Ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trendin iş dünyasını nasıl şekillendirdiğini analiz eden yeni bir raporun sonuçlarına göre; aşırı hava olayları, işçilerin sağlığı ve iş verimliliği üzerinde ciddi bir tehdit unsuru.
Her yıl yapılan Aon “2025 Yılı Müşteri Trendleri” raporunda iş dünyası açısından risk ve fırsat doğurabilecek ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trend ele alındı. Raporda dört mega trendin Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesini nasıl etkilediğine ve bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğine dair bulgulara yer verildi.
Araştırmanın öne çıkan sonuçları şöyle:
Yapay zekanın 2040’a kadar küresel ticarette toplam %14 civarında ek bir artış sağlaması bekleniyor. Teknolojik ilerlemeler, küresel ticareti yeniden şekillendiriyor. Yapay zeka tabanlı yenilikler, ticaret hizmetlerini ve operasyonlarını daha verimli hale getirirken siber güvenlik riskleri ve düzenleyici zorluklar da beraberinde geliyor. Bu gelişmelerden en iyi şekilde faydalanmak isteyen işletmelerin, teknoloji yatırımlarını güçlü risk yönetimi stratejileri ile dengelemeleri gerekiyor.
Küresel ticaret; jeopolitik riskler, gümrük tarifeleri ve küresel ticaret savaşları nedeniyle baskı altında. Şirketler, küresel ticaret risklerini yönetmek için tek bir tedarik zinciri stratejisi oluşturmalı, veri ve analizlerden faydalanmalı ve risk transferi için sigorta çözümlerini kullanmayı değerlendirmeli.
Hava Olayları Çeşitli Sektörlerde Kesintilere Yol Açtı
Los Angeles’ta yakın zamanda meydana gelen orman yangınlarının neden olduğu ekonomik kayıp yaklaşık 30 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Küresel ölçekte ise yüksek sıcaklıklar, toplam çalışma saatlerinin %2,2’sinin kaybına yol açarak, tam zamanlı 80 milyon iş gücüne denk gelen bir verimlilik kaybına neden olacak. Aşırı hava olaylarının daha sık yaşanması, çalışanların sağlığı ve iş verimliliği üzerinde ciddi riskler yaratıyor. Çalışanların fiziksel sağlığını, duygusal iyilik halini ve finansal istikrarını olumsuz etkileyebilir.
Hava olayları, ekonomik açıdan önemli sonuçlar doğurdu ve çeşitli sektörlerde kesintilere yol açtı. İşverenlerin bu tür felaketlere karşı risk modellemesi yoluyla proaktif olmaları ve afet ile iş sürekliliği planlamasıyla reaktif davranmaları gerekiyor.
Dünya genelinde bilgi çalışanlarının %75’i artık yapay zekadan faydalanıyor. 2025-2030 arasında mevcut çalışanların becerilerinin %39’u ya dönüşecek ya da geçerliliğini yitirecek. Bu süreçte yapay zeka ve büyük veri, en hızlı yükselen yetkinlikler arasında ilk sırayı alacak. Şirketlerin rekabet gücünü koruması ve çalışanlarının teknolojik değişimlere uyum sağlaması için beceri geliştirme ve yeniden eğitim programlarına ağırlık vermesi kritik.
Yetenek yönetimi öne çıkan bir konu: ABD, yapay zeka yeteneklerini çekme konusunda lider konumdayken EMEA bölgesindeki şirketlerin de bu alandaki yetenek açığını kapatmaya odaklanması gerekiyor. Ayrıca, yapay zekanın etkin kullanımı için etik ilkeler ve yasal uyumluluk konuları göz ardı edilmemeli. Veri koruması ise halen en önemli risk alanlarından biri. Bu nedenle, veri ihlallerini önlemek ve yapay zekayı güvenli bir şekilde kullanmak için güçlü veri koruma stratejileri uygulanmalı.
Belirsiz İklim Koşulları Küresel Ticaret Rotalarını Aksatıyor
2024 yılında doğal afetlerin yol açtığı küresel ekonomik kayıplar 368 milyar dolara ulaştı. Bu kayıpların %60’ı sigortasızdı. Küresel ticaretin birbirine bağlı yapısı, bir bölgede yaşanan olayların dünya genelindeki işletmeleri etkileyebileceğini gösteriyor. Bu durum, özellikle iklim dalgalanmalarının finansal ve itibar risklerini artırarak, aşırı hava olaylarından genellikle fazla etkilenmeyen EMEA gibi bölgelerde bile risk oluşturuyor. Bu nedenle, iklim dayanıklılığını artırmak için tedarik zinciri verilerinin, fiziksel risklerin detaylı analiziyle birleştirilmesi büyük önem taşıyor.
Ülkelerin iklim risklerine karşı alması gereken önlemler ise şu şekilde sıralandı:
- İklim değişikliğine dayanıklı altyapı yatırımlarına odaklanmak.
- Doğal afet ve iklim modellerinden yararlanarak riskleri değerlendirmek ve finansal etkileri analiz etmek.
- Tedarik zincirlerini çeşitlendirip görünürlüğü artırarak, bir bölgede meydana gelen aksaklıkların zincirleme etkilerini en aza indirmek.