Yeni sızdırılan bir taslak metne göre Avrupa Birliği ülkeleri, COP30’a çok az bir süre kalmasına rağmen emisyonları azaltmaya yönelik hedeflerini belirleyecek Ulusal Katkı Beyanları üzerinde hâlâ anlaşmazlık yaşıyor. Uzmanlar ise BM’nin verdiği son tarihe haftalar kala yaşanan belirsizliği eleştiriyor.
Guardian’ın gördüğü yeni sızdırılan bir taslak metne göre, Avrupa Birliği (AB) üye devletleri iklim krizi konusunda kritik taahhütler üzerinde hâlâ anlaşmazlık yaşıyor ve herhangi bir uzlaşma işareti görülmüyor.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından belirlenen son tarihe sadece birkaç hafta kalmışken, Avrupa Komisyonu ile kilit üye devletler seragazı emisyonlarına ilişkin hedefler konusunda karşı karşıya gelmiş durumda ve güçlü bir sonuca ulaşma ihtimali giderek tehlikeye giriyor. Guardian’ın gördüğü müzakere belgesinde, yeni hedefleri belirleyecek önemli rakamların bulunması gereken yerlerde köşeli parantezler ve geçici ifadeler yer alıyor. Uzmanlar, bu kadar geç bir aşamada, geçici ya da tahmini bile olsa, henüz hiçbir somut sayının belirtilmemiş olmasının hayra alamet olmadığını belirtiyorlar.
İklim araştırmaları yapan New Climate Institute’un kurucu ortağı Niklas Höhne, artık çok geç kalındığını belirterek, “AB’nin uluslararası müzakerelere sunmak üzere açil bir şekilde yeni bir iklim hedefi ortaya koyması gerekiyor. Şu ana kadar 196 ülkenin sadece 28’i yeni hedefini sundu. Sadece AB’nin hedefi bile ivme yaratabilir ve diğer ülkeleri de harekete geçirebilir” dedi.
Son Tarih 24 Eylül
Üye devletler ve Avrupa Komisyonu, 2015 Paris İklim Anlaşması kapsamında, önümüzdeki 10 yıl için karbon salımı azaltım taahhütlerini yerine getirmek üzere aylardır bir anlaşma üzerinde çalışıyor. Bu bağlamda tüm ülkelerin, Paris Anlaşması uyarınca “Ulusal Katkı Beyanları” (NDC) olarak bilinen emisyon planlarını sunmaları gerekiyor. Ancak şu ana kadar yalnızca yaklaşık 30 ülke bunu yaptı. BM ise bu planların Kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek COP30 iklim zirvesinden önce değerlendirilebilmesi için, tüm ülkelerden bu katkı beyanlarını 24 Eylül’de BM Genel Kurulu’nun yan etkinliğinde sunmalarını istedi.
AB’nin mevcut hedefi, 2030’a kadar 1990 seviyelerine kıyasla seragazı emisyonlarını %55 oranında azaltmak. Bu hedef, politikalar güçlendirilirse ulaşılabilir görünüyor. 2035 için belirlenecek bir sonraki NDC ise, AB’yi 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefi doğrultusunda bir yola sokmalı. Bu da, 2040 yılına kadar emisyonlarda %90 ila %95 oranında bir azalma ve buna bağlı olarak, 2035 yılına kadar yaklaşık %74 ila %78 oranında bir emisyon azaltımı anlamına geliyor.
İklim politikası analisti Michael Petroni, net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için kısa vadede daha fazla eylem gerektiğini, bu adımların yüzyılın ortasına ertelenmemesi gerektiğini söyledi. Petroni sözlerine şöyle devam etti: “Sızdırılan belgede 2035 hedefi belirtilmemiş, ancak bir grafik 2030’dan 2040’a doğru basit bir doğrusal yol izlendiğini ima ediyor. Analizimiz açıkça gösteriyor ki, bu şekilde ulaşılan hiçbir 2035 seviyesi 1,5 derece hedefiyle uyumlu değil.”
Bazı Üye Ülkeler 2040 Hedefinin Daha Sonra Ele Alınmasını İstiyor
AB’deki tartışmalar, zaman çizelgeleri nedeniyle daha da karmaşık hale geliyor. AB’nin iç planlamaları, önce 2040 hedefinin belirlenmesini ve buradan 2035 için bir NDC çıkarılmasını öngörüyordu. Ancak bazı üye devletler, bu tartışmaların ayrılması ve önce bir NDC belirlenmesi, 2040 hedefinin ise daha sonra ele alınması önerisinde bulundu. Ancak böyle bir ayrım, uzmanların çağrıda bulunduğu düzeyin altında, daha zayıf bir NDC ve 2040 hedefi anlamına geliyor. Ayrıca NDC’nin ertelenmesinin, COP30’un başarısız olmasını isteyen çevreler tarafından fırsat olarak görüleceği değerlendirmesi de yapılıyor.
Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB’nin taahhütlerinde gecikme veya yumuşatma olasılığını gündeme getirdi. Kampanyacılar, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Yeşillerin desteğine ihtiyaç duymasına rağmen geri adım atmasından endişe ediyor. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise daha önce AB’nin yeşil politikalarına karşı çıkmıştı. Aşırı sağcı Macaristan lideri Viktor Orbán’ın da hedefleri zayıflatmak için baskı yapması bekleniyor.
İklim değişikliğiyle mücadele eden uluslararası bir STK olan 350.org’un küresel politika ve kampanyalar direktör yardımcısı Andreas Sieber tüm bunlar üzerine şunları söyledi:
“Macron, Orban ve Meloni gibi sağcı Avrupa karşıtları, AB’nin iklim hedefiyle ilgili tehlikeli bir siyasi oyun oynuyor. Bu gecikmeler, iklim eyleminin aciliyetiyle ve güvenlik ile refah arayışıyla çelişiyor. Geçen yıl temiz enerji, Avrupa’nın ekonomik büyümesinin neredeyse üçte birini sağladı ve iddialı bir hedef daha fazla iş, enerji güvenliği, yatırım ve küresel düzeyde rekabet gücü vaat ediyor.”
AB’den gelecek taahhüt eksikliği algısı, COP30’da sorun yaratacak gibi görünüyor. Zaten ABD’nin düşmanca tutumu ve jeopolitik engeller nedeniyle sıkıntılı olan zirvede bu durum daha da büyük bir risk anlamına gelecek. ABD dışında henüz başka hiçbir ülke Paris Anlaşması’ndan ayrılmamış olsa da, Rusya ve Suudi Arabistan gibi petrol zengini ülkeler Trump’ın tutumundan cesaret almış durumda. Çin ve Hindistan gibi, henüz NDC sunmamış ülkelerin de, jeopolitik çalkantılar nedeniyle COP30 ve iklim hedeflerini diplomatik öncelik olarak görmeyebilecekleri düşünülüyor. Öte yandan Avrupa Komisyonu, sızdırılan belge hakkında yorum yapmayı reddetti.
Kaynak: İklim Haber