Melâmîlik nedir ve hangi ilkelere dayanır? İşte, kökeni Horasan’a dayanan, ibadetin gizlenmesini ve gösterişten uzak bir yaşamı şart koşan bu tasavvufi anlayışın tarihi, temel prensipleri ve günümüzdeki yansımaları.
Tasavvuf tarihinin en ilginç ve tartışmalı ekollerinden biri olan Melâmîlik, temelinde “gizlilik” ve “riyadan uzaklık” olan bir manevi yol olarak tanımlanır. Bu anlayışa göre gerçek derviş, ibadetlerini ve manevi hallerini saklar; nefsini içten terbiye eder ve toplum içinde sıradan bir insan gibi görünür. Peki, bu kadar radikal bir tevazu anlayışını benimseyen Melâmîliğin kökeni neye dayanır?
HORASAN’DA DOĞDU: MELÂMÎLİĞİN KÖKENİ VE TEMEL PRENSİBİ
Melâmîliğin temelleri, 9. yüzyılda Horasan bölgesinde atıldı. Hareketin öncü isimlerinden Hamdûn el-Kassâr, yaptığı her türlü iyiliği ve ibadeti gizlemenin, hatta bunlardan dolayı övülmekten kaçınmanın esas olduğunu öğütledi. Buradaki temel amaç, ibadeti yalnızca Allah rızası için yapmak ve “riya” (gösteriş) tuzağına düşmemektir. Melâmîler, bu nedenle diğer tarikatlardan farklı olarak belirgin bir kıyafet, sembol veya aleni ayinler benimsemezler.
TARİHTE ÜÇ ANA DÖNEM: ANADOLU’YA NASIL GELDİ?
Araştırmacılar, Melâmîliğin tarihsel seyrini genellikle üç ana döneme ayırır:
-
Horasan Melâmîliği: Hareketin ilk ortaya çıktığı ve şekillendiği dönem.
-
Anadolu Melâmîliği (Bayramî-Melâmîlik): 15. yüzyılda Hacı Bayram-ı Velî ve özellikle onun halifesi Ömer Sikkinî (Somuncu Baba) vasıtasıyla Anadolu’da yayılan şekli. Bu dönem, hareketin yerli bir kimlik kazanmasını sağlamıştır.
-
Üçüncü Devre Melâmîliği: 19. yüzyılda, daha çok şehirli kesim ve entelektüeller arasında etkili olan dönem. Her dönemde temel “gizlilik” ve “içtenlik” prensibi korunmuş, ancak sosyal yapıya göre yeni yorumlar geliştirilmiştir.
“EN RADİKAL TEVAZU EKOLÜ”: MELÂMİLERİN GÜNÜMÜZDEKİ KARŞILIĞI
Günümüzde Melâmîlik, çoğunlukla “gizli dervişlik”, “riyasız iman” veya “içsel ahlak tasavvufu” olarak anılır. Tasavvuf araştırmacıları tarafından sıklıkla “en radikal tevazu ekollerinden biri” olarak nitelendirilir. Modern zamanlarda, özellikle gösterişçi tüketim kültürüne bir tepki ve saf bir maneviyat arayışı olarak yeniden ilgi görmektedir. Tartışmalar ise, bu kapalı ve sırlı yapının gerçek manevi derinliği koruyup koruyamadığı etrafında döner.
KONUYLA İLGİLİ BAŞLICA TÜRKÇE KAYNAKLAR
Melâmîlik üzerine Türkiye’de zengin bir akademik birikim bulunuyor. Konuya giriş yapmak veya derinlemesine araştırmak isteyenler için temel kaynaklar şunlardır:
-
Mustafa Kara – “Melâmîlik ve Melâmîler”: Hareketin tarihsel gelişimini sistematik şekilde anlatan temel eser.
-
Abdulbaki Gölpınarlı – “Melâmîlik: Bir Tasavvuf Okulu”: Türkiye’deki Melâmîlik araştırmalarının öncü ve klasik çalışması.
-
Reşat Öngören – “Melâmîlik ve Melâmîler: Bayramî-Melâmî Geleneği”: Anadolu’daki ikinci döneme odaklanan akademik bir inceleme.
-
Ahmet Yaşar Ocak – “Üçüncü Devre Melâmîliği” ve “Melâmîlik ve Kalenderîlik Arasında”: Hareketin geç dönemini ve diğer ekollerle ilişkisini tarihsel bağlamda irdeleyen önemli çalışmalar.
Melâmîlik, zahiri değil batıni olana, gösterişe değil öze vurgu yaparak, tasavvuf geleneği içinde her dönem kendine özgü ve dikkat çekici bir konum işgal etmeye devam ediyor.