1. Haberler
  2. Türkiye Gündemi
  3. Memleketin ihtiyaçları ile iktidarın gündemi ayrışıyor

Memleketin ihtiyaçları ile iktidarın gündemi ayrışıyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Trump, neoliberal dönemin küresel otobanlarını tek tek havaya uçuruyor. Bize içeride “fırsat” masalları anlatılıyor. Gümrük savaşlarının kur savaşlarına dönüşme olasılığından sözeden yok. Tam bu sırada Suriye’de yeni bir risk beliriyor. İç politik gerginlikler üzerine dış politik gerginlikler biniyor. Derken iki gazetecinin daha ve yine şafak operasyonu ile gözaltına alındığı haberine uyanıyoruz. İktidarın gündemi ile memleketin ihtiyaçları örtüşmüyor. Sıkıntı bu.

***

İmamoğlu tutuklamasından sonra başlayan iktisadi hasarın barometresi döviz rezervinde kayıp 45 milyar dolara gidiyor. Şimşek, “hallederiz” havasında ama… Artık şunu idrak etmeliyiz: Siyaset alan açmadan, rahatlamadan, demokrasi yoluna dönmeden bunu güvenle söylemek mümkün görünmüyor.

İki yıldır biriktirilen rezervlerin yarıdan çoğu bir iki hafta içinde eriyiverdi. Merkez Bankası, 19 Mart’ta yaşanan siyasi gelişmelerin sarsıntı sonrasında kurdaki oynaklığı azaltmak amacıyla başladığı döviz satışları devam ediyor. 4 Nisan haftasında TCMB’nin brüt döviz rezervi 2,3 milyar dolar, swap hariç net rezervi de 6,6 milyar dolar azalmıştı. 7 Nisan’da bir gün içinde 7,6 milyar dolar daha düşmüş. 19 Mart sonrası toplam düşüş, NDF denilen TL uzlaşmalı vadeli döviz satışlarını da koyunca toplamda 42 milyar doların üzerinde bir rakam çıkıyor. Prof. Hakan Kara’nın hesabına göre net rezerv kaybı 42.2 milyar dolar. Net döviz pozisyonu 19,3 milyar dolara gerilemiş… Eksi 70 milyar dolara yakın seviyelerden gelip artı 60 milyar dolara çıkmıştı. 40’tan fazlası bir iki hafta içinde gitti. Bu satırları yazdığım sırada 45 milyar dolara çıkmış olması da muhtemel.

İşi bu tarafını çok konuşuyoruz da daha görünür olduğu için konuşuyoruz. Hasar bunun çok ötesindedir ve birçok alana (yabancı çıkışı, faiz artışı, CDS artışı, kredi notu kuruluşlarının takvim ötelemesi, borçluluk artışı, yatırım ertelemeleri, itibar kaybı…) yayılmış durumdadır. Memlekette aklı eren herkes de biliyor ki siyaset uğruna oldu bu.

Derken iç politik gerginliklere dış politik gerginlikler eklenmiş oluyor. Trump- Netanyahu görüşmelerine de yansıdı. Suriye’de Türkiye- İsrail gerginliği tırmanma eğiliminde. “Yazar, analist” geçinen ISID’den bozma yanaşmalar savaş çığırtkanlığa çoktan başladı. Savaş riskinden söz ediliyor ama memlekette kimsenin (Meclis, ana muhalefet, hatta muhtemelen AKP’li, MHP’li vekillerin de) durumun tam olarak ne olduğundan haberi yok. Erdoğan, Fidan ve belki bir iki kişi daha… Buna “yeni rejim” diyorlar.

Bu konjonktürde Trump, ticaret savaşlarında el yükseltiyor. Dün akşam 90 günlük bir erteleme haberi geldi ama cin şişeden çoktan çıktı. Trump, dünya ekonomisinin neoliberal dönemi otobanlarını tek tek havaya uçuruyor. Yeni bir konjonktüre girilirken Türkiye içerde ve dışarda gerginliklerden kafasını kaldıracak, durumu değerlendirebilecek ve isabetli bir politika geliştirebilecek durumda değil. Fırsat masalları anlatılıyor ama gümrük savaşlarının kur savaşlarına dönüşmesi, başta Çin, ülkeler paralarının değerini düşürerek rekabet güçlerini korumaya yönelmesi muhtemel. Türkiye ise dezenflasyon programının başarısı için TL’nin değerlenmesini istiyor. Özeti, küresel gelişmelere yine ters bir konjonktürde yakalanma riski var.

Borçlanma maliyetleri yükseliyor

Gelişmekte olan ülkelerin CDS’lerini gösteren Markit Gelişmekte Olan Ülkeler CDS endeksi mart ortasındaki 160 baz puandan 212 baz puana yükseldi. Türkiye’nin CDS’leri ise 19 Mart sonrası 255 baz puandan 320 baz puana yükseldi, sınırlı geri çekilme yaşandıktan sonra ticaret savaşı kaygılarıyla 377 baz puana kadar çıktı. Bu en kestirme ifadeyle borçlanma maliyetlerinin artması demek. Yani Türkiye, dövizle borçlanmaya gittiğinde daha yüksek faiz ödeyecek.

Tahvil faizi 1 ayda 10 puandan fazla yükseldi

Ekonominin haberiydi… Türkiye’nin gösterge tahvil faizlerinde yükseliş ise yeni haftada da devam etti. 2 yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 2,67 yükselişle yüzde 47,36’ye çıktı, 5 yıllık gösterge tahvil faizi de yüzde 3 yükselerek yüzde 39,51’e ulaştı. 10 yıllık gösterge tahvil faizinde yüzde 2,13’lük yükselişle yüzde 33,08 seviyesi görüldü. Geçen ayki ihalede yüzde 37,28 olan ortalama bileşik faiz ise dünkü ihalede yüzde 47,36’ya yükseldi. İhalede gerçekleşen faizde bir ayda 10 puanı aşan yükseliş yaşandı.

Vatandaş çok zorlanıyor

Vatandaşın durumu zor. Tablo onu söylüyor. “Takipteki alacaklar”a baktım. BDDK verisi. 2024 başına göre yüzde 82 artış olmuş. Fakat alt kırılımlarına bakınca tablo biraz daha düşündürücü bir hal alıyor. “Bireysel kredi kartları”nda takibe düşen miktarında yüzde 359,8 artış var. Tüketici kredilerinde artış yüzde 142,2. Kartlarla birlikte bakıldığında artış yüzde 218 gözüküyor. Çok yüksek!

Ticari tarafta da “kurumsal kredi kartları”nda takibe düşen oranı 2024 başına göre yüzde 195,5 artmış. Ticari ve diğer krediler” de artış yüzde 38,8’le görece düşük.

2024 başında toplam takipteki alacak miktarı 192 milyar liraymış. 28 Mart 2025 itibariyle bu rakam 349 milyar lira. Buna göre 15 ayda takibe düşün alacak miktarında 157 milyarlık artış gerçekleşmiş. Bu 157 milyar liranın 100,5 milyarı, başka bir ifade ile 3’te 2’si tüketici kredileri ve kartları tarafından gelmiş. Şirketler tarafı görece daha iyi durumda. Vatandaşın durumu zor.

Memleketin ihtiyaçları ile iktidarın gündemi ayrışıyor
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler
_
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler
Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin