Haber: Nilgün Eser
İzmir Mor Dayanışma Derneği, her ay düzenlenen Mor Masa etkinliğinde Şair-Yazar Asuman Susam’ı konuk etti. “Kendilik Anlatıları” başlıklı söyleşide, kadın yazınından örneklerle ses ve iktidar ilişkisi tartışıldı.
Asuman Susam, “Ben Kimim sorusu karşılaşmaların açıklığına bakıyor. Yazıda, kendilik anlatılarımızın çokça kullanılma nedeni ise ‘Artık yeter!’ dediğimiz noktada keskinleşmekte” dedi.
YAZMAK BİR EYLEM ALANI
Susam, yazmanın bir eylem alanı olduğunu belirterek, algılanan ‘ben’, gözlemlerle giydirilen ‘ben’ ve kamusal alanın ‘ben’i arasında boşluklar oluştuğunu söyledi. Bu katmanlar arası yolculuğun yazma eylemini oluşturduğunu ifade eden Susam, “Bir kadının yazıyla ilişkisi; kendini görme-bulma alanıdır” diye konuştu.
Karşıyaka Mor Dayanışma’dan katılımcıların etkinliğe katkılarıyla devam eden buluşma, benzer söyleşilerin devam etmesi isteğiyle sona erdi.

ASUMAN SUSAM KİMDİR?
İzmir’de doğan Asuman Susam, 1990 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Çeşitli kurumlarda Türk dili ve edebiyat öğretmenliği yaptı. 2007’den sonra yalnızca edebiyat ve kültür çalışmalarıyla ilgilendi. Hâlen Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Toplumsal bellek ve belgesel sinema üzerine çalışan Asuman Susam’ın 12 Eylül, bellek ve kadınlar üçgeninden yakın toplumsal tarihimize yönelik belgesel çalışması kurgu aşamasındadır. Uluslararası PEN üyesi ve PEN İzmir temsilcisidir. İzmir’de düzenlenen Uluslararası Öykü ve Şiir Günlerinin danışma kurulunda yer almaktadır.
İlk şiiri Milliyet Sanat dergisi Genç Şairler Antolojisi’nde çıktı (1989) ve o yılın Genç Şairler Antolojisi’nde yer aldı. Şiirleri, inceleme ve eleştiri yazıları Milliyet Sanat, Cumhuriyet Kitap, Radikal Kitap, Varlık, kitap-lık Öteki-siz, Akatalpa, Eliz gibi süreli yayınlarda yayımlandı. Şiir ve nesirleriyle çeşitli ortak kitaplarda, antolojilerde yer aldı. Asuman Susam, Kemik İnadı (2015) adlı şiir kitabında; kadın duyarlığının şiirde yeni bir temsilini ortaya koymasıyla Ruhi Su Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Yangın Yılları’ndan Nida’ya Ahmet Telli Şiiri (2010) adlı kitabında; ilk şiirlerinden kitaplaşmayı bekleyen son şiirlerine kadar, şiir tarihimizde 70 kuşağı olarak anılan yaralı bir kuşağın, dönem şiirinin neredeyse tüm özelliklerin şiirinde taşıyan hüzünlü sesi Ahmet Telli’yi ve şiirlerini ele almıştır. Toplumsal Bellek ve Belgesel Sinema (2015) adlı kitabında; toplumsal belleğin, geleceğimizin kurgulanmasında önemli bir belirleyici unsur olduğunu, insanın toplumsal hayat içinde “öteki” ile olan ilişkisinde önyargılarla karşısına çıkan, insan belleğini oluşturan değerleri ve yargıları incelemiştir.