İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Silivri Cezaevi çıkışında önemli açıklamalarda bulundu. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret eden Kaboğlu, dört ayı aşkın süredir tutuklu bulunan İmamoğlu’nun durumunu hukuki bir ikilemle değerlendirdi: “Eğer sonradan ortaya çıkan itirafçılar delil olarak kullanılıyorsa, demek ki İmamoğlu keyfi olarak tutuklandı. Hayır, eğer itirafçıların ortaya çıkacağı bilinerek tutuklandıysa, o zaman burada bir komplo söz konusu.”
Üç Cezaevinde Ziyaretler Gerçekleştirildi
İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, bir günde Edirne, Çorlu ve Silivri Cezaevlerini ziyaret ettiklerini belirtti. Ziyaretlerin amacının, siyasi görüş ayrımı gözetmeksizin hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak olduğunu vurguladı. Kaboğlu’nun açıklamasına göre, İmamoğlu’ndan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e, Selahattin Demirtaş’tan akademisyen Aslı Aydemir’e kadar 25’e yakın tutuklu ve hükümlü ile görüşüldü.
Kaboğlu, ziyaret edilen kişilerin tamamının anayasal güvencelerden yararlanamadığını ve “anayasaya aykırı bir biçimde özgürlüklerinden alıkonulduğunu” ifade etti.
İmamoğlu’nun Talebi: “Bir An Önce İddianamem Hazırlansın”
Kaboğlu, Ekrem İmamoğlu’nun da bir an önce iddianamesinin hazırlanmasını talep ettiğini aktardı. İmamoğlu’nun “Hukuka olan ihtiyacını” vurguladığını belirten Kaboğlu, durumdaki çelişkiler yumağına dikkat çekti:
“Eğer İmamoğlu tutuklandıysa ve sonradan ortaya çıkan birtakım itirafçılar bunu delil olarak kullanılıyorsa, demek ki İmamoğlu keyfi olarak tutuklandı. Hayır, sonradan itirafçıların ortaya çıkacağı bilinerek tutuklandıysa o zaman burada bir komplo söz konusu.”
“Delil Yoksa Neden Özgürlüklerinden Alıkoydunuz?”
Kaboğlu, açıklamasında tutukluluk ve hükümlülük süreçlerindeki hukuka aykırılıklara geniş yer verdi. Aylardır iddianamelerin hazırlanmamasının hukuk dışı olduğunu vurgulayan Kaboğlu, “Eğer bunlar hakkında delil yok idiyse, neden özgürlüklerinden alıkoydunuz?” diye sordu. Cem Atalay, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş gibi isimlerin mahkeme kararlarına rağmen serbest bırakılmamasını da bu duruma örnek gösterdi.
Kaboğlu, ayrıca Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın Adana’da olması gerekirken İstanbul’da tutulmasını da bir “anomali” olarak nitelendirdi.
Diploma İptali ve Avukatların Tutuklanması
İmamoğlu’nun lisans ve yüksek lisans diplomalarının iptalini de eleştiren Kaboğlu, yargı kararına saygı duyulmadığını ve bunun yürütülen işlemlerin hukuk dışı olduğunun bir kanıtı olduğunu belirtti. Ayrıca, bu süreçte sanıkları savunan avukatların da gözaltına alınması veya tutuklanması (Avukat Mehmet Pehlivan örneğinde olduğu gibi) gibi durumların, yapılan işlemlerin keyfi olduğunu gösterdiğini söyledi.
İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, son olarak tüm yetkilileri ve anayasal kuruluşları, “Türkiye’de gerçekten barış içerisinde birlikte yaşamak istiyorsak” hukuka saygı göstermeye ve hukuku egemen kılmaya çağırdı.