1. Haberler
  2. Çevre Ekoloji
  3. Danıştay Antik Latmos’ta Vahşi Madenciliğe “Dur” Dedi

Danıştay Antik Latmos’ta Vahşi Madenciliğe “Dur” Dedi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aydın ve Muğla illeri sınırlarındaki antik Latmos Kenti’ne ev sahipliği yapan Beşparmak Dağları’nın önemli bir parçası olan Koçarlı ilçesi Bağarcık Mahallesi Çörlen mevkiinde yapılmak istenen vahşi madencilik faaliyetleri, hukuki mücadele sonucu durduruldu. Özellikle ÇÖRLENASAR 1. ve 3. Derecede Arkeolojik Sit Alanları ile Etkileşim Geçiş Sahası, ormanlar, özel mülk tarım alanları ve hatta “tabiat koruma parkı projesi”ni tehdit eden bu madencilik projesi, Danıştay kararıyla katliamdan kurtarıldı.

Latmos Platformu’nun gönüllü hukukçusu Mehmet Çilsal, Sözcü Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, süreci ve alınan kararın detaylarını anlattı.

“FISTIK ÇAMI, ZEYTİNCİLİK VE ARICILIĞI YOK EDECEK PROJE”

Çilsal, Latmos (Beşparmak) Dağları’nın en bakir coğrafyası olarak bilinen Çörlen mevkiinde Egamin Mineral Maden Şirketi tarafından planlanan “Feldspat Ocağı Kapasite Artırımı” projesine ilişkin gelişmeleri aktardı. Şirketin 10/07/2007 tarihli, 2007/39 sayılı “ÇED Gerekli Değildir” Kararı’nın güncelliğini ve geçerliliğini koruduğuna dair Aydın Valiliği’nin 13/06/2022 tarih ve E-3792720 sayılı İşlemi’nin iptali için, bölge halkından Dursun Sarı ile birlikte Av. Yılmaz Kurt ve kendisinin dava açtığını belirtti.

Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin davayı incelediğini ve mahallinde yaptırdığı keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda önemli tespitler yaptığını vurgulayan Çilsal, bilirkişi raporundaki detayları paylaştı: “Yönetmeliğinin 17. maddesi uyarınca ÇED kararı alınmış bir projeye 5 yıl içinde faaliyete başlanması gerektiği halde faaliyete başlanılmadığı, 3 adet poligonda herhangi bir açık ocak işletmeciliğine rastlanılmadığı, adı geçen Şirket’in üretim termin planının bulunmadığı, patlama dizaynında hatalar olduğu, şev stabilize analizlerinin yapılmadığı, hidrojeolojik ve jeolojik çalışmaların yetersiz olduğu, yapılması planlanan maden çalışmasından kaynaklanabilecek tozların ocağın yılın 12 ayı ve günde 8 saat şeklinde çalışacak olması nedeniyle uzun vadede fıstıkçamı, arılar ve seyrek deliceye aşılı zeytin ağaçları üzerine olumsuz etkisinin olacağı, gerek yüzey gerekse yeraltı suyuna etkisinin açıklanmadığı, korunması gereken doğal floranın zarar göreceğinin aşikar olduğu gibi pek çok hususun bilirkişi raporunda gerekçeli olarak açıklandığı, eksik araştırma ve değerlendirme sonucu düzenlenen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçelerine dayanarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.”

“KANUNA KARŞI HİLE YAPTIKLARI ORTAYA ÇIKTI”

Davacı tarafın, “ÇED Gerekli Değildir” Kararı’nın iptali taleplerinin gerekçelerini de açıklayan Çilsal, şunları kaydetti: “ÇED Gerekli Değildir” Kararı’nın ihdasından itibaren 5 yıl içinde projenin yatırımına başlanmaması, üretime başlandığını kanıtlayacak kantar ve sevk fişleri gibi güvenilir belgeler sunulmaması, pasa döküm sahaları ve maden işletme sahasına dair teslim tespit tutanakları ve formların Bağarcık değil Milas Kayabükü’ndeki maden ocağına ait olması, dolayısıyla sahte evrak sunularak “kanuna karşı hile” yoluna gidilmesi, tüm bunların idarenin asla yapamayacağı türden işlemler olması nedeniyle dava konusu işlemin yok hükmünde sayılmasını talep etmiştir.”

“ÇED Gerekli Değildir” Kararı’nın iptali üzerine karşı tarafın temyiz yoluna başvurduğunu belirten Çilsal, süreci şöyle özetledi: “Dosyayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi; mevcut bilgi, belgeler ile bilirkişi raporunu hep birlikte değerlendirerek ÇED kararının verildiği 2007 yılından itibaren 5 yıllık süre içerisinde mücbir sebep olmaksızın yatırıma başlanılmadığı sonucuna vararak dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi Kararı’nda isabetsizlik görmemiştir.”

“DANIŞTAY KARARI ARKEOLOJİK ALANLARI VE TARIM ARAZİLERİNİ VAHŞİ MADENCİLİKTEN KURTARDI”

Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığı’nın verdiği kesin kararın önemine vurgu yapan Çilsal, kararın detaylarını paylaştı:

“-Temyiz isteminin reddine, -Temyize konu Aydın 2. İdare Mahkemesinin 27/12/2024 tarih ve E:2024/537, K:2024/1243 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, -Dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, -2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, kesin olarak, 08/04/2025 tarihinde, oyçokluğu ile E.2025/1467, K:2025/2155 No’lu Kararı’nı vermiştir.”

Çilsal, sözlerini “Böylece bölgedeki ÇÖRLENASAR 1. ve 3. Derecede Arkeolojik Sit Alanları ile Etkileşim Geçiş Sahası, ormanlar ve özel mülk bağ bahçe tarım alanları vahşi madenciliğin katliamından kurtarılmıştır” diyerek tamamladı. Bu kararla, tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bölgenin, madencilik tehdidinden korunması yönünde önemli bir adım atılmış oldu.

Danıştay Antik Latmos’ta Vahşi Madenciliğe “Dur” Dedi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin