Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında tutuklu bulunan eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu‘nu cezaevinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından CHP İzmir İl Başkanlığı’nda basın mensuplarının karşısına geçen Bakan, yaşanan süreci “hukuksuzluk” olarak nitelendirerek, tutukluluk halinin bir cezalandırma aracına dönüştüğünü ifade etti.
“Mehmet Murat Çalık’ın Sağlık Durumu Endişe Verici”
Ziyaretleri sırasında sadece Soyer ve Aslanoğlu’nu değil, Mehmet Ali Çalışkan ve Heval Savaş Kaya’yı da gördüğünü belirten Bakan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mehmet Murat Çalık’ın ise sağlık sorunları nedeniyle hastaneye sevk edildiğini söyledi. Bakan, Çalık’ın geçmişte iki kanser atlattığını ve yüksek risk taşıdığını vurgulayarak, “Ciddi anlamlı bir kalp sıkışması sebebiyle tekrar hastaneye sevk edildiğini öğrendim. Anjiyo olduğunu öğrendim. Öncelikle Mehmet Murat Çalık’ın tutuksuz yargılanması gerektiğini, adli kontrol tedbiriyle ya da bir başka şekilde ama cezaevinde olmaması gerektiğini söylemek istiyorum” dedi. Çalık’ın yaklaşık 20 kilo verdiğini ve cezaevi ortamında olmaması gerektiğini ekledi.
“Milletvekili Olarak Günümüz Cezaevlerinde Geçiyor, Bu Olağanüstü Bir Hal!”
Bakan, son dönemde Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in tutuklanması, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin adli kontrolle serbest bırakılmasına rağmen görevden alınması gibi gelişmelerin hukuka aykırı olduğunu savundu.
“Biz milletvekilleri olarak, politikacılar olarak görev yerimiz parlamento, arkadaşlar. Yasama ve denetim görevimiz var. Bunun dışında da halkla beraber olmak, sahada çalışmak durumundayız” diyen Bakan, sözlerine şöyle devam etti: “Ama şu an ben milletvekili olarak cezaevi ziyareti ve adliyelerde günümüz geçiyor. Olağanüstü koşullarda siyaset yapıyoruz.”
“Masumiyet Karinesi Yerine Güçlünün Adaleti İşliyor”
CHP olarak tüm bu baskılarla baş edecek güçleri olduğunu ancak yaşanan sürecin normal bir siyasi süreç olmadığını dile getiren Bakan, “İzmir’de Tunç Soyer ve 59 arkadaşımız tutuklu. Elbette onların masumiyetine inanıyoruz. Yargılanmalarına itirazımız olamaz ama hukukun evrensel kuralı masumiyet karinesidir ve insanların özgürce yargılanmasıdır. Yani tutuklu yargılandığında, o yargı iktidarın sopasına dönüşür –şu an olduğu gibi– ve güçlünün adaleti söz konusu olur. Burada da bu durum söz konusu” ifadelerini kullandı.
Bakan, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, tutuklu bulunan isimlerin adil ve tutuksuz yargılanmalarını, aksi halde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmalarını ve iddianamenin bir an önce hazırlanmasını beklediklerini vurguladı. Devlet Bahçeli’nin de iddianamelerin hızlı hazırlanması yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, bunun hukukun evrensel bir kuralı olduğunu belirtti.
“İzmir’de Görülmemiş Yöntemler Uygulanıyor: İtirafçılığa Zorlama!”
İzmir’de geçmişte büyük organize suç operasyonları, FETÖ operasyonları yaşandığını ancak yargı tarihinde “hiç olmayan” yöntemlerin şu an uygulandığını iddia eden Bakan, özellikle “tanık olmayan, dosyanın ne sanığı ne tanığı olmayan kişilerin çağrılıp itirafçı olmaya zorlandığını” ifade etti. Bakan, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu dosyasında yaşanan benzer durumların şimdi İzmir’e sıçradığını belirterek, savcılığa çağrılan bazı kişilerin resmi tutanak tutulmadan gayri resmi görüşmelerle “İtirafçı mı olmak istiyorsunuz?” gibi sorularla karşılaştıklarını öne sürdü.
Tunç Soyer’den Kentsel Dönüşüm Projesi Savunması
Görüşmelerinde Tunç Soyer’in, tutuklanma gerekçelerinden biri olan kooperatifle ilgili kentsel dönüşüm projesini savunduğunu aktaran Bakan, Soyer’in projenin önceki dönemden geldiğini ve müteahhitleri aradan çıkararak insanları uygun fiyatlı ev sahibi yapma iyi niyetiyle başlatıldığını söylediğini belirtti.