, bu da insan sağlığını tehdit ediyor” dedi.
TERMİK SANTRAL BÖLGESİNDE ÖLÜM ORANI YÜZDE 23 DAHA FAZLA
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sebahat Genç, Yatağan Termik Santrali’nin etkilerine ilişkin çarpıcı veriler paylaştı. Yatağan ve Bodrum karşılaştırmasında, Yatağan’daki ölüm oranının yüzde 23 daha yüksek olduğunu belirten Genç, “Beş yıllık taramada akciğer kanseri vakaları 8,7 kat, KOAH 1,7 kat, astım 5 kat, kalp ritim bozuklukları 3,5 kat ve şeker hastalığı başvuruları 4 kat daha fazla çıktı. Bu hastalıkların hepsi hava kirliliğinin sonucu” ifadelerini kullandı.
YEREL YÖNETİMLERDEN MÜCADELE SÖZÜ
Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, “Milas, doğanın, emeğin ve dayanışmanın kentidir. Ancak bugün vahşi madencilik, termik santraller ve denetimsiz sanayi baskısı nedeniyle zeytinliklerimiz, ormanlarımız ve sağlığımız risk altında” dedi.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise “Toprağını, ormanını, suyunu kaybeden bir ülke sadece doğal zenginliklerini değil, sağlığını, kültürünü ve geleceğini de kaybeder. Vahşi madenciliğin, termik santrallerin ve kirli yatırımların gölgesinde bir gelecek yok” açıklamasını yaptı.
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan da zeytinlik alanları madencilik faaliyetlerine açan düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarını belirterek, “Bu düzenleme sadece zeytin ağaçlarını değil, yaşamı da yok eden bir yasadır” diye konuştu.