İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran uyuşturucu soruşturmasında tutuklanan spiker Ela Rümeysa Cebeci’nin ifadesinde adı geçen iş insanı Serdar Bilgili, şimdi de ciddi mali suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Sabah gazetesinden Ceyhan Torlak’ın haberine göre, emekli astsubay Ali Aksoy, Bilgili Holding’in sahibi Serdar Bilgili hakkında savcılığa kapsamlı bir suç duyurusunda bulundu. Dilekçede Bilgili hakkında “sahte fatura düzenleme”, “naylon fatura kullanma”, “gerçeğe aykırı kayıt düzenleme”, “vergi kaçırma” ve “şirket üzerinden usulsüz para transferi suretiyle işlenen organize vergi kaçakçılığı” suçlamaları yöneltildi. Şikayet dilekçesinde, holding bünyesindeki şirketlerin sistematik bir şekilde kullanılarak kamunun zarara uğratıldığı öne sürüldü.
Şirket paraları ablasının hesabına aktarılmış
Ali Aksoy’un savcılığa sunduğu dilekçede, Bilgili Holding ve bağlı şirketlerin gerçekte olmayan hizmet ve mal alımları yapmış gibi gösterilerek karşılıklı faturalar düzenlediği iddia edildi. Bu yöntemle şirket kasasından yüksek meblağlarda para çıkışı sağlandığı ve vergi matrahının bilinçli olarak düşürüldüğü belirtildi. Dilekçede en dikkat çeken detaylardan biri ise para transferlerinin yönü oldu. Şirket hesaplarından çıkan paraların önemli bir bölümünün Serdar Bilgili’nin ablası Sevil Bilgili’nin şahsi banka hesaplarında toplandığı öne sürüldü. Aksoy, bu durumun tesadüfi olmadığını, şirket kaynaklarının organize bir şekilde aile bireylerine aktarıldığını savundu.
65 milyon dolarlık otel satışı mercek altında
Suç duyurusunda yer alan bir diğer önemli iddia ise holding bünyesindeki Hayat Turizm Ticaret A.Ş.’ye ait otelin satışı ile ilgili oldu. Dilekçeye göre, söz konusu otel 2024 yılı içerisinde “Hay Hay” isimli bir firmaya yaklaşık 65 milyon dolar (2 milyar 787 milyon lira) bedelle satıldı. Ancak şirketin aynı yıl için zarar beyanında bulunması, hayatın olağan akışına aykırı bir durum olarak nitelendirildi. Şikayetçi Ali Aksoy, yüksek bedelli satışın şirket kayıtlarına gerçeğe uygun yansıtılmadığını, satış gelirinin gizlendiğini veya eksik gösterildiğini iddia etti. Dilekçede, “danışmanlık”, “temsil” ve “hizmet bedeli” adı altında düzenlenen sahte faturalarla şirketin içinin boşaltıldığı ve hem gelir hem de kurumlar vergisi yönünden ağır kamu zararı oluştuğu ifade edilerek, tüm hesapların ve satış sözleşmelerinin incelenmesi talep edildi.
