İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ve iki yıl süren “Marmara Denizi’nde Denizanası Artışları Sebep ve Sonuçları” projesi tamamlandı. Proje kapsamında Marmara Denizi’nin farklı derinliklerinden örnekler toplandı ve su altı gözlemleri gerçekleştirildi.
Çalışmayı AA’ya değerlendiren Prof. Dr. Okyar, denizanalarının kirlilikle başa çıkabilen türler olduğunu belirtti. Okyar, “Denize yoğun miktarda evsel, endüstriyel ve tarımsal atık bırakıldığında, suyun kalitesi düşüyor. Bu durum, denizanalarının artmasına ve balık türlerinin azalmasına yol açıyor. Hamsi yumurtalarıyla beslenen denizanaları, balık stokları için ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.
‘Marmara’daki varlıkları son 10 yılda yüzde 100 arttı’
Denizanası popülasyonundaki artışın küresel ısınma ile hızlandığını belirten Okyar, “Son 10 yılda Marmara Denizi’nde denizanası sayısı yüzde 100 arttı. İzmit Körfezi, Gemlik ve Bandırma körfezleri popülasyonun yoğunlaştığı bölgeler” diye konuştu.
Denizanalarının müsilaj oluşumunda katalizör görevi gördüğünü ifade eden Okyar, “Denizanası artışı sonrası denize giren çözülmüş organik maddeler bakteriyel aktiviteyi strese sokuyor. Ne kadar çok denizanası artışı olursa müsilaj riski de o kadar artar” dedi.
Denizanalarının doğal kolajen kaynağı olduğunu vurgulayan Okyar, bu organizmaların kozmetik ve biyoteknolojik alanlarda kullanılabileceğini belirtti ve “Onlarla yaşamayı ve faydalanmayı öğrenmemiz gerekiyor” dedi.