1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü öncesinde İzmir’de bu sabah farklı adreslere düzenlenen operasyonlarla aralarında üniversite öğrencileri, sendikacılar, SOL Parti, EMEP ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyelerinin de bulunduğu çok sayıda kişi, Mart ayında gerçekleşen protestolar gerekçe gösterilerek gözaltına alındı.
Toplam 42 kişinin gözaltına alındığı operasyonlar sonrasında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri ile öğrenciler, Alsancak’ta düzenledikleri eylemle gözaltıları protesto ettiler. İzmir Barosu önünde bir araya gelen yüzlerce vatandaş, Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinden sloganlar eşliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüdü.
Alanda, Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri ve öğrenciler adına basın açıklamasını İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz yaptı. Yılmaz, 42 kişiden yedisinin hala gözaltında olduğunu belirtirken gözaltıların sonlandırılması çağrısında bulundu.
“Siyasi iktidar, toplumsal muhalefeti susturmaya, sindirmeye çalışıyor”
Gözaltıları ‘sindirme politikası’ olarak tanımlayan Yılmaz, “Bu sabah yeni gözaltılara uyandık. Özellikler öğrenciler ve sendikacılar, sabahın köründe operasyonlarla emniyete götürüldüler. Aslında davet edilselerdi gideceklerdi arkadaşlar. Ama böyle bir yöntem toplumda farklı söz söyleyen herkesi yıldırmaya yönelik bir tatbik. Buna alışmadık hiçbir zaman da alışmayacağız. Siyasi iktidar, hukuku bir sopa olarak kullanmaya devam ederek toplumsal muhalefeti susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Ancak bunun başarıya ulaşamayacağını yaşanan toplumsal olaylarla görmüş olması gerekirken halen aynı baskı ve yıldırma politikalarıyla toplumu dizayn etmeye çalışması büyük bir çaresizliktir” dedi.
“1 Mayıs öncesi gerçekleşen gözaltılar mücadele etme kararlılığımızı güçlendirmiştir”
Gözaltıların 1 Mayıs öncesinde yapılmış olmasına dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi:
“Yarın 1 Mayıs. İşçi sınıfının, tüm emeğiyle geçinenlerin, yoksulların, ezilenlerin, dışlananların birlik, mücadele ve dayanışma günü. Tam da 1 Mayıs öncesi gerçekleşen bu gözaltılar iktidarın düşündüğünün aksine bizlerin alanlara inme, sözümüzü söyleme, mücadele etme kararlılığımızı daha da güçlendirmiştir. Bu 1 Mayıs’ta sesimiz her zamankinden daha gür çıkacak. Evet, sesimiz her zamankinden daha gür çıkmalıdır. Çünkü Mart protestoları bu ülkenin sahipsiz olmadığını göstermiştir. Mart protestoları bu ülkenin işçilerinin, emekçilerinin, gençliğinin, kadınlarının, koskoca bir halkın birbirine sıkı sıkıya sarıldığını ve bu birlik fikri ve duygusunu hiçbir faşist yöntemin kıramayacağını anlatmıştır. Mart protestoları, hepimizin aydınlığı görmesini sağlamış, güneşli güzel günlere olan inancımızı bir kez daha tazelemiştir. Bu nedenlerle muktedirler; keyfi gözaltılarla, haksız ve hukuka aykırı tutuklamalarla, bir gecede iptal edilen diplomalarla, kayyım uygulamalarıyla, toplumun tüm kesimlerine verilmek istenen gözdağlarıyla, baskı, sömürü ve zorbalık şartlarını kadermiş gibi dayatmalarla hiçbir yere varamayacaklar, sesimizi kısamayacaklar.”
“Gözaltına alınan yurttaşlar derhal serbest bırakılsın”
Yılmaz, gözaltında bulunan vatandaşların serbest bırakılması çağrısında bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Yaşanan gözaltıları siyasi sebeplerden başka türlü açıklamak mümkün değildir. Ülkemiz, hukukun en temel usul kurallarının ortadan kaldırıldığı, anayasada sayılı demokratik hak ve özgürlüklerin sadece kağıt üzerinde kaldığı bir coğrafyaya dönüştürülmüştür. İnsanlar büyük bir suç örgütüne operasyon düzenleniyormuşcasına şafak operasyonlarıyla evlerinden alınmaktadır. Gözaltına alınmak adeta bir vatandaşlık görevi haline getirilmektedir. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet ve sosyal medya paylaşımları bahane edilerek tüm toplum üzerinde hakim kılınmaya çalışılan korku iklimi artık başarıya ulaşamayacaktır. Ülkemiz hukukun, insan haklarının, evrensel değerlerin, emeğin, demokrasinin ve özgürlüklerin ülkesi olacaktır. O günler çok yakındadır. Ne keyfi gözaltılar, ne baskılar ne de ortaçağ karanlığını andıran politik uygulamalar halkın demokratik ve barışçıl mücadelesini engelleyemeyecektir. Tekrar haykırıyoruz: Gözaltına alınan yurttaşlar derhal serbest bırakılsın!”