Hollywood’un en özgün ve etkileyici yıldızlarından biri olarak kabul edilen Diane Keaton, 79 yaşında Kaliforniya’da hayatını kaybetti. People dergisinin haberine göre Keaton’un ölüm nedeni açıklanmadı. Dört kez Oscar adayı olan ve 1977 yapımı “Annie Hall” ile “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Akademi Ödülü kazanan Keaton, sinema tarihine hem performansları hem de karakteristik tarzıyla damga vurdu.
1946 yılında Los Angeles’ta dünyaya gelen Keaton, oyunculuğa Broadway sahnelerinde başladı. 1969’da Woody Allen’ın yazdığı “Play It Again, Sam” oyunundaki performansıyla dikkat çekti ve kısa sürede Hollywood’a adım attı. Francis Ford Coppola’nın unutulmaz klasiği “The Godfather” (1972) ve “The Godfather Part II”de (1974) Michael Corleone’nin eşi Kay Adams rolüyle büyük beğeni topladı. Ancak asıl çıkışını, Allen’ın yönettiği “Annie Hall”daki unutulmaz performansıyla yaptı. Film, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo Oscar’larını da kazanarak sinema tarihine geçti.
Keaton, kariyeri boyunca dramatik ve komik roller arasında ustalıkla geçiş yaparak sinemanın en çok yönlü kadın oyuncularından biri oldu. “Reds” (1981), “Marvin’s Room” (1996) ve “Something’s Gotta Give” (2003) filmleriyle üç kez daha Oscar’a aday gösterildi. Ayrıca “Baby Boom”, “Father of the Bride”, “The First Wives Club” ve “Book Club” gibi popüler filmlerdeki rolleriyle geniş kitlelerin sevgisini kazandı.
Oyunculuğun yanı sıra yönetmenlik, yapımcılık ve yazarlık da yapan Keaton; “Unstrung Heroes” (1995) ve “Hanging Up” (2000) filmlerinin yönetmen koltuğunda oturdu, Gus Van Sant’in Cannes’da Altın Palmiye kazanan “Elephant” (2003) filminin de yapımcılığını üstlendi. Fotoğrafçılığa ve mimari mirasın korunmasına olan ilgisiyle de tanınan sanatçı, yaşamı boyunca birçok kitap ve fotoğraf koleksiyonu yayımladı.
2017 yılında Amerikan Film Enstitüsü’nden (AFI) Yaşam Boyu Başarı Ödülü alan Keaton, törende “Annie Hall” filminden “Seems Like Old Times” şarkısını söyleyerek sahneye veda etmişti. Hiç evlenmeyen Keaton, geride iki evlatlık çocuğunu bıraktı.
Diane Keaton, yalnızca bir sinema efsanesi değil; aynı zamanda zarafeti, bağımsız duruşu ve kendine has tarzıyla bir kültürel ikon olarak hatırlanacak.
