Haber Analiz – Almanya’da 23 Şubat’taki erken genel seçimler, yüksek katılım (%83) ve siyasi kırılmalarla dikkat çekti. Aşırı sağın yükselişi, daha önce sandığa gitmeyen seçmenleri harekete geçirdi. CDU/CSU, %28,6 ile birinci çıksa da bu, tarihinin en düşük ikinci sonucu oldu. Merkez partilerin zayıflaması sürüyor.
Kaybedenler: “Trafik lambası koalisyonu” (SPD, Yeşiller, FDP) toplamda %18,5 oy kaybetti. SPD, neoliberal politikalar, Ukrayna’ya silah desteği ve artan militarizm eleştirileriyle tarihinin en düşük oyunu (%16,3) aldı. FDP ise barajı geçemeyerek %4,7’de kaldı; lideri Lindner siyaseti bıraktı.
Kazananlar: Aşırı sağcı AfD, oylarını %10 artırarak %20,4’e ulaştı ve mecliste ikinci parti oldu. Doğu eyaletlerde %30’u aşan destekle dikkat çekti. Sol Parti ise sosyal konulara odaklanarak (%8,5) ve gençlerden (%25) aldığı destekle yükseldi. BSW’nin aşırı sağla iş birliği, Sol Parti’ye kayışı tetikledi.
Koalisyon Senaryoları: CDU/CSU’nun 209 sandalyesiyle SPD (119) koalisyonu tek gerçekçi seçenek. Ancak BSW’nin meclise girmesi durumunda çoğunluk kaybı riski doğabilir. CDU lideri Merz, “hızlı ve güçlü” bir hükümet hedefliyor; Scholz ise Merz liderliğinde yer almayacağını açıkladı.
Seçimler, Almanya’da aşırı sağın yükselişini, solun sosyal politikalarla dirilişini ve merkezin çözülüşünü işaret ediyor. Koalisyon belirsizliği ve toplumsal kutuplaşma, önümüzdeki dönemin ana gündemi olacak.