Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’ne bağlı Eskiağaçlı Mahallesi’nde geçimini hayvancılıkla geçiren Buduka Mezrası sakinleri yine doğa talanı ile karşı karşıya kaldı. Son dönemlerde talan edilen Kulp’ta yeni bir skandal yaşandı.
Daha önce Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’ndeki Hasandin Yaylası’nda yapılmak istenen maden arama çalışmalarında şirket sahiplerinin 2008 tarihli, yani geçerliliği 10 sene geçmiş ÇED raporu ile arama çalışma faaliyeti yürüttüğü öğrenilmişti.
Alanın gerçek hali
Alanın projede yer alan hali
Diyarbakır Barosu suç duyurusunda bulundu
Bu kez de Kulp’un Eski Ağaçlı köyünün Buduka Mezrası’nda kurulması planlanan (Güneş Enerji Santrali) GES projesi için (Çevresel Etki Değerlendirmesi) ÇED raporunda proje sahasına ait olmayan sahte fotoğraflar kullanıldı. ‘ÇED Olumlu’ raporu verilen GES projesi için Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu hukuki işlem başlatırken, sahte fotoğraflara ilişkin ise Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
İlke Tv’nin ulaştığı bilgilere göre VBZ İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti.’nin olduğu öğrenilen şirketin köye 48 metre mesafede, 25,71 hektarlık mera alanına 30 bin 909 panelin kurulması hedeflenen projede, ağaçların ve göletin bulunduğu proje alanı yerine kurak bir alanın fotoğrafı kullanıldı.
‘Durumun mülkiyet, geçim ve yaşam hakkı ihlaline dönüşeceğini gördük’
Konuya ilişkin yürütmeyi durdurma kararı ve suç duyurusunda bulunduklarını belirten Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Av. Ahmet İnan, söz konusu Buduka Mezrası’ndaki bölge sakinlerinin başvurusu ile durumu fark ettiklerini söyledi. “Bölge sakinleri baroya gelerek güneş enerjisi projesinin tek geçim kaynakları olan hayvancılığı yok edeceğini belirterek başvuru yaptılar. Biz de ekoloji örgütleri ve kentin sivil toplum örgütleri ile birlikte köye keşfe gittiğimizde köye 48 metre uzaklıktaki tek mera alanının işgal edileceğini ve köylünün geçim kaynaklarının yok edileceğini gördük. Köylünün göçe zorlanarak durumun hem mülkiyet hakkı hem geçim hakkı hem de yaşam hakkı ihlaline dönüşeceğini gördük. Ardından biz de hukuki sürece başvurduk.”
‘Projede alakasız kurak bir alanın fotoğrafı kullanılmış’
Av. İnan, projeye Çevre ve Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın ÇED kararına olumlu yanıt vermesine ilişkin ise, iptal davası açtıklarını söyledi. ÇED olumlu raporu verilen projede yer alan fotoğrafların ise gerçek alandan farklı olduğunu kaydeden İnan, “Alana daha önce gitmiştik ve projede alakasız kurak bir alanın fotoğrafı kullanılmış, bu ÇED raporu hazırlanırken alandaki ağaç ve göletin olduğu gerçek hali kullanılmamış. Çünkü bu sebeple izin alınamayacağını biliyorlardı ve bu şekilde izin alma süreci işletmişler. İzin prosedürünü bu şekilde kanunun arkasından dolanarak atlatmışlar. Biz buna onay veren Bakanlık yetkilileri hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ ve sahte evrak hazırlayan kişiler hakkında ‘evrakta sahtecilik’ suçlamasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk” dedi.
‘Halk karşı çıkmasaydı, bu sahtekârlık ortaya çıkmayacaktı’
İnan, ayrıca bölgede ciddi bir doğa talanının da gerçekleştirilmek istendiğini belirtti. Ancak bölge sakinlerinin buna karşı direndiğini de ekledi; “Coğrafyamızda her gün yaşam alanlarına saldırılar ciddi şekilde artıyor. Kulp, Lice veya merkez ilçeler Sur gibi yerler bakır, kurşun madenlerine, kum ocaklarına, barajlara gömülmek isteniyor. Bu gitgide şirketler eliyle artıyor. Daha da kanunun dışına, yaşamın karşısına konumlanıyorlar. Burada önemli olan halkın ve sivil toplumun, el ele karşı durabilmeleri. Bu karşı çıkış olmasaydı, bu yaşam alanlarını savunma mücadelesi olmasaydı bu sahtekârlıklar da ortaya çıkmayacaktı. Proje inşa aşamasına geçecekti. Bu nedenle yaşam alanlarını savunan halk, baro, STÖ’ler paydaş olunca bu tür sahtekârlıklar tespit edilip, engellenebiliyor.” İnan, son olarak doğa talanına karşı mücadelelerinin de devam edeceğini ekledi.