İklim krizi; yakıt yüklerini artırarak, yakıtları kurutarak, rüzgarları güçlendirerek, şimşek aktivitesini artırarak ve istilacı yanıcı türleri teşvik ederek orman yangını risklerini yükseltiyor. Yeni bir rapor, şiddeti ve sıklığı artan orman yangınlarını küresel olarak yükselen yeni bir risk faktörü olarak değerlendiriyor. Rapora göre orman yangınlarının maliyeti 10 yılda altı kat arttı.
Allianz Commercial’ın Yükselen Risk Trendleri 2025 başlıklı raporuna göre, orman yangınlarının sıklığı, şiddeti ve coğrafi dağılımı son yıllarda iklim değişikliği, insan faaliyetleri ve değişen arazi kullanım modelleri nedeniyle önemli ölçüde arttı. Hızlı yayılımları ise dünya genelinde çeşitli sektörlerde ve bölgelerde büyük riskler oluşturuyor.
Ocak 2025’teki yıkıcı Los Angeles orman yangınlarının örnek olarak gösterildiği rapora göre, Batı ABD, Batı Kanada, Güney ve Doğu Avustralya ve Güney Avrupa, orman yangınlarına en çok maruz kalan coğrafi bölgeler. Ancak bu tür yangınlar artık Kanada’nın kuzey bölgeleri, İskandinavya ve Rusya’daki ormanlar da dahil olmak üzere daha önce riskli görülmeyen yerlerde de meydana geliyor.
İklim krizi; yakıt yüklerini artırarak, yakıtları kurutarak, rüzgarları güçlendirerek, şimşek aktivitesini artırarak ve istilacı yanıcı türleri teşvik ederek riskleri yükseltiyor. Son 10 yıllık dönem 1850’den bu yana en sıcak 10 yıl (2015-2024) olarak kayıtlara geçerken, 2024 “en sıcak yıl” olarak rekor kırdı.
Küresel Sigortalı Kayıplar 8,7 milyar Dolardan 56,3 Milyar Dolara Yükseldi
Orman yangınlarından etkilenen insan ve mülk sayısı da artıyor. Orman yangınlarından kaynaklanan küresel sigortalı kayıplar 2000’lerde 8,7 milyar dolardan 2010’larda 56,3 milyar dolara yükselerek altı kattan fazla maliyete yol açtı. Raporda, orman yangınlarında hasar ve iş kesintisi açısından en önemli risklerle karşı karşıya kalan sektörler; kamu hizmetleri, enerji, gayrimenkul, inşaat, tarım ve ulaşım olarak belirtiliyor. Raporda ayrıca, orman yangını sorumluluklarıyla ilgili yeni düzenleme ihtiyaçları ve davaların da artış gösterdiği ve bu nedenle etkin risk yönetimi stratejileri ve orman yangını yönetim planları geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.
Bu stratejiler arasında savunulabilir alanlar oluşturmak, bitki örtüsünü yönetmek ve yanmayan yapı malzemeleri kullanmak yer alıyor. Yangın söndürme ve koruma stratejileri de gelişiyor ve şirketlerin bunlara adapte olması gerekiyor. Etkili bir orman yangını hazırlık ve iş sürekliliği programının geliştirilip uygulanması, ayrıca bunun düzenli olarak gözden geçirilmesi ve güncellenmesi öneriliyor.
Orman Yangını Riski Çok Yönlü Bir Yaklaşım Gerektiriyor
Raporda, yangın riskini modellemek ve azaltmak için kullanılabilecek gelişmiş teknik araçlar ve yenilikler de bulunduğu belirtiliyor. Örnekler arasında mevsimlik tahminler, drone araştırmaları, coğrafi bilgi sistemi (CBS) haritalaması, termal görüntüleme, bitki örtüsü yönetim sistemleri ve yapay zeka kameraları yer alıyor.
Sonuç olarak orman yangını riski şirketlerin yangın güvenliği ile ilgili tüm yasalara ve düzenlemelere uyması dahil olmak üzere çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor. Daha geniş anlamda ise orman yangınına hazırlanmak, seragazı emisyonlarını azaltma çabalarını, değişen çevre koşullarına uyum sağlanmasını ve etkili orman yangını yönetim stratejilerinin uygulanmasını gerektiriyor.
Rapor, orman yangınlarını azaltmanın, değişen iklim karşısında riskleri en aza indirmek ve dayanıklılık oluşturmak için yerel, ulusal ve küresel çapta işbirliği gerektiren karmaşık ve acil bir konu olduğu sonucuna varıyor.