Gediz Nehri’nde son 10 yıldır yükselen kirlilik, kuraklık nedeniyle bir kez daha gün yüzüne çıktı. 401 kilometre uzunluğu ile Ege Bölgesi’nin en büyük ikinci nehri olan Gediz Nehri’nde yaşanan çere felaketi masaya yatırıldı. Özellikle Manisa ve Uşak’taki sanayi tesislerinin atıklarını arıtmadan nehre bırakmasıyla oluşan kirlilik bölgede yaşamı felç etme noktasına ulaştı. 2015 Yılında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Gediz Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı’nı; 2018 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Gediz Nehir Havzası Yönetim Planı’nı; 2023 yılında ise yine Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Gediz Eylem Planı’nı yayınlamasına rağmen havzadaki kirliliğin önüne geçilemediği gibi gittikçe artan bir felaketle karşı karşıya kalan bölge halkı “Gediz Ölüyor, Buna Dur Diyelim Kampanyası” başlattı.
GEDİZ NEHRİ İÇİN KAMPANYA
İzmir’in Foça ilçesinde Gediz nehrindeki çevre kirliliği ve doğa felaketine dikkat çekenler nehrin kurtarılması için kampanya başlattı. Gediz Nehri’ndeki kirliliğin kuraklıkla birlikte ölümcül bir hale geldiğini kamuoyunun dikkatine bir kez daha taşımak için Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu üyeleri “Gediz Ölüyor, Dur Diyelim “ kampanyası başlattılar. Foça ve Menemen’deki köylüler, Gediz Nehri’nin sularından yetiştirdikleri ürünlerinin, sudaki kirlilik nedeniyle kuruduğunu belirtirken tarım yapamaz noktaya geldiklerini ifade etti. Mahalli yetkililer, kirlilikten etkilenenler ile platform ve temiz bir Gediz için çalışma yürüten kurum ve kuruluşların temsilcileri Foça’da buluşarak kampanyanın amacına ulaşması için yapılması gerekenleri görüştüler.
Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu’nun çağrısıyla, Foça’ya bağlı kırsal Yeniköy Mahallesi’nde bulunan Yörük Evi’nde gerçekleştirilen toplantıda, platform üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi adına körfez kirliliği çalışması yürüten İZDENİZ yetkilileri, mahalle muhtarları, üretici birlikleri ve kooperatif temsilcileri bir araya geldi. Gediz Nehri’nde uzun süredir yaşanan kirliliğin, kuraklıkla birlikte tekrar gündemin ilk sırasına çıktığına dikkat çekilen toplantının amacının yaşanan kirliliğe karşı farkındalık yaratmak ve ilgili kurumları harekete geçirmek olduğu açıklandı.
Hem Gediz’deki kirliliği hem de Foça Tarih ve Doğa Talanı’na Hayır Platformu tarafından başlatılan ve muhtarlar, kooperatifler, ziraat odaları ve köylülerden büyük ilgi gören kampanyayı, Platform Sözcüsü Ramis Sağlam, Yenigün TV’de katıldığı Gündem Özel Programı’nda detaylandırdı. Sağlam, on yıllardır eylem planları yapılmasına rağmen bu planların kağıt üzerinde kaldığını ifade ederek, “Bölge halkı olarak Gediz’deki kirliliğe el koyduk. Sorumluluğu olan tüm yetkililerin tek tek kapısını çalacağız, kimse sorumluluktan kaçamayacak” dedi.
DOĞA NÖBETÇİLERİ GÖREV BAŞINDA!
401 km’lik Gediz Nehri’ndeki en büyük kirleticilerin, Uşak, Manisa ve İzmir’deki sanayi tesislerinin arıtılmamış atıkları olduğunu vurgularken, kentsel deşarjların, tarımda kullanılan pestisitlerin ve maden ocaklarının da büyük kirleticiler olduğunu belirtti. Bugüne dek Gediz kirliliğini önlemek adına onlarca kurultay ve çalıştay yapıldığına ancak bu çalışmaların kağıt üzerinde kaldığına dikkat çeken Sağlam, “Bölgede gönüllüler üzerinden doğa nöbetçileri oluşturmak istiyoruz. Herkesi sorumluluk almaya, sorumlu olanları da görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Bu noktada Çevre, Şehricilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, İzmir Büyükşehir, Manisa Büyükşehir ve Uşak Belediyesi ile tüm ilçe belediyelerinin kapılarını çalacağız” dedi.
“DENETİM SAATLERİ DIŞINDA DEŞARJ YAPIYORLAR!”
İklim değişikliği ve kuraklığın etkisine dikkat çeken Sağlam, “Gediz Deltası’nda susuzluğu çok hissettik. Merkezdekiler su kesintileriyle yeni yeni hissetmeye başladı. Körfez kirliliğini geçen ağustosta balık ölümleri ve kokuyla hissettik. Aslında Körfez ölmüştü, ceset kokuyordu. Şimdi de karşımızda ölmüş bir Gediz var. Nasıl hayat verilebilir, bunun için çalışmak gerekiyor” dedi. Kampanyanın merkezine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı koyduklarını belirten Sağlam, “Sorumluluğa davet ettiğimiz diğer kurumlar Büyükşehir ve ilçe belediyeleri. Sanayi kuruluşlarıyla ilişkilerini Gediz’de kirliliği yaratmak üzerinden değil, temizlemek üzerinden kurmaları gerekiyor. Manisa’da 7 OSB var. Sanayinin karşısında değiliz ama arıtmasız şekilde Gediz’e boşalttığı zaman sıkıntı başlıyor” ifadelerini kullandı.
10 YILDIR HİÇBİR ŞEY YAPILMAMIŞ!
2015 Yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Gediz Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı’nda, sanayi tesislerinden bırakılan artırılmamış sular, tarımsal faaliyetler, kentsel atıklar ve maden ocakları gibi birçok kirleticinin tespit edildiği görünürken Bakanlık Değerlendirme bölümünde şu ifadelere yer verdi:
“Havzadaki nüfus artışı, gün geçtikçe artmakta olan endüstriyel faaliyetler ve geniş tarım alanlarında yapılan tarımsal üretim noktasal ve yayılı kaynaklı kirliliğin artmasına neden olmaktadır. Gediz Nehri ve yan kollarından temine edilen suyun sulama suyu olarak kullanılması ile hem yetiştirilen ürünlerin kalitesinin ve veriminin, hem de uzun vadede de toprak kalitesinin düşebileceği ve tarımı bitirebileceği düşünülmektedir.”
Gediz Nehri’nde bugün görülen kirlilik tespit edilen sorunlara ilişkin herhangi bir çözüm üretilmediğini açıkça gösterirken, Sağlam, “2015’ten bu yana ne yapıldığı kocaman bir soru işareti. Biz yapılan bir şey görmedik. Görseydik Gediz bugün bu halde olmazdı. Çıkıp, ‘Bunu yaptık’ desinler, biz de gidip yerinde ne yapmadıklarını gösterelim” çağrısında bulundu.
“TÜYLER ÜRPERTİCİ BİR KİRLİLİK VAR”
Platformun yürüttüğü çalışmalar sonucunda Mayıs ayında Gediz’deki kirliliği İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar’ın Meclis’e taşıdığını hatırlatan Sağlam, “Gediz Ölüyor, Buna Dur Diyelim” kampanyasının ardından da DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın’ın Meclis’e taşıdığını belirtti. “Tüyler ürpertici bir kirliliğin Meclis’e yansıdığını görüyoruz” diyen Sağlam, kampanyanın Menemen ve Foça’daki halkla sınırlı kalmayacağını, Uşak ve Manisa’ya da en kısa sürede ulaşacaklarını duyurdu.
Kaynak: YeniGün
