ABD, Cenevre’de başlayan BM plastik anlaşması müzakerelerinde plastik üretimine sınırlama getirilmesini öngören küresel bir anlaşma hedefini reddetmeleri için ülkelere mektup gönderdi.
Reuters’ın özel haberine göre ABD, 25 Temmuz tarihli mektupta, müzakereler için kırmızı çizgilerini ortaya koyarak, bu önlemleri destekleyen 100’den fazla ülkeyle doğrudan karşı karşıya geldi.
Delegelerin son tur müzakereler için toplanmasıyla beraber, polimer üretiminden atık bertarafına kadar plastik kirliliğinin tüm yaşam döngüsünü ele alan “son şans” niteliğinde iddialı bir küresel anlaşmaya dair umut hâlâ var.
Ancak neredeyse tamamı petrol, kömür ve gazdan üretilen plastiğe sınırlama getirilmesine karşı çıkan petrol ülkeleri ile sınırlama getirilmesini ve plastik ürünler ile tehlikeli kimyasalların daha sıkı yönetilmesini savunan Avrupa Birliği ve küçük ada devletleri gibi taraflar arasında önemli görüş ayrılıkları devam ediyor.
Biden yönetimini de temsil eden Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin liderliğindeki ABD heyeti, ülkelere tutumunu belirten ve plastik kirliliğinin önünü kesecek bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini belirten notlar gönderdi.
Müzakereler etrafındaki hassasiyetler nedeniyle isimleri açıklanmayan ülkelere gönderilen mektupta, “Plastik üretim hedefleri, plastik katkı maddeleri ve plastik ürünlere getirilen yasaklar ve kısıtlamalar gibi günlük hayatımızda kullandığımız tüm plastik ürünlerinin maliyetini artıracak, uygulanabilir olmayan küresel yaklaşımları desteklemeyeceğiz” denildi.
ABD, 30 Haziran – 2 Temmuz tarihleri arasında Nairobi’de yapılan ön heyet başkanları toplantısına katıldıktan sonra hazırladığı notta, “plastik arzı, plastik üretimi, plastik katkı maddeleri veya küresel yasaklar ve ürünler ve kimyasallar üzerindeki kısıtlamalar olarak da bilinen küresel liste ile ilgili hükümler üzerinde açıkça bir fikir birliği göremiyoruz” ifadelerini de kullandı.
Reuters’a konuşan bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, her bir tarafın kendi ulusal bağlamına göre önlem alması gerektiğini söyledi.
Sözcü, “Bazı ülkeler yasaklar uygulamayı tercih ederken, diğerleri daha güçlü bir geri dönüşüm sistemine odaklanmak isteyebilir” dedi.
Greenpeace ABD Okyanus Kampanyası Direktörü John Hocevar, Trump yönetimindeki ABD heyetinin taktiklerinin, “Hükümetleri ABD’nin istediği şekilde pozisyonlarını değiştirmeye ikna etmek için mali gücünü kullanmaya çalıştığı eski usul zorbalığa dönüş” anlamına geldiğini söyledi.
Dünyanın önde gelen plastik üreticilerinden ABD aynı zamanda anlaşmanın taslak hedefini, “plastiklerin tüm yaşam döngüsünü ele alan bir yaklaşım”a yapılan atıfın kaldırılması yoluyla revize etmeyi önerdi.
Panama heyetinin başkanı Juan Carlos Monterrey-Gomez, “Bu anlaşmaya plastik üretiminin dahil edilmesini reddetmek bir müzakere duruşu değildir. Bu ekonomik olarak kendi kendini sabote etmektir” derken şöyle devam etti: “İlerlemeyi engelleyenler, kendi endüstrilerini koruyamazlar. Halklarını bir sonraki refah dalgasının dışında bırakıyorlar.”
ABD’nin duruşu, görüşmeler öncesinde benzer tutumlar sergileyen küresel petrokimya endüstrisi ve görüşmeler boyunca bu tutumu benimseyen bir dizi güçlü petrol ve petrokimya üreticisi ülke tarafından ortaya konulan pozisyonlarla genel olarak örtüşüyor. 100’den fazla ülke ise küresel plastik üretimine bir sınırlama getirilmesini destekliyor.
ABD’de Trump yönetimi, endüstriye çok fazla yük bindirdiğini söylediği iklim ve çevre politikalarını geri almaya yönelik birçok önlem aldı.
OECD’ye göre, müdahale edilmediği takdirde plastik üretimi 2060 yılına kadar üç katına çıkacak, okyanusları boğacak, insan sağlığına daha da zarar verecek ve iklim değişikliğini hızlandıracak.