1. Haberler
  2. Türkiye Gündemi
  3. TOKİ, Sazlıbosna ihalelerinde firma isimlerini kaldırmış

TOKİ, Sazlıbosna ihalelerinde firma isimlerini kaldırmış

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Teşvik belgelerini konuşurduk. Kim, hangi şirket, ne gibi bir proje başlatmış, ne tür bir teşvik belgesi almış, haber olurdu. Sanayi Bakanlığı, tutu şirket isimlerini kapattı. Firmalar artık görünmüyor. Şimdi aynı işi TOKİ de yapmaya başladı. Açın bakın, İstanbul’da “konut–sosyal donatı” uygulamaları listesinde 62 ihale var. 35’inin yüklenici firması belli. Sazlıbosna ihalelerini alanların isimleri yok. Kaldırılmış.

***

İBB tutuklama dosyalarına bakınca… Onun evinden 20 bin dolar çıkmış, bunun atı da varmış, diğeri balkonu fazla çıkmış, bir ötekine aydan aya 8-10 bin lira gelirmiş gibi şeyler konuşuluyor. Havuz medyası 20 bin doları, “taaaaam….” diye ortama “vaay be” dedirten ses salınımları eşliğinde duyuruyor. Rakama dikkat etmezsen 20 milyar dolarmış gibi anlıyorsun. Durum tam kafayı taştan taşa vurmalık. Daha birkaç hafta öncesinde Prof. Dr. Uğur Emek, 50 milyar dolardan fazla kıyak çıkaran enerji lisans vurgununu yazdı. Buraya lazım “taaaaam” sesi. Çünkü 50 milyar dolardan bahsediliyor. milyar lira değil, dolar! Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı günlerden başlayarak TOKİ, İstanbul’un su kaynaklarından birini çöpe çıkarıp, bölgede AKP’li müteahhitlere 28 ihale dağıttı. Havuz ne tartışıyor? İmamoğlu’nun kendi hesabından Berkay Gezgin’e ödediği burs parasını… Çankaçı gazeteci, 1 milyon liradan bahsediyor ekranda. Öyle bir para da yok aslında. Kısa süre sonra patlıyor iddia.

Bu yazıyı yazdığım sırada ekranda CHP’li Ulaş Karasu vardı. Şöyle diyordu: “Aldığımız bilgi… Erdoğan, Rönesans Holding’in sahibi ile gitti, körü geçitlerinde fotoğraf verdi. Kuzey Marmara Otoyolu’nun Nakkaş – Başakşehir kesimini alan firma. Bu firmaya 90 bin araç geçiş tanımışlardı. Şimdi bir sözleşme değişikliği ile birlikte, 90 bin araç geçiş garantisi sayısını 150 bine çıkarttılar. Süreyi de 15,5 yıl idi, 3 yılın üzerinde artırdılar. Bir anda firmanın cebine 1,7 milyar dolar girecekken şimdi 1,6 milyar dolar daha ek kaynak yarattılar. Bunu soru önergesi ile de sorduk.”

Kanal İstanbul’un konut projelerinin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklandığı günlere denk gelen toplu ihalesinden bahsetmiyor havuz medyası. İhale işte, açık ihale hem de. Yolsuzluk bunun neresinde denilebilir ama fotoğrafın diğer yüzünde kamu işlerinin AKP’li müteahhitlere dağıtımı var. Yapısal bir sorun bu. Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın çok yerinde olarak tariflediği gibi AKP rant dağıtımına dayanan bir koalisyon. Ekonomiyi çürüten, krizden krize sürükleyen bir yapı bu. Memleketin kaynaklarını ekonomi üreten ekonomiler yaratarak değil siyasaten, iktidarın bekasını dayadığı sermaye temeli yaratmak için kullanıyor.

Yerel seçimler döneminde AKP adayı Murat Kurum, “gündemimizde değil” demişti Kanal İstanbul için. Sonradan da benzer açıklamalar yaptı. Ama Ulaştırma Bakanı, “Vazgeçmedik, yapacağız” dedi. Birkaç ay önce Erdoğan’a sunum yapıldığı ortaya çıktı. Yıllardır tartışıyoruz. Proje sadece yararsız değil, fena halde zararlı. Az ötede Boğaz var ve bu uluslararası su yolu, Montrö Anlaşması ile Türkiye’ye hakimiyet, kontrol hakkı veriyorken, bunu, kontrol hakkını bypass edecek bir projeye niçin girişilir? Çok kimsenin tahmin ettiği gibi benim de tahminim öyle… Ya uluslararası bir angajmana girildi, Boğazlar’ı öteden beri aşıp Karadeniz’de askeri varlık göstermek isteyen ABD bastırıyor, ya da bildiğimiz rant iştahı… Nasıl olsa yaparız, kim engel olabilir ki havasıyla Araplara yapılmış erken satışlar… Bu konuda rivayet muhtelif. Biz ihalelere gelelim.

Nefes Gazetesi’nin haberinde ihalelerin AKP’li müteahhitlere gittiği yazılmıştı. Sonradan bu ihalelerin İmamoğlu tutuklanmadan önce başladığı da yazıldı. Bu ikinci bilgi tam doğru değil. Benim görebildiğim toplam 28 ihale yapılmış ve bunlardan sadece 3 tanesi tutuklanma öncesi, tutuklamalardan 2 gün önce, yani İBB kendine derdine düşmüşken yapılmış. 25 ihale tutuklama sonrası… Gözaltı günü 2 ihale yapılmış. Ertesi gün ve 21 Mart’ta 4 ihale yapılmış. Kalanı da izleyen günlerde.

İhaleler açık usulde yapılmış. Yeterlilik alan katılabiliyor ancak… Bu tür ihalelere katılanlar da birinci çember şirketler. Kamu ihalelerinin aboneleri. Her birinin internet sitesinde başlıca işveren başta TOKİ olmak üzere kamu şirketleri gözüküyor. Rekabet onlar arasında. Devri AKP’de iş kayırma, bölüştürme, taksim esaslı gittiği için açık ihale usulünün tam işleyip işlemediğini denetleme imkanı da yok.

İhaleleri alan şirketler AKP seçim kampanyalarına destek vermiş. Mesela İBB AKP Adayı Murat Kurum, kampanya döneminde şirketin proje açılışlarına davet edilmiş. Bazılarının projelerini AKP heyetleri ziyaret etmiş. Bazıları doğrudan AKP yöneticisi. Konya il yönetiminden, Kocaeli il yönetiminden olan var. AKP’den vekil adayı olan, meclis üyesi olan var.

Bir firma birden çok ihale alabilmiş. İntek iki ihale almış mesela. Bu iki ihalenin sözleşme bedeli 5 milyar 99 milyon TL. İstanbul merkezli bir firma İntek. YKB Raif Çiçek. İBB, Kiptaş, Emlak Konut, TOKİ ve Başakşehir belediyesinden işler almış. Kamu ihaleleriyle büyüyen bir şirket. Baş Yapı 3 ihalede var. Bu 3 ihalenin sözleşme değeri 4 milyar 601 milyon TL. 2004’te kurulmuş. İstanbul merkezli. Musa ve Fatih Baş ortaklığı. TOKİ’nin iş ortakları arasında. Emlak Konut’tan da iş almış. Açılışlarına Murat Kurum katılmış. AKP tanıtım faaliyetlerini paylaşmış. Prestij Yaşam İnşaat 3 ihalede iş ortağı olarak gözüküyor. Bu 3 ihalenin sözleşme değeri 6 milyar 745 milyon TL. Adana merkezli bir firma. 2020’de Öz Taştimur İnşaat’ı devralmış. Ortakları Sevgi Tokgöz ile Refik Taştimur gözüküyor. 2023’te de Gün Girişim Yapı’yı devralmış. Bu devirden sonra Prestij Yaşam’ın ortaklığı Sevgi Tokgöz ile Yunus Sönmez gözüküyor. Malatyalı Serhat Özbek İnşaat ortaklarıyla birlikte 3 milyar 236 milyon TL’lik sözleşme imzalamış. Özbek kamudan iş alıyor. Bazı projeleri AK Parti heyetleri ziyaret etmiş. Deprem konutu işi de yapıyor. Sazlıdere’de iş ortağı gözüken BSG de Serhat Özbek’in şirketi. AKP Kocaeli Kurucu İl Yöneticisi Macit Haldız’ın sahibi olduğu Haldız İnşaat, 4 milyar 793 milyon TL’lik ihale almışı.

Nefes Gazetesi haberinde yazıldı. AKP’li eski meclis üyesi Hamdi Kahraman’a ait Kahraman İnşaat da 4 milyar 470 milyon TL’lik iki ihale kazanmış. AKP’den Muş milletvekili aday adayı olan Mehmet İkbal Ballı’nın şirketi ise toplam 4 milyar 776 milyon TL’lik ihaleyle projede yer almış.

TOKİ, İstanbul ili konut – sosyal donatı projelerinin listesini kendi internet sitesinde veriyor. Fakat Sazlıbosna ihaleleri ve alan şirketlerin AKP’li olmalarının tartışılmasından rahatsızlık sonucu mu bilinmez, listede Sazlıbosna ihalelerini alan şirketlerin isim sütunlarını boş yayımlıyor şimdi. Daha önce bu isimler yer alıyordu. Şimdi 35 sonuçlanmış projeye kadar şirket isimleri veriliyor, izleyen Sazlıbohça ihalelerinde ise şirket isimleri yok, kaldırılmış. Proje tipleri dosyasında da Sazlıbosna yüklenicilerinin isimleri yok.

Felakete yol açabilir

Bazı araştırmalara göre İstanbulluların %70’i Kanal projesine karşı ancak, AKP’nin icraat biçim “rant dağıtma” üzerine kurulu olduğu için, böyle büyük bölüşüm projelerine ihtiyacı da bitmiyor. Sazlıbosna denilen bölgeye 24 bin 150 konut yapımını öngören 28 ihalenin bedeli 52 milyar 542 milyon lira olarak gözüküyor. Bölgede bu kadar konut yapılması en az 100 bin kişilik bir nüfus kaydırma anlamına geliyor. Sazlıdere Barajı’nı, su kaynağı olarak devreden çıkarıyor. İki deniz (Karadeniz – Marmara) arasında su karışmasını doğal dengesinin iki katına çıkarıyor. Oysaki bu denizlerde milyarlarca yıl içinde oluşmuş su terkibi çok farklı.

Denizlerin su sıcaklığı farklı. Marmara’da ortalama sıcaklık 17,2 derece, Karadeniz’de 16,5. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın kritik tespitleri var. “Karadeniz’de Akdenizleşme var, sonu kaos olabilir” diyor. Raporda şu bilgiler var: “Karadeniz’in Akdenizleşmesi süreci (Mediteranizasyon) devam etmektedir. Bu sürecin hızlanması ve birçok yeni türün bu denize girmesi ve besin zincirini değiştirmesi önümüzdeki yıllarda daha da belirginleşebilir. (…) Bu haliyle Akdeniz ve Karadeniz arasında biyolojik koridor, bariyer ve aklimizasyon görevi gören Türk Boğazlar sisteminin aklimizasyonun yerini adaptasyonun alacağını söylemek zor olmaz. Zira yüzey suyunda tuzluluğu %o 40 olan Akdeniz’in, %o 38 olan Ege, %o 20 olan Marmara, % o18 olan Karadeniz, %o 16 olan Kuzey batı, %o 14 olan Azak- Kerç boğazı sisteminde yüzey suyu sıcaklığının artışı, Akdeniz kökenli türlerin bu denize girişini hızlandırabilir. Dış çevredeki değişimin hızına yetişemeyen türlerin kaybolması da olası görülmektedir. Bu da Karadeniz gibi sınırlı su yenilenmesine sahip, izole ve genetik değişimin az olduğu bir deniz için kaos demektir.”

TOKİ, Sazlıbosna ihalelerinde firma isimlerini kaldırmış
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler
_
deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu veren siteler
Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin