Muğla’nın Datça ilçesinde yapılmak istenen yat limanı projesine karşı Muğla Büyükşehir Belediyesi, Datça Belediyesi ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) tarafından açılan davanın duruşması bugün (14 Şubat) Muğla 4. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, davacı kurumların vekilleri, davacı kurumlar adına müdahil olan yurttaşlar ve Datça’da yaşayan vatandaşlar katıldı.
Duruşmanın ardından Mahkeme önünde bir basın açıklaması yapan MUÇEP Datça Meclisi, projeye karşı olan tepkilerini yineledi. Açıklamayı, MUÇEP adına Aydın Bodur okudu.
Datça Yat Limanı projesine tepkiler devam ediyor
Datça’da yapılması planlanan yat limanı projesi, yerel çevre örgütleri, belediyeler ve bilim insanları tarafından büyük bir tepkiyle karşılanıyor. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Datça Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesi, projeye yönelik itirazlarını sürdürerek davalar açıyor ve projeyi engellemeye çalışıyor. Ekim ayında yapılan bilirkişi raporunda, yat limanının Datça’ya ciddi ekolojik ve kültürel zararlar vereceği vurgulanmıştı. Kasım ayında ise mahkeme, liman projesi için yürütmeyi durdurma kararı almıştı. Bugün, 14 Şubat 2025 tarihinde mahkemenin yeni duruşmasından önce, itirazcılar bir kez daha seslerini yükselterek kararın aleyhlerine olmaması için çağrıda bulundu.
Datça’nın doğal ve kültürel değerleri tehdit altında
Datça, UNESCO tarafından ‘Özel Çevre Koruma Bölgesi’ olarak ilan edilmiş bir bölge olup, doğal güzellikleri ve ekosistemi ile dikkat çekiyor. Yapılması planlanan yat limanı, Akdeniz’de korunan deniz çayırları ve nesli tükenmekte olan Akdeniz fokları gibi nadir türlerin yaşam alanlarını tehdit ediyor. Ayrıca, limanın inşası sırasında yapılan kazı çalışmaları, binlerce yıllık anıt mezarları ve kültürel değerleri tahrip ediyor.
Yaşam savunucuları, yat limanının su kaynaklarını israf edeceğini ve yerel halkın kıyılara erişimini kısıtlayacağını belirtiyor. Ayrıca, liman çevresindeki tarım arazileri ve zeytinliklerin zarar göreceği, yapım sırasında oluşacak aşırı tozun da bu alanlarda hasara yol açacağı vurgulanıyor.
Deprem bölgesinde riskler arttı
Datça’nın deprem bölgesinde yer aldığı ve limanın yapılacağı dolgu alanının, sismik riskler taşıdığı da uzmanlar tarafından dile getirilen önemli bir diğer konu. Uzmanlar, inşa edilecek rıhtımın ağır ve hareketli yük taşıma kapasitesinin, bir deprem bölgesinde büyük riskler oluşturacağını belirtiyor.
Yerel halkın ve yaşam savunucuların tepkileri
Yerel halk, yat limanının yapılmasının ardından, bölgenin yaşanabilirliğinin giderek azalacağını ve denizle olan bağlarının kesileceğini savunuyor. Ayrıca, daha önce benzer projelerden sonra yaşanan olumsuzluklar, yerel halkın ve çevrecilerin endişelerini artırıyor. Marmaris, Fethiye gibi bölgelerde de benzer liman projelerinin, ekonomik yarar sağlamaktan çok, çevresel ve sosyal zararlar getirdiği belirtiliyor.
Tanınmış yatçılar ve deniz insanları da projeye karşı çıktıklarını ifade ediyor. Ege Denizi’nde yatçılıkla ilgili yazılar yazan Ali Boratav, Türkiye’deki yat limanlarının çoğunun ekonomik anlamda yetersiz olduğunu ve yalnızca büyük sermaye gruplarını zenginleştirdiğini belirtiyor.
Datça’nın geleceği için bir durum meselesi
Datça’da yapılmak istenen bu yat limanı projesi, yalnızca yerel halkın değil, tüm çevrecilerin, yaşam savunucuların, bilim insanlarının ve birçok sivil toplum kuruluşunun karşı çıktığı bir projeye dönüşmüş durumda. Muğla Çevre Platformu, Datça Belediyesi ve diğer çevre örgütleri, bu projeye karşı itirazlarını ve hukuki mücadelerini sürdüreceklerini belirtiyorlar. Mahkemenin vereceği karar, hem Datça’nın hem de Akdeniz’in geleceği açısından büyük bir önem taşıyor.
Yaşam savunucuları, çevreciler ve yerel halk, Datça’nın korunması gerektiğini ve bu tür projelerin, bölgenin ekosistemini, kültürel mirasını ve sosyal dokusunu tahrip edeceğini vurguluyorlar. ‘Datça’ya sahip çıkalım, bırakın doğal kalsın!’ sloganı ile tüm bu zararlara karşı durmaya devam edeceklerini belirtiyorlar.
