Zeytinliklerle beraber milli parkları, korunan alanları, sit alanlarını, sulak alanları ve yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarını enerji ve madencilik yatırımlarına açan torba kanun teklifi kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu’nda zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören ve kamuoyunda ‘Süper İzin’ olarak anılan, “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 199 oya karşı 255 oyla kabul edildi. AK Parti’nin verdiği önerge ile teklifin 11’inci maddesi ile 3213 sayılı Kanun’a eklenen geçici 45’inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan “öncelik verilmek suretiyle” ibaresinden sonra gelmek üzere “taşınan ve taşınamayan zeytin ağacı sayısının en az iki katı zeytin ağacı ile oluşan” ibaresi eklendi ve maddenin dördüncü fıkrası şöyle düzenlendi: “Bu madde kapsamında, yeni tesis edilecek zeytin bahçeleri ile taşınacak zeytin ağaçları için Hazine taşınmazlarına ihtiyaç duyulması halinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca uygun görülenler veya maden sahalarının bulunduğu il sınırlarında kamu iktisadi teşebbüslerine ait taşınmazlardan ilgili kamu iktisadi teşebbüsünce uygun görülenler, zeytinliği kamulaştırılan taşınmaz maliklerinden talep edenlere 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 63’üncü maddesinde yer alan harca esas değerin yüzde biri üzerinden yirmi yıl süre ile doğrudan kiralanabilir. Kira süresi sonunda bakım yükümlülüklerini yerine getirdiği tespit edilen ve talepte bulunan kiracıların kira süresi onar yıl süreyle uzatılabilir.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca İzin Verilebilecek
Kanun teklifine göre, elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan, sınırları belirtilen alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesi mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçlarının maden sahasının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca izin verilebilecek.
Zeytinlik olarak kayıtlı alanlar veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlarda madencilik faaliyeti yürütülen her yıl için, bu sahaların rehabilitasyon çalışmalarını temin etmek üzere ruhsat sahibinden işletme ruhsat bedeli kadar ayrıca tahsilat yapılacak. Yeni tesis edilecek zeytin bahçeleri ile taşınacak zeytin ağaçları için Hazine taşınmazlarına ihtiyaç duyulması halinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca uygun görülenler, zeytinliği kamulaştırılan taşınmaz maliklerinden talep edenlere rayiç bedel üzerinden 10 yıl süreyle doğrudan kiraya verilebilecek.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ön lisans veya üretim lisansı bulunan üretim tesisleri için gerekli özel mülkiyete konu taşınmazların temini amacıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 31 Aralık 2030’a kadar Kamulaştırma Kanunu kapsamında “acele kamulaştırma” kararı alınabilecek. Bu tarihe kadar işletmeye girecek yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin izin, kira ve irtifak işlemlerinde yüzde 85 indirim uygulanacak. Enerji ithalatının azaltılması, cari açığın düşürülmesi ve yerli kaynaklara dayalı üretimin artırılması için izin, kira ve irtifak işlemlerinde uygulanmakta olan indirimlerin süresi 5 yıl uzatılacak.
Oylamadan önce Genel Kurul’da Gerginlik
Teklif oylanmadan önce söz alan muhalefet grup başkanvekilleri tepkilerini ifade etti. Muhalefet grup başkanvekillerinin söz almasına tepki gösteren AK Partili milletvekilleri bağırarak grup başkanvekillerinin sesini bastırmaya çalıştı. TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ve TBMM İdari Amiri Alpay Özalan’ın AK Partili vekilleri uyarmasının ardından muhalefet grup başkanvekilleri konuşmalarına devam edebildi.
“Şirketlerin Devleti Yönettiğini Görüyoruz”
Teklife tepki gösteren Yeni Yol Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, teklife ilişkin ret oyu kullanacaklarını belirterek, şunları söyledi: “Zaman zaman gelenek olarak ortaya çıkan bir durum. Burada yaklaşık 3 haftadır bir kanunu görüşüyoruz. Birilerine göre zeytin yasası, birilerine göre maden yasası, birilerine göre enerji yasası. Ret oyu vereceğiz. Bu kanunda çok ciddi problemler var. Enerjimizi çıkartmayalım demiyoruz. RES’lerimiz olsun, GES’lerimiz olsun, nükleer santrallerimiz olsun, kömürle ilgili olarak da termik santrallerimiz de olsun istiyoruz. Türkiye’de daha çok RES’lere, GES’lere veya nükleer santrallere önem vermemiz gerekirken bunlara önem verilmediğini görüyoruz. Devleti şirket gibi yöneteceğinizi söylüyordunuz ama şirketlerin devleti yönettiğini görüyoruz.”
Özdağ’dan sonra söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, konuşmasını engellemeye çalışan AK Partili milletvekillerine tepki olarak mikrofona vurarak konuşmayacağını belirttikten sonra önündeki dosyaları sırasına vurdu. AK Partili milletvekillerinin tepkisini sonlandırmasının ardından konuşmasına başlayan Kavuncu, şunları söyledi: “Söylenecek her şey konuşuldu, muhalefet bütün itirazlarını söyledi. Bize dendi ki ‘3 dakika konuşmak ister misiniz?’ Evet, konuşmak isteriz dedik. ‘Yok, konuşma’ deyip, gelip bizim ağzımızı kapatacaksanız buyurun, gücünüz yetiyorsa susturun. Teklifte üç şeyi gördük. Bununla ilgili ciddi bir rahatsızlık var ama AK Parti sıralarının biz ne emekli ne çiftçi ne öğrenci ne eğitim, hiçbir kanun teklifinde bu kadar kalabalık, bu kadar ısrarcı olduğunu görmedik. Milleti ilgilendiren hiçbir konuda sizi bu kadar ateşli, hararetli görmedim en. Bu maden yasasının 11. maddesinde oradaki iki firmayı ilgilendiren bir konunun haklarının savunmasındaki bu ateşiniz gözlerimizi yaşartıyor.
‘Türkiye’de enerji olmaz, elektrik yetmez…’ sözlerinin yalan olduğunu anladık. Denetleme mekanizmasının hafifletildiğini, kurulan 4 Bakanlıktan oluşan komisyonda burada en fazla bulunması gereken Tarım ve Orman Bakanlığı’nın dahil edilmediğini öğrendik, Peygamber Efendimizin söylediği bir sözün hiçbir hükmünün olmadığını.”
“Yazın Oraya ‘Sermayenin, Patronun Yararı’ Diye”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de AK Partili milletvekillerinin tepkisini “tahammülsüzlük” olarak niteleyerek, şöyle konuştu: “Bu gürültünün, tahammülsüzlüğün kendisi içinde bulunduğumuz ülkenin manzarası açısından bize çok şey anlatıyor. Çoğunluğu ele geçirenlerin, iktidar koltuğuna oturanların mazlumu, haklıyı, çiftçiyi, köylüyü, emekliyi, engelliyi, doğayı nasıl yok saydığının resmidir bugün burada grup başkanvekillerinin 3 dakikalık konuşmasına yapılan tahammülsüzlüğün kendisi. Burada günlerdir Cemal Süreya Parkı’nda yağmurun, güneşin altında direnen; toprağını, yaşamını savunmak için ses çıkaran köylüler için konuşuyoruz. 3 tane termik santralin patronu sipariş vermiş, ‘Bizim maden rezervimiz yok, madenimiz olmadığı için santrali çalıştıramıyoruz. Buradaki ağaçları kökünden sökelim, madeni çıkaralım, santrali çalıştıralım, cebimize para dolduralım’ diyorlar. AKP milletvekilleri de doğayı yok edecek yasayı getirmiş, güzelleyip güzelleyip pazarlama çalışıyor. ‘Kamu yararı…’ Hangi kamu yararı? Yazın oraya ‘Sermayenin yararı, Yatağan Termik Santrali’nin patronunun yararı’ diye.”
“Açlık Grevi Yapan Kadın Çiftçilerimiz Hastaneye Kaldırıldı”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kanun teklifinin kabul edilmesinin ardından TBMM’de basın toplantısı düzenledi. “Sekizinci yılındayım milletvekilliği görevimin. İlk kez sesimin bu kadar zarar gördüğünü hissediyorum. Çünkü bugün kabul edilen kanun teklifi, içimi acıttı” diyen Başarır, şöyle konuştu: “Büyük bir direnç gösterdik, söylenebilecek her şeyi söyledik. Meclisin kapısında an itibarıyla açlık grevi yapan kadın çiftçilerimiz fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı. Herkes vicdan yaptı bir grup hariç, AKP grubu. Bu Meclis, en son cumartesi günü bütçe görüşmelerinde toplandı bu kadar kalabalık bir şekilde. O görüşmelerde de 86 milyonun rızkını konuşuyorduk. Bir de sekiz ay sonra bu cumartesi, iki şirketin zeytin alanlarını, tarım alanlarını toplaması için toplandı. Yazıklar olsun. 86 milyon haklarını onlara helal etmeyecek. Kanun teklifleri görüşülürken, Meclis Başkanı ‘komisyon yerinde’ diye bir uyarıda bulunuyor. Bugün hem Meclis komisyonu hem de diğer komisyon yerindeydi. Diğer komisyon da yerinde olduğundan gönül rahatlığıyla zeytinlerin, tarım alanlarının talanına el kaldırdılar. Buradan halkımıza bir kez daha sesleniyoruz.
1978, Sayın Bülent Ecevit, Türk madenlerinin hepsini kamulaştırmıştı. Kenan Evren bu kararı kaldırdı, tekrar şirketlere verdi. Kenan Evren’den beter bir yapı, zihniyet bugün altın, kömür kaynaklarını, tüm madenleri yabancı şirketlere, Kanadalılara, yerli şirketlere peşkeş çekti. Bunun için de yoğun bir mücadele verdi. AK Parti grubu, dün bize saldırdı. Dün kadın milletvekilleri saldırdı. Milletvekillerimizin canına kastetti. Oysa ne Soma’da, ne Kartalkaya’da, ne Çorlu tren kazasında bu olayın faillerine saldırmamışlardı. Dediğim gibi, yazıklar olsun. Biz direnmeye devam edeceğiz. Halkımız bizi takip etsin. Bu zalimler gidecek, bu yakındır.”
Saadet Partisi lideri Arıkan: “Bu Yasa Doğa Katliamıdır”
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, zeytinlikleri madenciliğe açacak kanuna ilişkin, “İktidar, doğal zenginlikleri rant ve talan alanı olarak görmeye son vermelidir. Yangınların her geçen gün azalttığı ormanlarımız, madencilik kisvesi altında yok edilmemelidir. Bu yasa bir doğa katliamıdır” ifadesini kullandı.
Arıkan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti: “Köylülerimizin meclis kapısında, STK’larımızın meydanlarda, vekillerimizin TBMM’de karşı çıktığı Maden Yasası, tüm itirazlara rağmen iktidarın oylarıyla kabul edildi. Ormanlarımızı, zeytinliklerimizi, meralarımızı talana açan bu yasa, bir doğa katliamıdır. Köylülerimizin yurtlarından edileceği, zeytinliklerin yok edileceği hiçbir yasa, vatandaşın ve ülkemizin lehine olamaz. İktidar, doğal zenginlikleri rant ve talan alanı olarak görmeye son vermelidir. Yangınların her geçen gün azalttığı ormanlarımız, madencilik kisvesi altında yok edilmemelidir. Bu yasaya karşı çıkan köylülerimize, STK’larımıza, TBMM’de günün ilk ışıklarına kadar yasanın geçmemesi için çalışan vekillerimize ve tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Mücadelemiz devam edecek.”