Gazeteci: Mehmet Kaya / Sağlık Editörü
Türkiye’de fizyoterapi alanının köklü isimlerinden Dr. Fadime Doymaz ile bir araya geldik. 25 yılı aşan meslek hayatında binlerce insanın hayatına dokunmuş, akademik çalışmalarıyla alanına katkı sağlamış ve sürekli öğrenmeye olan tutkusuyla dikkat çeken Dr. Doymaz, bizlere deneyimlerini ve vizyonunu anlattı.
Mehmet Kaya: Dr. Doymaz, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Fizyoterapi alanındaki yolculuğunuz nasıl başladı?
Dr. Fadime Doymaz: Tabii ki. Ben fizyoterapistim ve bu alanda 25 yılı aşan bir deneyime sahibim. Mesleğime atılmamda aslında çok kişisel bir sebep rol oynadı. Ailemde yer alan bazı hastalıklar vardı ve bu durum beni sağlık alanına, özellikle de fizyoterapi alanına yönlendirdi. Bu kişisel motivasyon sayesinde özellikle skolyoz konusunda ileri eğitimler aldım ve bu alanda yoğun çalışmalar yürütüyorum.
Mehmet Kaya: 25 yılın sonunda geriye dönüp baktığınızda hangi rakamlar size en gurur veriyor?
Dr. Fadime Doymaz: Bugüne kadar 25 binin üzerinde danışanla çalıştım ve 1500’den fazla öğrenci yetiştirdim. Bu rakamlar benim için sadece sayı değil, aynı zamanda hayatları olan, her birinin farklı hikayesi bulunan insanlar. Her bir danışanımdan, her bir öğrencimden bir şeyler öğrendim. Yurtiçinde ve yurtdışında pek çok üniversitede öğretim üyesi olarak ders verdim. Aynı zamanda özel eğitim merkezi, özel hastane, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi pek çok yerde birebir hastalarla çalıştım.
Mehmet Kaya: Şu anda hangi faaliyetleriniz devam ediyor?
Dr. Fadime Doymaz: Halen Fizyoflex’de danışmanlık hizmeti sunmaya, eğitimler vermeye ve üniversitede çalışmaya devam ediyorum. Sürekli öğrenmeye olan tutkum hiç azalmadı. Alanımızla ilgili manuel terapi, osteopati, kadın sağlığı eğitimleri dahil yüzden fazla kurs tamamladım. Bu eğitimler sayesinde kendimi sürekli yenilemeye ve güncel bilgilerle donatmaya çalışıyorum.
Mehmet Kaya: Akademik çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Özellikle tezlerinizin konuları oldukça ilginç.
Dr. Fadime Doymaz: Master tezimi dayanıklılık konusunda yaptım. Bu tezle dayanıklılık konusunda yapılan testleri standardize etmiş ve diğer akademisyenlerin kullanımına sunmuş bulunmaktayım. Bu çalışmanın pratik bir değeri olması ve meslektaşlarımın işine yaraması beni çok mutlu etti.
Doktora tezimi ise Planlanmış Davranış Teorisi ve Klinik Pilates konularında yaptım. Bu tez, Pilates konusunda yapılan ilk bilimsel çalışmalardan birisi olma özelliğini taşıyor. Daha sonra Pilates’i Multiple skleroz gibi farklı hastalık gruplarında deneyip, sonuçlarını da yayınladım. Bu alan benim için özel bir yer tutuyor çünkü hem bilimsel hem de pratik açıdan çok değerli sonuçlar elde ettik.
Mehmet Kaya: Bilimsel yayınlarınızdan bahseder misiniz?
Dr. Fadime Doymaz: Bilimsel çalışmalarımın sonuçlarını anlatan 15’den fazla yayınım bulunuyor. Bunun yanında yazmış olduğum kitap bölümleri ve editörlük deneyimim var. Akademik çalışmalarımı sürdürürken aynı zamanda pratik uygulamaların da önemini hiç unutmuyorum. Bilimsel bilgiyi pratiğe dönüştürmek ve insanların hayatına dokunacak şekilde uygulamak benim için en büyük hedef.
Mehmet Kaya: Fizyoterapi dışında başka alanlarda da eğitimler aldığınızı biliyoruz. Bu çeşitlilik nereden geliyor?
Dr. Fadime Doymaz: Fizyoterapi kariyerimi sürdürürken aynı zamanda beni ilgilendiren pek çok konuda eğitimler aldım. Pilates, yoga, qigong, mindfulness, yin yoga, hamilelik yogası, hamile pilatesi, yüz yogası, kırışıklık tedavisi ile iç organ refleksoloji tedavisi, meditasyon, nefes eğitimleri gibi konularda kendimi geliştirdim. Aynı zamanda homeopati öğrencisiyim.
Bu çeşitlilik benim merakımdan ve insanı bütüncül olarak ele alma yaklaşımımdan kaynaklanıyor. Sağlık sadece fiziksel bir durum değil, mental, emosyonel ve ruhsal boyutları da olan bir bütün. Bu nedenle farklı disiplinlerden bilgiler edinerek hastalarıma daha kapsamlı hizmet verebilmeyi amaçlıyorum.
Mehmet Kaya: Amacınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Dr. Fadime Doymaz: Amacım farklı konularda bilgimi artırıp bunu öğrencilerime aktarabilmek ve aynı zamanda toplumun sağlık bilincini yükseltmektir. Tüm yaşamımı öğrenmeye, öğretmeye ve bildiklerimi sunarak insanların daha iyi olma haline katkıda bulunmaya adadım. Yaşamımı bildiklerimi yeni nesillere aktararak sürdürüyorum.
Mehmet Kaya: Toplumsal sağlık bilinci konusunda neler düşünüyorsunuz? Türkiye’de bu konuda neler yapılabilir?
Dr. Fadime Doymaz: Toplumsal sağlık bilinci konusu benim için çok önemli. İnsanlar genellikle hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavi arayışına giriyor. Oysa koruyucu sağlık hizmetleri ve erken müdahale çok daha etkili. Fizyoterapi de sadece tedavi edici değil, aynı zamanda önleyici bir disiplin.
Eğitimlerimin ve danışmanlıklarımın temel amacı da bu. İnsanlara doğru postür, egzersiz alışkanlıkları, nefes teknikleri gibi temel bilgileri öğretmek. Bu bilgileri yaygınlaştırdığımızda, birçok sağlık sorununun önüne geçebiliriz.
Mehmet Kaya: Özellikle skolyoz konusunda çalışmalarınız var. Bu alanda neler yapıyorsunuz?
Dr. Fadime Doymaz: Skolyoz konusu benim için hem kişisel hem de mesleki açıdan çok önemli. Ailemde bu durumla karşılaştığım için konuyla ilgili ileri eğitimler aldım. Skolyoz sadece fiziksel bir deformite değil, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir durum.
Bu alanda özellikle erken tanı ve müdahalenin önemini vurguluyorum. Çocukluk çağında erken müdahale ile skolyozun ilerlemesi önlenebilir veya yavaşlatılabilir. Bu konuda aileler ve okul sağlığı personeli için farkındalık eğitimleri veriyorum.
Mehmet Kaya: Pilates çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Bu alanda öncü bir çalışma yapmışsınız.
Dr. Fadime Doymaz: Pilates konusundaki doktora tezim gerçekten öncü çalışmalardan biri oldu. Bu alanda yapılan ilk bilimsel çalışmalardan birisi olma özelliğini taşıyor. Pilates’in sadece bir egzersiz formu değil, aynı zamanda terapötik bir yöntem olduğunu bilimsel olarak kanıtladık.
Daha sonra bu çalışmayı genişleterek Multiple skleroz gibi farklı hastalık gruplarında Pilates’in etkilerini araştırdım. Sonuçlar çok umut verici. Pilates’in nöromüsküler hastalıklarda da etkili olduğunu gösterdik. Bu çalışmalar sayesinde Pilates’in tıbbi bir tedavi yöntemi olarak kabul görmesine katkı sağladık.
Mehmet Kaya: Günümüzde fizyoterapi alanında hangi gelişmeler sizin dikkatinizi çekiyor?
Dr. Fadime Doymaz: Teknolojinin sağlık alanına entegrasyonu çok hızlı ilerliyor. Robotik rehabilitasyon, sanal gerçeklik uygulamaları, yapay zeka destekli tedavi programları gibi yenilikler fizyoterapi pratiğini değiştiriyor. Bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve mümkün olduğunca eğitimlerime entegre etmeye çalışıyorum.
Aynı zamanda bütüncül sağlık yaklaşımları da giderek önem kazanıyor. Mindfulness, meditasyon, nefes teknikleri gibi yöntemler geleneksel fizyoterapi yöntemleriyle birleştiriliyor. Bu durum benim uzun yıllardır savunduğum bütüncül yaklaşımla örtüşüyor.
Mehmet Kaya: Genç meslektaşlarınıza ne tavsiyelerde bulunursunuz?
Dr. Fadime Doymaz: Genç meslektaşlarıma en önemli tavsiyem sürekli öğrenmeye açık olmalarıdır. Bu meslek sürekli gelişen, yenilenen bir alan. Mezuniyet sadece başlangıç, asıl öğrenme mezuniyetten sonra başlıyor.
Aynı zamanda hastaları sadece fiziksel varlıklar olarak değil, duygusal ve ruhsal boyutları olan bireyler olarak görmeleri gerekiyor. Empati kurmak, iyi iletişim becrileri geliştirmek tedavi sürecinin ayrılmaz bir parçası.
Son olarak, bu mesleği sadece iş olarak görmemeleri gerektiğini söylemek istiyorum. Bu bir yaşam tarzı, bir misyon. İnsanların hayatlarına dokunma şansımız var, bu sorumluluğu ciddiye almalıyız.
Mehmet Kaya: Gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?
Dr. Fadime Doymaz: Gelecekte de öğrenmeye ve öğretmeye devam etmek istiyorum. Halen yürüttüğüm araştırma projelerimi tamamlayarak bilim dünyasına katkı sağlamak önceliklerim arasında. Aynı zamanda daha fazla insana ulaşabilmek için dijital platformları da kullanmayı planlıyorum.
Özellikle toplumsal sağlık bilincini artırmak için daha geniş kitlelere ulaşabilecek projeler geliştirmek istiyorum. Bu konuda Fizyoflex platformu üzerinden çeşitli eğitim programları hazırlıyoruz.
Mehmet Kaya: Son olarak, okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Dr. Fadime Doymaz: Sağlığın sadece hastalığın yokluğu olmadığını, fiziksel, mental ve sosyal refahın bir bütün olduğunu unutmamalıyız. Vücudumuzla barışık olmak, ona değer vermek ve doğru alışkanlıklar edinerek ona sahip çıkmak hepimizin sorumluluğu.
Unutmayın ki, sağlık en büyük zenginliğimiz. Bu zenginliği korumak için proaktif davranmalı, uzmanlardan destek almalı ve sürekli öğrenmeye açık olmalıyız. Ben de bu yolculukta sizlerle birlikte olmaya devam edeceğim.
Dr. Fadime Doymaz hakkında detaylı bilgi almak, eğitim programlarına katılmak ve danışmanlık hizmetlerinden faydalanmak için buraya tıklayarak web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Röportaj: Mehmet Kaya
Tarih: 17 Temmuz 2025