Almanya Federal Kriminal Dairesi (BKA) Başkanı Holger Münch, ülkede gelecek yıl düzenlenecek eyalet seçimleri öncesinde, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin olası hükümet katılımlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Münch, AfD’nin eyalet yönetimlerinde görev almasının güvenlik protokolleri açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkati çekti.
Alman Tagesspiegel gazetesine konuşan Münch, AfD’nin bir eyalette hükümet sorumluluğu üstlenmesi durumunda hassas verilere erişim imkanı bulacağını belirtti. Bu durumun eyaletler arası güvenlik işbirliğini zedeleyebileceğini vurgulayan Münch, “AfD gelecek yıl bir eyalette hükümet sorumluluğunu üstlenmesi durumunda riskler ortaya çıkar ve bunlar nasıl yönetilebilir sorularının şimdiden ele alınması gerekir. Parti o zaman hassas verilere ve bilgilere erişebilir, bu da kurumlar arası işbirliğimizi etkileyebilir.” ifadelerini kullandı.
Bilgi paylaşımının tamamen durdurulmasını savunmadığını belirten Münch, “O kadar ileri gitmezdim. Ancak bilgileri ne kadar açık şekilde paylaşabileceğimizi yeniden düşünmemiz gerekir.” diye konuştu. Münch, BKA’nın kişisel veriler ve dava bilgileri dahil olmak üzere kritik güvenlik verilerini eyaletlerin güvenlik makamlarıyla paylaştığını ve kurumun bu bilgi alışverişinde merkezi bir temas noktası işlevi gördüğünü hatırlattı.
GÜVENLİK İNCELEMESİ VE SEÇİM ANKETLERİ
BKA bünyesinde kaç AfD üyesinin çalıştığına dair verinin bulunmadığını, zira parti üyeliklerinin sorgulanmadığını ifade eden Münch, “Birinin SPD, CDU ya da Yeşiller üyesi olup olmadığını sormuyoruz. Ancak AfD’nin kesin olarak sağcı aşırılıkçı bir örgüt olarak sınıflandırılması, güvenlik inceleme süreçlerimizi etkilerdi.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya’da 2026 yılında Baden-Württemberg, Berlin, Rheinland Pfalz, Saksonya-Anhalt ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde meclis seçimleri gerçekleştirilecek. Güncel anketlere göre AfD, Saksonya-Anhalt’ta yüzde 40 ve Mecklenburg-Vorpommern’de yüzde 38 oy oranıyla en güçlü parti konumunda yer alıyor. Mevcut veriler ışığında, bu iki doğu eyaletinde AfD’nin yer almadığı bir hükümet çoğunluğunun oluşturulmasının zor olduğu değerlendiriliyor.
