CHP Balıkesir İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Pınar Yahşi, CEDAW’ın kabulünün 45. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, Türkiye’de kadın haklarına yönelik tehditlerin arttığını belirterek, “Eşitlik mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Kadın haklarına yatırım yapılmazsa bedeli ağır olur” dedi.
Haber: Atilla Yoğurtçu
CHP Balıkesir İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Pınar Yahşi, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi’nin (CEDAW) kabulünün 45. yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Yahşi, açıklamasında Türkiye’nin kadın hakları alanındaki eksikliklerine dikkat çekerek, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kararlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
CEDAW ve Türkiye’nin Taahhütleri
CEDAW’ın 18 Aralık 1979’da kabul edildiğini hatırlatan Yahşi, Türkiye’nin bu önemli sözleşmeyi 1985’te onayladığını, 2000 yılında da Pekin Ek İhtiyari Protokolü’nü imzalayarak kadın haklarını korumayı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı taahhüt ettiğini belirtti. Ancak, Türkiye’nin bu taahhütlerini yerine getirmediğini ifade eden Yahşi, uluslararası raporların da bunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) raporuna atıfta bulunan Yahşi, cinsiyet eşitsizliğinin sona ermesi için mevcut ilerleme hızının yeterli olmadığını vurguladı:
“Rapora göre, kadınlar arasındaki aşırı yoksulluğun sona ermesi 137 yıl alabilir. Parlamentolarda cinsiyet eşitliğinin sağlanması ise ancak 2063’te mümkün olabilir. Dünya, kadın haklarına yatırım yapmadığı için her yıl 10 trilyon dolar kaybediyor.”
Türkiye’de Kadın Haklarına Yönelik Tehditler
Türkiye’de kadınların ve kız çocuklarının haklarının giderek daha fazla tehdit altında olduğunu belirten Yahşi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin bu durumu daha da kötüleştirdiğini ifade etti. İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Yahşi, “Bu sözleşmeden çıkılması, CEDAW’ın Türkiye’de uygulanabilirliğine yönelik de soru işaretleri yaratıyor” dedi.
Antakya Kaymakamlığı’nın servis araçlarında kız çocuklarının ön koltuklara oturmasını engelleyen kararını “garabet” olarak nitelendiren Yahşi, 4+4+4 eğitim sisteminin çocuk yaşta evlilikleri artırdığına ve kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırıldığına dikkat çekti.
“Kadın Hakları İnsan Haklarıdır”
Kadın-erkek eşitliğinin bir demokrasi ve insan hakları sorunu olduğunu ifade eden Yahşi, kadınların kazanılmış haklarının korunması ve genişletilmesi gerektiğini belirtti:
“Kadınların ve kız çocuklarının haklarını tanımak, korumak ve geliştirmek siyasi iktidarın en temel sorumluluklarından biridir. Ancak mevcut yönetim anlayışı, kadınları birey olarak görmeyen politikalarla bu hakları sürekli hedef alıyor.”
CEDAW’a Sahip Çıkıyoruz
Yahşi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının yalnızca kadınlar için değil, tüm toplum için hayati olduğunu belirtti:
“Cinsiyet eşitliği insanlar, gezegen ve barış için elzemdir. Kadınlara ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yatırım yapmazsak bunun bedelini ağır öderiz. Bu, BM Kadın Birimi’nin de altını çizdiği bir gerçektir. Bizler, kadın haklarının ve eşitliğin savunucusu olmaya devam edeceğiz.”
Yahşi, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi’nin 45. yıl dönümünü kutlarken, tüm dünyada ve Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği için verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Eşitlik mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.”