Ağız kanseri olarak bilinen oral kavite kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi şansı yüksek olan ancak geç kalındığında hayati risk taşıyan bir kanser türüdür. İyileşmeyen yaralar ve yutma güçlüğü gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalık, sigara ve alkol kullanımı ile doğrudan ilişkili bulunuyor.

Ağız boşluğunda gelişen oral kavite kanseri, Türkiye’de en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Özellikle 45 yaş üstü bireylerde daha sık rastlanan bu hastalık, erken evrede fark edildiğinde yüzde 90’a varan oranlarda tedavi edilebiliyor. Uzmanlar, iki haftadan uzun süren ağız yaraları ve geçmeyen boğaz ağrılarının ciddiye alınması gerektiği konusunda uyarıyor.
ORAL KAVİTE KANSERİ NEDİR?
Oral kavite kanseri, ağız boşluğunu oluşturan dudak, yanak içi, diş etleri, dil, damak ve ağız tabanı gibi bölgelerde gelişen kötü huylu tümörler olarak tanımlanıyor. Baş boyun kanserleri grubunda yer alan bu hastalık, erken teşhis edilmezse çene kemiğine ve lenf bezlerine yayılarak tedaviyi güçleştirebiliyor.

EN SIK GÖRÜLEN 10 BELİRTİ
Uzmanlar, ağız kanserinin en yaygın belirtilerini şöyle sıralıyor:
-
İki haftadan uzun süren ve iyileşmeyen ağız yaraları
-
Ağız içinde beyaz (lökoplaki) veya kırmızı (eritroplaki) lekeler
-
Sebepsiz diş eti kanamaları ve diş kayıpları
-
Ağız içinde elle hissedilen şişlik veya kabarıklıklar
-
Geçmeyen boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü
-
Ses kısıklığı ve konuşma bozuklukları
-
Çiğneme ve yutma güçlüğü
-
Nedensiz kilo kaybı
-
Ağız kokusu
-
Yüz veya çenede uyuşukluk
RİSK FAKTÖRLERİ VE KORUNMA YOLLARI
Araştırmalar, oral kavite kanseri riskini artıran başlıca faktörleri şöyle belirliyor:
-
Tütün ürünleri kullanımı (sigara, puro, nargile)
-
Aşırı alkol tüketimi
-
Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonu
-
Aşırı güneş ışığına maruz kalma (dudak kanseri için)
-
Kötü ağız hijyeni ve tedavi edilmeyen diş problemleri
-
Meyve ve sebzeden fakir beslenme alışkanlıkları

TANI SÜRECİ VE EVRELEME
Oral kavite kanseri tanısı, kulak burun boğaz uzmanları veya ağız hastalıkları uzmanları tarafından gerçekleştiriliyor. Tanı süreci şu adımlardan oluşuyor:
-
Fiziksel muayene ve hasta öyküsü
-
Biyopsi (şüpheli dokudan örnek alınması)
-
Endoskopik inceleme
-
BT, MR veya PET taramaları
-
Patolojik inceleme
Kanser teşhisi konulduktan sonra, tümörün boyutu ve yayılımına göre evreleme yapılıyor. Erken evre (1-2) kanserlerde tümör küçük ve yayılmamışken, ileri evre (3-4) kanserlerde boyun lenf bezlerine veya vücudun diğer bölgelerine yayılım görülebiliyor.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Oral kavite kanseri tedavisi, hastalığın evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre kişiselleştiriliyor. Başlıca tedavi seçenekleri arasında:
Cerrahi Tedavi:
Tümörlü dokunun çıkarılması temeline dayanıyor. Erken evre kanserlerde genellikle ilk tedavi seçeneği olarak uygulanıyor. Büyük tümörlerde çene kemiği veya dilin bir kısmının alınması gerekebiliyor.
Radyoterapi:
Yüksek enerjili ışınlarla kanser hücrelerinin yok edilmesini hedefliyor. Cerrahi sonrası veya tek başına tedavi seçeneği olarak kullanılabiliyor.
Kemoterapi:
İlaçlarla kanser hücrelerinin yok edilmesini amaçlıyor. İleri evre kanserlerde veya diğer tedavilerle birlikte uygulanabiliyor.

TEDAVİ SONRASI YAŞAM
Ağız kanseri tedavisi sonrası hastalar, konuşma terapisi, beslenme danışmanlığı ve fizik tedavi gibi destek hizmetlerine ihtiyaç duyabiliyor. Düzenli takip muayeneleri, hastalığın nüksetme riskine karşı hayati önem taşıyor.
Uzmanlar, ağız kanserinden korunmak için sigara ve alkolden uzak durulmasını, düzenli diş hekimi kontrollerinin aksatılmamasını ve HPV aşısı olunmasını öneriyor. Ağız içinde iki haftadan uzun süren herhangi bir değişiklik fark edildiğinde ise vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurulması gerekiyor.