Burak Soyer
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet”, tarihsel süreçlerle, örneklerle, “türlerle”, kusursuz cinayetin olup olmadığını sorgulayan, özellikle popüler kültür ve medyada sıkça rastladığımız “Kusursuz cinayet var mıdır?” sorusunu yanıtlayan bir kitap.
İnsanlık tarihinin yazılı kaynaklarda belirtilen ilk cinayeti Kabil’in küçük kardeşi Habil’i öldürmesidir diyelim ve şöyle devam edelim: “İlk cinayetin işlendiği tarihten bugüne cinayetlerin kuşkusuz bir gizemi olmuştur. Bazen katillerin cinayet sonrası delil bırakmaması ve yok etmesi bazen de adli birimlerin delilleri iyi değerlendirememesi sonucu cinayetlerin aydınlatılamadığını biliyoruz. Yazılı tarihin başlangıcında adli tıp ve dinin iç içe olduğunu görüyoruz. Adli tıp ancak 16. yüzyılın sonlarında bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıkmış, 1800’lü yıllar ile birlikte alanda çığır açılan bir dönem başlamış ve cinayetler daha nesnel verilerle aydınlatılmaya başlamıştır. Tıp ve yasalar arasındaki ilişki geliştikçe suç olaylarının araştırılmasında kullanılan bilimsel yöntemler de gelişmiş ve Edmond Locard’ın bahsettiği “iki nesne birbiriyle temas ettiğinde, materyaller aralarında değiş tokuş olur” ilkesi kriminolojinin temel unsurlarından biri olmuştur. Fransa’nın Sherlock Holmes’u olarak tanınan Locard her suçta her temasın iz bıraktığını vurgular.”
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı, A7 Kitap etiketiyle yayımlanan “Kusursuz Cinayet” kitabındaki bu alıntı bizi, özellikle teknolojiyi “kendi emelleri” doğrultusunda kullanmaya başladıktan sonra tabiri caizse çağ atlayan adli tıbbın ve genel olarak kriminolojiyle kriminalistik biliminin mihenk sorusu “Kusursuz cinayet var mıdır?” sorusuna götürür. Bu minvalde “Kusursuz Cinayet” de tarihsel süreçlerle, örneklerle, “türlerle”, kusursuz cinayetin olup olmadığını sorgulayan, özellikle popüler kültür ve medyada sıkça rastladığımız yukarıdaki sorusunu yanıtlayan bir kitap olarak karşımıza çıkar.
“Kusursuz cinayet var mıdır?” sorusunun cevabı kuşkusuz katilin “becerileriyle” alakalı olmakla birlikte, konunun, yani cinayet ya da cinayetlerin birçok sebebi, sosyolojik ve psikolojik temeli, “suç unsuru” gibi farklı ağları vardır. Prof. Dr. Halis Dokgöz, “Kusursuz Cinayet” kitabında tüm bunları baştan aşağı ele alarak anlatırken, hem kendi uzmanlık alanından hem de farklı kaynaklardan yararlanarak meseleyi olması gerektiği gibi derinleştiriyor. “Dedektif böcekler”den adli ekolojiye, Jeffrey Dahmer’den Çivici Süleyman gibi seri katillere, Dreyfus Davası’ndan Münchausen Sendromu’na kadar pek çok konu üzerinde durup bunları teker teker analiz eden Dokgöz, fail ya da faillerin arandığı vakalarda öne çıkan bu unsurları çok ince bir elekten geçirip okura sunuyor.
“Kusursuz Cinayet”, konuya ilgi duyanları fazlasıyla doyuran bilgilerle dolu, Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün sade anlatımıyla sıradan okurun da ilgisini çekecek rehber niteliğinde bir kitap.