Kısa Dalga – Osmangazi Belediyesi, ‘Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ söyleşisi düzenledi.
Osmangazi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, iş sağlığı uzmanı Dr. Şebnem Akman Balta, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kentin bileşenleri katıldı.
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı konuşmada, Bursa için yapılacak en önemli şeyin kenti depreme dirençli hale getirmek olduğunu vurguladı.
“Bursa, depreme karşı dirençli hale gelirse depremin zararlarını minimum şekilde atlatır” diyen Görür, şöyle konuştu:
“Deprem dirençli kent demek, bu demektir. Bugün Kaliforniya, Japonya, İtalya, Meksika, Çin, Tayvan’da depreme dirençli kentler var. Bizde her büyük depremde 50-60 bin kişi toprağa verirken, depreme dirençli kentlerde 3-5 kişi ölüyor. Günlük yaşam bile değişmiyor. Tayvan’da bizim kadar büyük bir deprem oldu. Yaşam değişmedi. Bizde Güneydoğu’da deprem oldu, 2 senedir, hayat durdu. Bursa, depreme dirençli bir kent haline yerel yönetimlerce dönüştürülebilir. Bunu yapabilmek için merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş el ele, omuz omuza vermeli.”
“İstanbul’u 25 senede depreme dirençli yapamadık”
Türkiye’de 1939, 1942, 1943, 1957, 1967, 1999, 2003, 2011, 2020 ve 2023 yıllarında yaşanan depremlerde 200 binden fazla insanının hayatını kaybettiğini dile getiren Görür, şöyle devam etti:
“İstanbul’u 25 senede depreme dirençli yapamadık. Ancak Bursalılar 10 sene veya daha az zamanda kenti depreme karşı dirençli yapabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin birimleri ve yapılanması, kentlerimizi depreme dirençli yapmaya yeter de artar bile. Biz yeter ki devlet birimlerini harekete geçirelim. Bursa’yı depreme hazırlamak için merkezi yönetimden bir şey gelmesini beklemeyin. Mevcut sistemi çalıştırın. Halkı deprem konusunda eğitin. Halk deprem konusunda bilinçli değilse, Bursa’yı kesinlikle depreme karşı dirençli yapamazsınız. Halkımız barınma ihtiyacınız karşılamak için depreme dayanıksız olarak inşa edilen kaçak binalara yöneliyor. Bir Japon’u öldürsen dahi imara uygun olmayan bir bina yaptıramazsın. Bizde ise şehirler kaçak binalar ile dolu. Bursa’yı depreme dirençli yapmak için başlangıçta paraya da ihtiyaç yok.
İlk olarak yapılacak iş masa başından kalkıp sahaya inmek. 6 kişi ile Bursa’yı dirençli hale getirebiliriz. Bu ekip, belediye başkanı, yönetim koordinatörü, halk koordinatörü, alt yapı koordinatörü, yapı stoku koordinatörü, ekosistem çevre koordinatörü ve ekonomi koordinatöründen oluşacak. Koordinatörler yapılan her işi yönetim koordinatörüne o da belediye başkanına bildirecek. Sonrasında belediye başkanı halka açık basın toplantısı yaparak; neler yaptıklarını, ne yapacaklarını, hangi kurumların yardımcı olduklarını, hangi kurumların engellediklerini vatandaşa söyleyecek. Halk da hiç siyaset ve particilik yapmadan, mülkün sahibi olarak gözetim ve denetim işlerini yapacak.”
“Bursa, fay sisteminin kucağında yer alıyor”
Kentler için tehdidin fay sistemleri olduğunu söyleyen Naci Görür, şunları kaydetti:
“Türkiye’deki depremleri oluşturan faylar 14 milyon sene önce var oldu. 14 milyon yıldır depremler bu ülkede devam ediyor. Milyonlarca sene daha devam edecek. Bursa’nın üzerinde yer aldığı fay sistemi 7 ve üzeri deprem üretebilirler. Bursa, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin kucağında yer alıyor. Bursa’nın ova bölümünün zemini de çok çürük. Yer altı suyu fazla. Depremde en fazla hasar verebilecek nitelikte. Yıllardır deprem olmuyor, bana bir şey olmaz demeyelim. Bu kenti deprem dirençli yapmaya konsantre olalım. Eğer fay zonu içerisindeyseniz, ya binanızı depreme dayanıklı yapacaksınız ya da sağlam bir zeminde oturacaksanız. Fay kırıldığı an inanılmaz bir enerji ortaya çıkar ve önüne çıkan her şeyi yok eder. Bu işin hiç şakası yok. Deprem her gün olmuyor ancak olduğu zaman da insanı öldürüyor. Deprem bir yerde bir sefer olmuş ise tekerrür periyodunu doldurduğunda muhakkak ki aynı yerde yeniden olur. Bu hiç kaçmaz.”