ABD Başkanı Donald Trump, Savunma Bakanı’nın davetiyle Virginia’da düzenlenen, dünya genelinden general ve amirallerin katıldığı üst düzey askeri toplantıda, ABD’nin sunduğu “Gazze Barış Planı” hakkında konuştu. Trump, planı Orta Doğu’da “belki 3 bin yıldır görülmemiş bir anlaşma” olarak nitelendirerek, Hamas’ın bu anlaşmayı kabul etmesi gerektiğini, aksi takdirde “çok sert davranacaklarını” açıkladı. Toplantıda ayrıca Savunma Bakanı Pete Hegseth, orduda “woke” kültürüne son verecek kapsamlı disiplin ve fiziksel standart yönergelerini duyurdu.
ABD Başkanı Donald Trump, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in çağrısıyla Virginia’da bir araya gelen, dünyanın çeşitli yerlerinde görevdeki 800’den fazla general ve amiralin katıldığı toplantıda hem dış politikaya hem de ABD ordusundaki yeni düzenlemelere dair önemli açıklamalarda bulundu.
Trump’tan Gazze Planına Destek ve Hamas’a Ültimatom
Konuşmasında, yönetiminin dış politikadaki başarılarını ve barış girişimlerini vurgulayan Trump, özellikle Gazze’deki çatışmalara son vermeyi amaçlayan barış planına odaklandı.
Trump, bu planın önemini şu sözlerle anlattı:
“Dün Orta Doğu’da, belki 3 bin yıldır görülmemiş bir anlaşma gerçekleşmiş olabilir. Bu çok uzun bir zaman. Hamas’ın bunu kabul etmesi gerek. Eğer kabul etmezse çok sert davranacağız. Birçok Arap ve Müslüman ülke bu anlaşmayı destekliyor. Bu savaş, başkan olsaydım hiç çıkmayacak bir savaştı, seçim farklı olsaydı, bu çatışma hiç başlamazdı. Dört yıl boyunca da çıkmamıştı.”
Trump, göreve geldikten sonra “o kadar çok savaşı bitirdiğini” iddia ederek, Rusya ve Ukrayna meselesinin çözülmesinin de sırada olduğunu, bunun yolunun “güç gösterisinden” geçtiğini söyledi.
Savunma Bakanı Hegseth’ten Orduda “Woke” Kültürüne Son
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, toplantıda yaptığı konuşmada, ordu yönetiminde kapsamlı bir dönüşüm başlattıklarını duyurdu. Hegseth, “ordu yönetiminde ‘woke’ kültürüne son verme ve birliklerin fiziki/disipliner standartlarını sıkılaştırma yönünde kapsamlı yönergeler” açıkladı.
Hegseth, “Her seviyede politik doğruculuk ve aşırı hassasiyete son” diyerek, yeni politikaların askeri disiplin, fiziksel yeterlilik ve görünüş kuralları etrafında şekilleneceğini belirtti.
Duyurulan başlıca değişiklikler:
- Muharip birlikler için “en yüksek erkek standartlarının” uygulanması.
- Yeni bir muharebe saha testinin getirilmesi.
- Boy-kilo gerekliliklerinin tüm birlikler için zorunlu kılınması.
- Sakal ve uzun saç gibi “görünüşe ilişkin bireysel ifadelerin” kısıtlanması.
Fiziki açıdan yetersiz görülen asker ve komutanları eleştiren Hegseth, “kilolu askerleri görmek yorucu” gibi ifadeler kullandı. Ayrıca, disiplin ve denetim mekanizmalarında değişikliğe gidileceğini, Pentagon denetçisinin yeniden yapılandırılacağını söyledi.
Hegseth, bu köklü değişimlere karşı çıkan askeri liderlere ise “onurlu olanı yapıp istifa edin” çağrısında bulundu. Bu adımlar, ordunun DEI (eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık) çalışmalarına yönelik kapsamlı bir geri çekilmenin parçası olarak sunuluyor.
Trump’tan “Savaş Bakanlığı” ve Askeri Güç Vurgusu
Başkan Trump, kürsüye davet edildikten sonra ordunun güç ve prestijinden övgüyle söz etti. Savunma Bakanlığı’nın adının “Savaş Bakanlığı” olarak yeniden tanımlanmasını desteklediğini ifade etti.
ABD Ordusu’na tam destek verdiğini belirten Trump, geleceğe dair planlarını şöyle aktardı:
“Önümüzdeki yıllarda ordumuzu her zamankinden daha hızlı, çevik ve güçlü hâle getireceğiz. Nükleer gücümüzü yeniden inşa ettim ve güncelleyeceğiz, umarım hiç kullanmamız gerekmez; güç o kadar etkili ki, sonuçlarını gördüğünüzde asla kullanmak istemezsiniz.”
Trump, ABD’nin nükleer denizaltılarda teknolojik olarak Rusya ve Çin’in yaklaşık 25 yıl önünde olduğunu iddia etti. Ayrıca 2025 yılında Donanma, Hava Kuvvetleri ve Uzay Kuvvetleri’nin ilk kez tamamen koordineli biçimde işe alım hedeflerini 3 ay erken aştığını belirterek toparlanma sürecine vurgu yaptı.
Konuşmasının amacını “Öyle büyük, öyle güçlü ve öyle yetenekli olmak ki hiçbir ülke bize meydan okumaya cesaret edemesin” şeklinde özetleyen Trump, ülkeye büyük bir hakaret olacağını öne sürerek, hak ettiği halde kendisine verilmeyeceğini iddia ettiği Nobel Ödülü’ne de değindi.
Trump ayrıca bazı savaş gemilerini “çirkin” olarak nitelendirerek, estetik konusundaki hassasiyetini de dile getirdi.
