Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 2 yıl geçti. En az 53 bin 725 kişi hayatını kaybetti.
Onbinlerce kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından günlük hayatlar halen normale dönebilmiş değil. Adıyaman genelinde 100 bine yakın insan halen konteyner kentlerde yaşamak zorunda kalıyor.
ANKA Haber Ajansı, depremin 2. yılında deprem bölgesini gözlemledi, Adıyaman 3. Çevre Yolu Yeni K-11 Geçici Konaklama Merkezi’nde yaşayan depremzedelerle görüştü, sorunlarını dinledi.
21 metrekarede yaşamak zor
38 yaşındaki Çiğdem Rençber, 21 metrekarelik konteynerde 4 kişi yaşadıklarını söyledi. Rençber, “Biz depremde çok fazla yakınımızı kaybettik. Evet biz kurtulduk ama birçok insan öldü. Biz bir daha böyle bir acının yaşanmasını istemiyoruz. Konteyner kentte yaşamak gerçekten zor. Umuyoruz ki TOKİ’ler bir an önce teslim edilir ve biz de orada yaşarız. Hem soğuk, hem altyapı sorunları var, hem elektrik sorunları var. Konteyner toplam 21 metrekare. 21 metrekarede yaşamak gerçekten zor bir durum. Biz yine de ‘iyi ki depremden kurtulduk’, ‘iyi ki yaşıyoruz’ diyoruz. Ama ölenler için çok üzülüyoruz” diye konuştu.
Adıyaman kolay şeyler yaşamadı
Rençber, müteahhitlere ve hükümete çağrıda bulunarak, “Bundan sonra yapılan binaların sağlam olmasını istiyoruz. Gerçekten insan hayatı çok ucuz değil. Bir insanın ölmesi basit bir şey değil. Ardında bıraktığı acılar, insanlar, yaşayamadığı hayatlar… İnsan hayatının güvence altına alınmasını istiyoruz. Adıyaman kolay şeyler yaşamadı” dedi.
10’dan fazla akrabasının depremde öldüğünü söyleyen Rençber, “Hepsi yeni binalardaydı. Yeni yapılan bir bina nasıl çöküyor ve insanlar ölüyor. Bunu anlamak zor” yorumunu yaptı.
Kafamızı sokacağımız bir ev
Depremzede Fatma Demirler, kirada oturdukları evin ağır hasar alarak yıkıldığını, 3 çocuğundan birisinin otizmli ve eşinin işsiz olduğunu anlattı. Demirler, 10 bin lira evde bakım ücretiyle geçinmeye çalıştıklarını anlatarak, şunları kaydetti:
“İki senedir aynı çileyi çekiyoruz, sıkıntılar içerisindeyiz. 5 kişi konteynere sığamıyoruz. 4-5 ay çadırda kaldık, şimdi de konteynerdeyiz. Ne değişti deseler? Bence hiçbir şey değişmedi. Depremin birinci günü gibi. Aynı sıkıntı, aynı çile. Oğlum otizm hastası, eşim işsiz. 10 bin lira evde bakım ücretiyle geçiniyoruz. Tamam kiramız yok ama… 3 çocuğun okuluydu, masrafıydı, yiyeceği derken hiçbir şeye yetmiyor. Kırmızı eti kurbandan kurbana yiyoruz. Tavuk aydan aya… Anne olarak benim için değilse de otizmli oğlum için kafamızı sokacağımız bir ev versinler. Allah’tan tek dileğimiz odur”
Gözler TOKİ’lerde
Kirada oturdukları evin yıkıldığını, 3 bin TL civarında engelli maaşı aldığını ve tek başına konteynerde yaşadığını söyleyen 63 yaşındaki Zeynep Cömert de “Her türlü çileyi çekiyoruz. Bize bir yardım verirlerse veriyorlar. Yardımımızı kestiler. Bize bir imkan verirlerse, bize bakarlarsa Allah razı olsun. Tek başınayım, Allah’tan başka kimsem yok” ifadesini kullandı.
34 yaşındaki Gafriye Tanrıverdi, 7 kişi bir konteynerde yaşadıklarını söyledi. Tanrıverdi, “Deprem olduğundan beri hala buradayız ve hala bu rezilliği çekiyoruz. Bize ‘TOKİ, TOKİ’ dediler, hani? Bize ‘Bir senede TOKİ yapacağız’ dediler. Biz hala buradayız. Benim çocuğum burada zatürre geçirdi. Ben bu rezilliğe ne deyim? Bize ‘Nisan ayında teslim edilecek’ dediler, bekliyoruz” diye konuştu.
Güllü Uygu, oturdukları evin yıkıldığını ve konteynerde yaşadığını belirterek, “Sorunumuz çok büyük. Küçücük bu tenekenin içinde yaşıyoruz. Artık dayanacak, sabredecek bir gücümüz kalmadı. İki yıl oldu. Bir eve gidiyoruz, etrafımıza bakıyoruz. Sonra gelip bu tenekenin içine girince utanıyorum, ağlıyorum” dedi.
Biz artık ev istiyoruz
Depremzede Remziye Dalmış ise şu ifadeleri kullandı:
“Hayatımız burada geçiyor, reziliz. Ev yok, yardım yok. Hastayım, çalışma gücüm yok. Çoluk-çocukları zor geçindiriyoruz. Bir yevmiye olunca gidiyoruz, olmadı mı açız. Bu konteynerde ne çektik, ne çekmedik bir biliriz, bir Allah bilir. Psikolojimiz bozuldu, ilaç kullanıyoruz ama fayda etmiyor.”
63 yaşındaki Zahide Cineviz, 6 kişi bir konteynerde yaşadıklarını, bir emekli maaşıyla geçinmeye çalıştıklarını ifade ederek, “Biz artık sığınabileceğimiz bir yer istiyoruz. Bu konteynerde çok zorluklar çekiyoruz. Biz yine buraya sığındık ama daha ferah bir ev istiyoruz. Emekli maaşıyla geçinmek çok zor. Bu konteyner dışına çıksak yetmez bize. Emekli maaşının artırılmasını istiyoruz. Biz de güzel şartlarda rahat edelim. Et alıp yiyemiyoruz. 10 bin lirayla kim et alabilir? Emeklileri de düşünsünler” diye konuştu.