Nurol Holding bünyesinde yer alan TÜMAD Madencilik’in Kozak Yaylası’nda yer alan altın ve gümüş madeni ocağının kapasitesini artışının ÇED toplantısı eylemlere sahne oldu. Ocak sahasında 155 milyon ton yığın liçin depolanması öngörüldüğünü kaydeden çevre dernekleri yeni bir İliç tehlikesinin Kozak Yaylası’nda yaşanabileceğine dikkat çektiler ve itirazlarını dile getirdiler.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TÜMAD Madencilik Şirketi’nin Balıkesir ilindeki İvrindi Altın ve Gümüş Maden Ocağı ve Cevher Zenginleştirme Tesisi için yeni başvuruda bulunduğunu duyurdu.
Maden ise İzmir-Balıkesir sınırındaki Madra Dağı üzerindeki Kozak Yaylası’nda kalıyor. Çevre düzeni planında ise orman ve tarım arazileri üzerinde yer alıyor.
Başlatılan ÇED duyurusuna göre şirket kapasite artışı talep ediyor. Şirket mevcut ÇED alanını 835 hektardan 1287 hektara, ocak sahasını 134 hektardan 353 hektara, yığın liç alanını 83 hektardan 257 hektara çıkarmak için izin istedi.
Projenin ÇED toplantısı bugün gerçekleştirilmek istendi ancak toplantı yeri eylem alanına döndü. Burhaniye Çevre Platformu, Bergama Çevre Platformu, Kaz Dağlarını Koruma Derneği, EGEÇEP, Ekoloji Birliği ve vatandaşlar toplantıyla eş zamanlı olarak yaptı. Çevre örgütleri mevcut işletmenin doğaya verdiği zararları hatırlatarak kapasite artışını istemediklerini dile getirdiler. Toplantıya katılan çevre örgütleri projeye dair itirazlarını dile getirdiler. Şirket toplantıyı maden işçilerinin ve ailelerinin katılımıyla yaptırdı.
TEMA Balıkesir Temsilcisi Nuray Yaşar, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden Süheyla Doğan, Burhaniye Çevre Platformu ve Ekoloji Birliği’nden Süleyman Eryılmaz, Burhaniye Çevre Platformu’ndan Hatice Engin, Balıkesir Mimarlar Odası’ndan Betül Dikici söz alarak proje dosyasındaki hataları, eksikleri, maden faaliyetlerinin bölgeye verdiği/vereceği zararları belirterek, köylerin ve hayvancılık yapılan meraların ruhsat alanı içerisinde kaldığını, projede Bölgede Kazdağları/ Madra ekosistemi içerisinde olan onlarca maden ocağının kümülatif etkisinden bahsedilmediğini, yeraltı ve yüzey sularının, içme suyu kaynaklarının siyanür ve ağır metal kirleneceğini, kuşaklama kanallarının yetersizliğini kayda geçirtti. ÇED sürecinin sonlandırılarak projenin şirkete iadesi talep edildi.
Söz alan köylülerin bir kısmı madenden memnun olduklarını belirtti. Bazı köylüler ise maden faaliyetinden dolayı hayvancılık yapamaz olduklarını, şirketin kendilerine destek olmasını istedi. Bir kısım köylü çalışan da kurban bayramı için ikramiye ve ilave destek, köylerine ambulans, şoförlük kamyonet ve henüz madende çalışanı olmayan ailelerden de işe alım, köy yollarının tamiratı gibi taleplerde bulundular.
Maden şirketi verdikleri yanıtlarda ne kadar zararsız ve bir o kadar da milli ve yerli olduklarından söz etti.
Toplantının Bakanlık görevlileri tarafından sonlandırılmasından sonra köy meydanında tüm ekoloji örgütleri ile birlikte ortak basın açıklaması gerçekleştirildi. “Madra için Elele” adına Süleyman Eryılmaz, madende yapılmak istenen kapasite artışının bölge için bir idam fermanı olduğunu, tükenmek üzere olan tarım ve hayvancılığın tamamen biteceğini, şirketin bölgedeki su varlıklarına el koyduğunu, yeni durumda daha da fazla su kullanacağını belirtti.
‘ŞİRKET ALANI TERK ETMELİ’
Açıklama yapan Burhaniye Çevre Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süleyman Eryılmaz, “Yeni kapasite ile birlikte devasa çukurlar açılacak. Pasa sahası iki katına çıkacak. Kozak’ta Hacıhüseyinler Yaylası’nı liç alanına çevirecekler. Bu İliç’teki gibi bir felakete neden olabilecek. Bu bölgedeki yaz aylarında bir felaket yaşanırsa İliç’tekinden daha fazla can kaybı olacak ve bölgenin su ihtiyaçlarını karşılayan su havzaları kirlenecek. Biz ÇED sürecinin sonlandırılmasını ve şirketin 2026’da bitecek olan işletmesi süresinin ardından rehabilite çalışmaları yaparak alanı terk etmesini istiyoruz. İtirazlara rağmen şirkete onay verilirse hukuki olarak mücadelemizi sürdüreceğiz”
LİÇ KAPASİTESİ 2’YE KATLANACAK
Yine kapasite artışı ile birlikte mevcut yıllık 22 milyon 432 bin tonluk kazı miktarının yıllık 29 milyon 788 bin 270 tona, yığın liç tesisinin yıllık kapasitesini ise 7 milyon 760 bin tondan yıllık 15 milyon 500 tona çıkarmayı planlıyor. Şirket bu proje için 4,5 milyar TL bütçe ayırdı.
155 MİLYON TON LİÇ DEPOLANACAK
Proje tanıtım dosyasında kapasite artışı ile ilgili “İşbu proje kapsamında 9 yıllık maden ömrü boyunca 115.324.063 ton cevher çıkarılması planlanmakta olup, yığın liç tesisine serilecek olan toplam cevher miktarı 116.198.063 ton olacaktır. Bununla birlikte 9 yıllık maden ömrü boyunca toplam pasa miktarı 87.856.492 ton olup, toplam kazı miktarı da 201.551.662 ton olacaktır. Cevherinin ortalama tenörünün altın (Au) için 0,39 g/t, gümüş (Ag) için 0,83 g/t olup yaklaşık 1-1,1 milyon ons altın eşleniği üretim öngörülmektedir. Mevcut ÇED Olumlu kararına esas Yığın Liç Tesisi kapasitesi 75,3 milyon ton’dur. Bu kapasitenin Mart 2025 yılı itibari ile 39,1 milyon ton’luk kısmı fiili olarak kullanılmıştır. Kapasite ve alan artışı ile birlikte toplam yığın liç tesis kapasitesi 155,3 milyon ton olarak tasarlanacaktır.” ifadeleri yer aldı.
Kaynak: EgedeSonsöz