1. Haberler
  2. Genel
  3. 3 Haziran Marmara Denizi Günü’nde Yaşayan Bir Marmara İçin Ortak Çağrı

3 Haziran Marmara Denizi Günü’nde Yaşayan Bir Marmara İçin Ortak Çağrı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kıtalararası bir iç deniz olan Marmara Denizi için 2030 yılına kadar yüzölçümünün en az %30’unun korunmasını hedefleyen havza ölçeğindeki bölgesel restorasyon planı hazırlandı.

“Marmara Denizi: Restorasyon Yol Planı” başlıklı kapsamlı çalışma, 2022 sonbaharından 2024 ilkbaharına kadar 16 aylık bir süreçte hazırlanarak Marmara havzasının ekolojik dayanıklılığını artırmak, hidrolojik sistemlerini onarmak ve biyolojik çeşitliliğini korumak amacıyla hazırlandı.

National Geographic Society’nin desteğiyle yürütülen proje, deniz biyologları, mühendisler, şehir plancıları, hukukçular, araştırmacılar, öğrenciler ve yerel toplulukların katkılarıyla hazırlandı. Projenin saha araştırmaları ve haritalama çalışmaları hidrolog ve şehir plancısı Sera Tolgay tarafından yürütüldü ve Dünya Mirası Adalar Ekoloji ve Kültür Derneği tarafından desteklendi.

Marmara, yalnızca bir iç deniz değil; aynı zamanda milyonlarca göçmen kuşun ve deniz memelisinin rotası, kıyılarında kadim kültürlerin biriktiği bir ekolojik ve kültürel geçiş alanı. 2021’de yaşanan müsilaj krizinin ötesinde, azalan çözünmüş oksijen seviyeleri, derin deşarj uygulamaları ve yaygın arazi tahribatı nedeniyle bu hassas sistemin ne kadar kırılgan olduğunu görmekteyiz. Marmara Denizi Havzasının hem karada hem de denizdeki yüzölçümünün en az %30’unun 2030 yılına kadar korunması hedefiyle hazırlanan bu plan günümüzde hayati önem taşıyor.

Hazırlanan yol haritası, havza ölçeğinde ekosistemlerin onarımı, oksijen seviyelerinin yeniden iyileştirilmesi, kıyı ve orman habitatlarının korunması gibi stratejik hedefler içeriyor. Uydu verileriyle desteklenen analizler, Marmara havzasındaki kaliteli orman örtüsünün son 20 yılda %15,75’ten %6,5’e düştüğünü ve aynı sürede kentsel gelişimin %27,7’den %38,4’e yükseldiğini gösteriyor. Olumlu bir bulgu, mevcut ormanlar ve kıyı habitatlarının tamamı koruma altına alınırsa, Marmara Havzası’nın yüzölçümünün %25’inin korunabileceğini ve böylece 2030 hedefinin büyük ölçüde karşılanabileceğini gösteriyor.

Rapor, Marmara’nın jeolojik geçmişinden havza sağlığına, NDVI (bitki örtüsü sağlığı endeksi) analizlerinden müsilaj krizine, arazi kullanım değişiminden yerel stratejilere kadar çok boyutlu bir yaklaşım sunuyor. Araştırma bulgularına göre Marmara havzası, hızlı kentleşme ve ormansızlaşma nedeniyle son 20 yılda büyük kayıplar yaşadı. Araştırmanın önerdiği stratejiler arasında, tehdit altındaki türlerin yaşadığı kritik habitatların 2030 yılına kadar korunması ve bu bölgelerin sit alanı, milli park ya da deniz koruma alanları statüsüne alınması yer alıyor.

Bu stratejik belge, yalnızca Marmara Denizi’nin değil, karasal havzayı da dahil ederek tüm bölgenin su kalitesinin ve biyolojik çeşitliliğin korunması için umut vadeden bir başlangıç niteliği taşıyor. Plan; kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, araştırma kurumlarını ve sivil toplumu, Marmara Denizi’nin geleceği için iş birliğine davet ediyor. Bu sadece bir çevre mücadelesi değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın ve kıtalararası bir ekolojik ağın korunması anlamına geliyor.

Kaynak: İklim Haber

3 Haziran Marmara Denizi Günü’nde Yaşayan Bir Marmara İçin Ortak Çağrı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

EGEPRESS ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin