1. Haberler
  2. Genel
  3. İmamoğlu, “Hücremden avazım çıktığı kadar haykırıyorum; millet, bütün iktidarlardan büyüktür”

İmamoğlu, “Hücremden avazım çıktığı kadar haykırıyorum; millet, bütün iktidarlardan büyüktür”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuklanması, Maltepe’de protesto edildi.

Saat 12.00’de yapılacağı duyurulan “Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu’na Özgürlük Mitingi”ne katılmak isteyen yüzbinlerce İstanbullu, sabahın erken saatlerinden itibaren ellerinde Türk bayraklarıyla yola koyuldu. Miting alanına giden yollarda olağanüstü güvenlik önlemleri alan emniyet güçleri, araç ve yaya girişine kontrollü olarak izin verdi. Miting alanına araçlarıyla gelmek isteyen vatandaşlar da kilometrelerce yol yürüyerek meydana ulaşmaya çalıştı. Olağanüstü önlemlere rağmen alana gelmekten vazgeçmeyen İstanbullular ve Türkiye’nin dört bir yanından miting için kente gelen vatandaşlar Maltepe’yi hınca hınç doldurdu. “Cumhurbaşkanı İmamoğlu”, “Hak, hukuk, adalet”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Diplomasız Erdoğan”, “Direne direne kazanacağız”, “Susma, sustukça sıra sana gelecek”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Her şey çok güzel olacak” sloganlarını atan kitle, hükümeti istifaya çağırdı.

 

İMAMOĞLU VE TUTUKLU DİĞER BELEDİYE BAŞKANLARININ AİLELERİ VATANDAŞLARI SELAMLADI

 

Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler dışındaki bütün muhalefet cephesinin katılım sağladığı miting, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirdi. Çıkarılan tüm zorluklara rağmen mahşeri bir kalabalığın toplandığı mitinge, İmamoğlu’nun geniş ailesi de katıldı. Meydanı dolduran yüzbinler, İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu’na, oğulları Selim ve Semih İmamoğlu’na, annesi Hava İmamoğlu’na, babası Hasan İmamoğlu’na ve kız kardeşi Neslihan Yakupçebioğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu gibi Silivri zindanlarında tutulan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın aileleri de vatandaşları selamladı.

 

YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİYLE MİLYONLARA SESLENDİ

 

Hukuksuz bir biçimde özgürlüğü elinden alınan İmamoğlu, Maltepe’yi dolduran yüzbinlere ve kendisini kısıtlı sayıda medya organı üzerinden de olsa izleyen milyonlara, yapay zeka destekli bir konuşma yaptı. Konuşmasının ilk bölümü CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından okunurken, son iki dakikası için yapay zeka teknolojisi kullanıldı. Saraçhane’deki ana İBB yerleşkesinde bulunan makam odasındaki görüntüsü ekrana verilen İmamoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün depremzede yaşlı bir vatandaşı dikkatle dinlerken çekilmiş bir fotoğrafından esinlenilerek resmedilmiş tablo önünde yaptığı sanal konuşmasında şu mesajları verdi:

 

“MESELE, TEK BAŞINA EKREM İMAMOĞLU MESELESİ DEĞİL, MEMLEKET MESELESİDİR”

 

“Sevgili vatandaşlarım sevgili gençlerimiz, değerli çocuklarımız, yüreği adalet ve ülke sevgisiyle atan, kıymetli kardeşlerim; merhaba. Adalet, demokrasi ve özgürlük talep ettiğiniz, insanca yaşamak istediğiniz için bir araya geldiniz. Güler yüzünüzle, enerjinizle, sağduyunuzla herkese örnek ve umut oldunuz. Her birinize yürekten teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun. Sizlerin ve ülkenin dört bir yanında haksızlığa karşı ayağa kalkan milyonların meselesi, elbette Ekrem İmamoğlu değil. Ben, bunu çok iyi biliyorum. Mesele, memleket meselesi… Adalet, demokrasi, özgürlük meselesi… Eğitim, üretim, paylaşım, hak, hukuk meselesi… Mesele, ülkenin geleceği meselesi. Onun için gençler en öndeler. Çünkü, gelecek kaygısını en çok onlar yaşıyor. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini, en çok onlar hissediyor.”

 

“GENÇLER, GENÇLİKLERİNİ ÇALANIN KİM OLDUĞUNU SORGULUYORLAR VE KARŞILARINDA TEK BİR KİŞİYİ GÖRÜYORLAR”

 

“Gençler, gençliklerini çalanın kim olduğunu sorguluyorlar ve karşılarında tek bir kişiyi görüyorlar. O kişi, bu ülkenin gençlerini anlamak için hiçbir gayret göstermedi. Kendisine oy veren gençleri bile yeterince dikkate almadı.  Sadece, gençleri ayrıştırmaya, birbirine düşürmeye çalıştı. Bugün de öyle yapıyor. Çünkü, seçim kazanmak için, hep birilerini düşman ilan etmek zorunda. Oysa bizim milletçe kardeşliğe, dayanışmaya ihtiyacımız var. En çok da gençlerin birliğine ihtiyacımız var. Gençler yarışmayı, rekabeti severler ama mutlaka mertçe olsun isterler.  Gençler, kim kazanacaksa, bileğinin hakkıyla kazansın isterler. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, bütün gençlerin içinde adalet duygusu vardır, mertlik vardır. İşte onun için, herkesten çok gençler seslerini çıkarıyorlar, gençler meydanları dolduruyorlar. Hepsiyle gurur duyuyorum.”

 

“BU MİLLET 7 DÜVELE BOYUN EĞMEMİŞ, SANDIKTAN KAÇANLARA, MİLLİ İRADE HIRSIZLARINA MI BOYUN EĞECEK”

 

“Gençler, Recep Tayyip Erdoğan’a, ‘Vatandaşa saygı göster, milletin iradesine el uzatma’ diyor. ‘Faul yapma, mertçe yarış’ diyor. Ama Erdoğan, bu seslere kulaklarını tıkıyor. Birbiri ardına haksız-hukuksuz talimatlar veriyor. Yaptığı kötülükler, milletimizin sırtına yeni ekonomik yükler bindiriyor. Her şeyi kendisi yaptığı halde, Erdoğan asla sorumluluk üstlenmiyor. Yıllardır ekonomik krizlerin sorumlusu olarak kimler gösterilmedi ki: Dış güçler, faiz lobisi, bankalar, pazarcılar, çiftçiler hatta bakkallar, fırıncılar…  Bir tek bu iktidar ve onun başındaki zat ekonomik krizlerin sorumluluğunu üstlenmedi. Haksız, hukuksuz tutuklamaları, sıkıyönetim dönemlerini aratan uygulamaları yüzünden, üç günde, Merkez Bankası’ndaki birikimin yüzde 40’ı, 26 milyar dolar uçtu gitti. Ama bu krizin sorumluluğunu da hiç utanmadan gençlerin demokratik tepkilerine, adalet talebiyle protesto hakkını kullanan millletimize yüklüyorlar. Amaçları bellidir; baskıyla, zorbalıkla, kara propagandayla milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar. Bu millet 7 düvele boyun eğmemiş, sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek…”

 

“ETRAFIMDAKİ TAŞ DUVARLAR BENİM İÇİN İSE YOK HÜKMÜNDELER”

 

“Sevgili dostlarım; ben sizlere, içimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden sesleniyorum. Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar, suçlular için, yaptıklarından pişman olanlar için aşılmaz engeller olabilir. Benim için ise yok hükmündeler, yok. Çünkü ben, hiçbir suç işlemedim. Belediye Başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil, gurur duyuyorum. Devletin birçok kurumu tarafından, 6 yılda 1300 defa incelenmiş ve hepsinden aklanmış bir belediyenin yöneticisiyim. 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnının akıyla çıkmış bir yöneticiyim. Devletin müfettişlerinin yıllardır bulamadığı suçları, şimdi gizli ve yalancı tanıkların ipe sapa gelmez ifadelerine dayanarak bulduklarını iddia ediyorlar. Hadi oradan, hadi. Bu uyduruk davada, kendisini aklamak zorunda olan ben değilim.  Yargıyı talimatla çalışır hale getiren, gizli tanıkların arkasına saklanarak beni saf dışı etmeye çalışan Erdoğan, kendini aklamak zorunda. Ahmak Davası’ndan, kreşlerimizi kapatmak için açtıkları soruşturmaya; 30 küsur yıllık diplomamı baskıyla iptal ettirmekten, sözde yolsuzluk davasına kadar, bana yapılanların siyasi amaçlı, kirli bir operasyon olmadığını Erdoğan kanıtlamak zorunda.”

 

“MERTLİKTEN UZAK HAMLELERİYLE, KENDİSİNİ SEVEN VATANDAŞLARIMIZI UTANDIRIYOR”

 

“Erdoğan, bana karşı her hamlesiyle, seçimden kaçan, rakibinden korkan biri olduğunu gösteriyor. Bu mertlikten uzak hamleleriyle, kendisini seven vatandaşlarımızı utandırıyor, kendisine güvenenleri boşa düşürüyor. Varlığını koruyabilmek için, elindeki yetkileri kötüye kullanan, hukukun ve demokrasinin dışına çıkan her iktidar acizdir, zavallıdır. Böyle iktidarlar, rakiplerini ortadan kaldırıp, tüm muhalifleri baskı altına almakla işe başlar ve sonunda ülkeyi göstermelik seçimlerle yönetilen, çağdışı bir hanedanlık haline getirirler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, milletimizin feraset ve cesaretle yürüttüğü mücadeleyle kurulmuş olan Cumhuriyetimiz, işte böyle bir tehdit altındadır. Daha önce de devletin gücünü kendi gücü zannedenlerin, kendi iradesini milletin iradesinden üstün görenlerin zorla, zorbalıkla bu ülkeye istikamet belirlemeye çalıştıklarını gördük. Milletimiz, tüm bu dayatmaları, darbeleri bertaraf etmeyi bilmiş, Türkiye’ye istikamet belirleyecek tek iradenin milletin iradesi olduğunu her seferinde kanıtlamıştır. Yine öyle olacak.  Milletin iradesine değil, ele geçirdikleri devletin gücüne güvenenler yine kaybedecekler. Çünkü karşılarında siz varsınız, millet var.”

 

“ZORBALIĞA, ZALİMLİĞE BOYUN EĞMEYECEĞİZ, DEMOKRATİK BİR YÖNTEMLE, MERTÇE MÜCADELEYLE BU BASKICI REJİMİ TARİHE GÖMECEĞİZ”

 

“Hukukun bittiği, yargının teslim olduğu noktada, siz bir karar verdiniz. Başta gençlerimiz olmak üzere, ülkemizin her köşesinden milyonlarca vatandaşımız meydanlara aktı ve darbeye karşı direnişe geçti. Hep birlikte, iktidarın hesabını boşa çıkardınız. Haklarınıza, geleceğinize, özgürlüğünüze sahip çıktınız. Tam da kurucumuz, kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, hepiniz, ‘Özgürlük benim karakterimdir’ dediniz. Tam da İstiklâl Marşı’mızda dendiği gibi, ‘Enginlere sığmadınız, taştınız’ ve ne büyük bir millet olduğunuzu bir kez daha kanıtladınız. Sizlerle gurur duyuyorum. Sevgili kardeşlerim; şimdi çok büyük, çok güçlü bir başlangıç yapıyoruz. Zorbalığa, zalimliğe boyun eğmeyeceğiz, demokratik bir yöntemle, mertçe mücadeleyle bu baskıcı rejimi tarihe gömeceğiz.”

 

“MERTLİKLE, NAMERTLİĞİ YENECEĞİZ”

 

“23 Mart günü, 15,5 milyon yurttaşımızın ortak iradesi ve desteği ile başlayan sürecin sonunda, partimizin yetkili kurullarının kararıyla, resmen Cumhurbaşkanı adayı oldum. Başta, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel olmak üzere, emek veren, destek sunan herkese çok teşekkür ediyorum. Önce Allah’a olan inancım ve dualarımla, sonra milletime olan bağlılığım, hizmet kararlılığımla yola çıkıyorum. Gücümüzü milletten alarak; bu kararlı, meşakkatli ve uzun yolculukta, Türkiye’nin tüm muhalefet partileriyle, muhalefetin tüm sivil temsilcileriyle tarihi bir dönemi yaşayacağız. Mertlikle, namertliği yeneceğiz. Cumhuriyetimizi güçlü bir demokrasiyle taçlandıracağız. Bu yola çıkarken de ifade ettiğim gibi, ben bir makama değil, uzun, zorlu ve tuzaklarla dolu bir mücadeleye talibim.  Dün olduğu gibi yarın da sizleri utandırmayacağıma söz veriyorum.”

 

“KORKU DUVARLARI YIKILMIŞTIR”

 

“Bir avuç insanın, siyasi hırsları uğruna daha ne tertipler kurabileceğini, ne kötülükler yapabileceğini çok iyi biliyorum. Ama hiç korkum yok. Çünkü arkamda, yanımda sizler varsınız. Hiç korkmuyorum; çünkü aziz milletimiz birleşmiştir. Ayrılık, gayrılık bitmiştir. Millet; zalimin, zulmün karşısında birleşmiştir. Millet, hep beraber bu karanlığı yırtıp atma iradesinde birleşmiştir. Millet, vicdanda birleşmiştir. Millet, adalette birleşmiştir. Millet; ortak kader, ortak gelecek arayışında birleşmiştir. Korku duvarları yıkılmıştır. Gençler ayaktadır. Kadınlar ayaktadır. Bu millet teslim alınmayacağını göstermiştir. İstedikleri kadar beni, bizi hapse atsınlar, yargılasınlar. Millet; tüm tuzakları, kumpasları ezip geçeceğini göstermiştir. Millet, devletin sahibi olduğunu göstermiştir.”

 

“MİLLET, BÜTÜN İKTİDARLARDAN BÜYÜKTÜR”

 

“Ben, bu yola çıkarken bir söz verdim. ‘Hak yemem, hakkımı da yedirmem’ dedim. Ne olursa olsun, bu milletin hak ettiği güzel günler için mücadeleden bir adım geri atmam dedim. Sözümde duracağım, asla geri adım atmayacağım. Milletin verdiği görevi, her şart altında, canım pahasına yerine getireceğim. Cumhurbaşkanı adayı olarak, sizlere yakıştığı gibi, dürüstçe, mertçe yarışacağım. Adalet için, huzurlu bir toplum, zengin bir millet olmak için, demokratik bir düzen için, güçlü bir devlet için, korkmadan, yılmadan, yorulmadan mücadele edeceğim. Kendimi önce Allah’a, sonra millete emanet ediyorum. İçimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden avazım çıktığı kadar haykırıyorum: Millet büyüktür. Millet büyüktür. Millet, bütün iktidarlardan büyüktür. Hepinizi sevgiyle, dostlukla, hasretle kucaklıyorum. Ramazan Bayramınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”

 

DİLEK KAYA İMAMOĞLU: “BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM”

 

Dilek Kaya İmamoğlu da mitinge yaptığı konuşmada, özetle şu ifadeleri kullandı:

 

“Sonda söyleyeceğimi, başta söylemek istiyorum: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam, mücadeleye devam, mücadeleye devam. Ekrem için değil evlatlarımız için, kendimiz için değil Türkiye için mücadeleye devam. Yarın, bir bayram sabahına uyanacağız hep birlikte. Bayramlarda, aramızdaki ayrı gayrıyı bir kenara bırakır, güzel temennilerimizi paylaşırız. Hayata iyi tarafından bakarız. Ama yarın, milyonlarca ailenin bayramı yoksulluğun, adaletsizliğin, çaresizliğin acısıyla gölgelenecek. Geçim derdi yüzünden evladına, torununa gönlünce harçlık veremeyenlerin… İhmaller yüzünden depremlerde, yangınlarda sevdiklerini yitirenlerin…  Adalet arayıp bulamayanların…  Hakkı yenenlerin… Hak etmediği halde dört duvar arasında tutulanların bayram sevinci eksik olacak.”

 

“BİZİM AİLEMİZ DE BU BAYRAMA BABASINDAN UZAKTA GİRECEK”

 

“Bizim ailemiz de bu bayrama babasından uzakta girecek. Kızım, oğullarım, babalarıyla yan yana olamayacak. Ekrem, sevdiklerine sarılamayacak. Ve tabii Ekrem’le birlikte haksızlık ve hukuksuzluğa uğrayan tüm ekip arkadaşları ve aileleri de bu bayram sevincini eksik yaşayacak. Elbette üzülüyoruz, elbette içimiz yanıyor.  Ama gelecek güzel günlere inancımızı, asla yitirmeyeceğiz. Birbirimizin acılarını paylaşmaya, birbirimize umut ve cesaret vermeye mecburuz. Çünkü biz, 86 milyonluk büyük bir aileyiz. Bakmayın bizi ‘şucu, bucu’ diye ayrıştırmayı marifet zannedenlere. Asıl marifet, kimseyi ayırmadan herkes için mücadele etmek, herkesin sevgisini, saygısını kazanmaya çalışmaktır. Ekrem işte bu anlayışla siyaset yaptı.  Herkesi eşit gören bir anlayışla, hiç kimseyi ayırmadan bu şehri yönetti. Ve İstanbullular biliyor ki çok iyi yönetti.”

 

“KİM MİLLETE ZİNCİR VURABİLİR, KİM?

 

“Onun için Ekrem, İstanbul’un bütün sokaklarında, çarşılarında pazarlarında huzurla dolaşır. Yalnız İstanbul’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında, kendisine gösterilen büyük ilginin, sevginin karşısında hiçbir kibre kapılmadan, tepeden tırnağa tevazuyla dolaşır. İşte bunun için Ekrem’i cezalandırıyorlar. Milletin ona olan sevgisi karşısında aciz kaldıkları için cezalandırıyorlar. Asla Ekrem kadar bu milletin gönlüne giremeyeceklerini biliyorlar, onun için cezalandırıyorlar. İstediğinizi yapın, Ekrem’e ceza işlemez. Hangi duvar sevgiye engel olabilir?.. Hangi demir parmaklık gerçeği hapsedebilir?.. Kim millete zincir vurabilir, kim?”

 

“EKREM’İN TUTUKLANMASI, HERKESTEN ÇOK GENÇLERİN KANINA DOKUNDU”

 

“Ekrem’in tutuklanması, herkesten çok gençlerin kanına dokundu. Adalete ve demokrasiye sahip çıkmanın, bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak olduğunu en çok gençler hissettiler. Onun için bir araya geliyorlar, tepkilerini demokratik yollarla dile getiriyorlar. İşte şimdi de buradalar. Bu değerli gençleri, bu güzel evlatları suçlu gibi göstermeye çalışanlar, bu gençlerin içinde en ufak bir kötülük olduğunu zannedenler, bu meydana iyi baksınlar… Bu gençler, depremlerde, orman yangınlarında kimseden bir emir beklemeden en önde yardıma koşanlardır. Tıpkı ülkemizin bütün gençleri gibi. Bu ülkenin tüm çocukları, tüm gençleri bizim evlatlarımızdır. Bütün anneler bunu böyle bilir, böyle hisseder.”

 

“ANNELERİN VİCDANINA SIĞMAYAN, ANNELERİN YÜREĞİNİ YAKAN YÖNTEMLERLE İKTİDARINIZI KORUYAMAZSINIZ”

 

“Evlatlarımızı haksız hukuksuz yere, siyasi maksatlarla, kolayca suçlu ilan edip, parmaklıklar ardına koyamazsınız. Adaletsizliğe itiraz eden, haklarını arayan evlatlarımıza türlü türlü eziyetler, adaletsizlikler yaşatamazsınız. Türkiye, kendi evlatlarına, kendi evlatları eliyle acılar çektiren bir ülke olamaz, olmayacak. Adaletsizliğe, haksızlığa karşı durmanın partisi, ideolojisi yoktur.  Bu bir vicdan meselesidir. Annelerin vicdanına sığmayan, annelerin yüreğini yakan yöntemlerle iktidarınızı koruyamazsınız.”

 

“ADALET YASAKLANAMAZ, VİCDAN HAPSEDİLEMEZ”

 

“Bu gerçeği görmediğiniz için, annelerin ahını aldığınız için yenileceksiniz. İyi insanların temiz kalplerine, dualarına yenileceksiniz. Bir avuç insan yenilecek, milletçe birliğimizi, kardeşliğimizi kazanacağız. Bir avuç insan yenilecek, milletçe huzura, refaha kavuşacağız. Bu ülkeyi güzellik kurtaracak, şefkat kurtaracak. Benimle aynı duyguları, aynı umudu paylaşıyorsunuz, varlığınızla güç veriyorsunuz. Tekrar ediyorum. Adalet yasaklanamaz. Vicdan hapsedilemez. Hepinize iyi bayramlar diyorum. İyi ki varsınız… İyi ki hep birlikteyiz…”

 

ANNE HAVA İMAMOĞLU: “TEŞEKKÜR EDİYORUM OĞLUM. CANIM OĞLUM, ÇALIŞKAN OĞLUM”

 

İmamoğlu’nun annesi Hava İmamoğlu’nun, “Her şey çok güzel olacak. Oğlumun bir suçu yok. Oğlum devlete hizmet ediyor. Bütün halkını seviyor, halk onu seviyor. Teşekkür ediyorum oğlum. Canım oğlum, çalışkan oğlum” sözleri, Maltepe’yi dolduran yüzbinlerden büyük alkış aldı.

 

İmamoğlu, “Hücremden avazım çıktığı kadar haykırıyorum; millet, bütün iktidarlardan büyüktür”
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin